Asayiş yönünden en güvenilir kentimiz diye övünürken özellikle son günlerde yaşanan olaylar heveslerimizi inanın kursaklarımızda bıraktı.

“Neler oluyor?” düşüncesi içinde artık Gazipaşa’da bile havanın kararmasıyla yürüyemez olmamızın yanı sıra gölgemizden bile korkar olduk.
Önceleri geceleri köpek korkusundan sokağa çıkamazdık, şimdi ise “Kör kurşuna hedef oluruz.” endişesini yaşamaya başladık.

Cinayetlerin ardı arkası da kesilmiyor. Daha da ötesi, Necla Sağlam’ın evinde kimliği belirsiz kişi yada kişilerce boğazı kesilerek vahşice katledilmesi ile başlayan, insanın kanını donduran cinayetler serisi Kilimli de devam etti. 23 yaşındaki genç bir kızın ölüm acısı geçmemişti ki, Kilimli de Nevzat Temel adlı bir vatandaşın silahla öldürülmesi haberi endişelerimizi bir kat daha arttırdı.
Bu cinayetler konuşulurken, hatta haftası bile geçmeden Çınartepe’deki tüyler ürperten yeni bir cinayet olayı ile sarsıldık.

Mevzu ne olursa olsun. Bir insan canına kıymak bu kadar basit olmamalı diye düşünüyorum. İnanın, bu satırları yazarken bile adetada kanım donuyor.
Çınar tepe’deki olayda da Burak Demirtürk, Annesi Hilmiye Demirtürk ve Safiye Geyik başlarından silahla vurularak öldürüldü.
Kaldı ki, tabanca ile yaralamalar, kafalarda şişe parçalamaları hiç saymıyorum.

Zonguldak’ta neler oluyor?

Asayiş yönünden en güvenilir şehrimizin kimliği kirlenmeye mi başladı?

Ulusal basında, kömürü ile gündeme gelen Zonguldak maalesef peş peşe işlenen cinayetlerle gündeme gelmeye başladı.
Sakın ola birileri geçim sıkıntısı, ekonomik nedenler diyerek bahane üretmesin. Çünkü öyle aç, öyle yoksul insanlar tanıyorum ki karıncayı bile incitmiyorlar.
Namus cinayeti deseniz bana göre yukarıda saydığımız üç cinayetin namus cinayeti ile alakası yok. Necla Sağlam’ın boğazının kesilerek öldürülmesinin dışındaki cinayetlerin failleri belli. Bir tanesi kızmış çekip tabancasını ateşlemiş, diğeri ise sevgilisini kıskanmış, peş peşe üç kişiyi katletmiş. Yani nikâhlı eşi bile değil. Neresi bunun namus meselesi veya ekonomik neden.
Dedim ya Zonguldak’ımıza bir şeyler oluyor. Tertemiz kimliği kirletiliyor.

İnşallah bu elim olaylar son bulur.
Aksi takdirde altı Kara, üstü yeşil Zonguldak’ımızın namı “Karaelmas”ı ile değil, cinayetler şehri diye anılmaya başlanacak.