Haber-Yorum/Eyüp Bektaş: Şimdi sizlere bir haber sunacağımız ki, lütfen sonuna kadar okuyun. Lütfen okuyun ve Kdz. Ereğli’de ilçeye olan duyarlılık konusunda herkesi gözden geçirin. Bir Ereğli var ki, tarihi ile zengin mi zengin. Geçmiş yıllarında tarihe o kadar büyük imzalar atmışlar ki. Ve bu Ereğli şimdi kültürü ile sanatı ile tarihi ile yapayalnız bırakılmış. Nasıl olur demeyin? Örnekleri o kadar çok ki. Hele bugün yayımladığımız örnek,  bir başka fotoğraf.  Bildiğiniz gibi; Kdz Ereğli Tarih Doğa ve Kültürünü Yaşatma Derneği var. Bu dernek kendi dar olanakları ile ilçeyi tanıtmak için yapabildiği ölçüde etkinlikler düzenlemek istiyor. Hele ki, son dönemde bastırdığı kitaplar müthiş bir kaynak. Her Ereğlilinin evinin başköşesinde durması gereken kitaplar büyük özverilerle bastırılıp Ereğli’ye getirildi ama sahip çıkan yok. Koskoca Ereğli’de, Kdz. Ereğli Tarih Doğa ve Kültürünü Yaşatma Derneği’nin kitaplarını hiçbir kişi ve kurum el atıp satılmasına katkı vermemiş. Erdemir’de genel müdürden bile randevu alamamışlar, belediye başkanına kitap armağan etmişler etmesine ama koskoca belediye bir tek kitap satın almamış. Ereğli’nin o çok çok büyük kaynakları yerele akıtılmazken, gerisini siz değerlendirin artık. Şu röportajı okuyun ve ne söyleyeceğinize siz karar verir.

Kdz. Ereğli Tarih Doğa ve Kültürünü Yaşatma Derneği Başkanı Aydın Erol ile söyleşimiz şöyle gerçekleşti.

Aydın Erol (2)

-          Aydın Bey kitapçı dükkanı gibisiniz ya. Koli koli kitap hayırdır.

o   Evet, biz bunları Ereğli Tarih Doğa ve Kültürünü yaşatmak adına  hazırladık. Bu bizim üçüncü albümümüzdü Anılarda Karadeniz Ereğli diye. Bunlardan imza günlerinde dostlarımıza verdik ama elimizde planladığımız Belediyeye de vermekti. Erdemir’e de vermekti. Diğer büyük kuruluşlara, Ticaret Odasına da vermekti. Onlar kanalınca Ereğli’nin geçmişteki kültürünü Türkiye’ye yaymaktı. Bunun dışında Heraklia Pontika kitabını yaptırdık bunlar da elimizde bol miktarda var. Bunu da aynı şekilde biz imza gününde dostlarımıza dağıttık ama esasen kurumlara da verelim dedik Türkiye çapında dağıtımını sağlamaktı, maalesef çok başarılı olduğumuz söylenemez. Çünkü belediye dahil kurumlar fazla ilgi göstermediler. Erdemir’e ulaşmamız zaten mümkün değil.

-          Neden?

o   Valla bizim randevularımıza bir cevap vermediler.

-          Aşkın Bey Ereğlili ya niye?

o   Aşkın Bey Ereğlili olabilir ama bizim randevularımıza sekretarya vasıtasıyla bir cevap alamadık. Biz kendisiyle görüşmek istedik, Erdemir’i ziyaret eden, yurt dışından yurt içinden gelen misafirlere verilmek üzere çok güzel bir kitaptır bu Heraklia Pontika. Ereğli’nin tarihini anlatan ama burada da başarılı olamadık.

-          Yani Ereğli’deki kurumlar Ereğli Tarihi ile ilgili kaynaklara hiçbir ilgi göstermiyor.

o   Maalesef bunun altına imzamı atarım.

-          Bu koliler burada duruyor,

o   Elimizde bol miktarda var ilgi bekliyoruz çünkü biz kitapları satacağız ki yeni projelerle ilgili kaynaklar yaratabilelim. Bu kaynaklarla ilgili de yeni projeler üretebilelim. Bunlar bir derneğin gücünü arttıran şeyler aslında.

-          Çok büyük yatırım yani.

o   Evet, verdiğimiz parayı toplayamadık.

-          Cepten gitti, zaten dernekçilik böyle hep cepten hep cepten.

o   Teşekkür ederiz Eyüp Bey, yani bu konuyu gündeme getirdiğiniz için. Bizim içimizde bir yaradır yani bu. Bu yaraya merhem olacak bir kurum arıyoruz. Bir güç arıyoruz arkamızda. Biz o güçler vasıtasıyla kendi projelerimizi geliştirebiliriz.

-          Bu aslında çok büyük ayıp, en kibar deyimiyle ayıp. Herkesin ayıbı Ereğli’deki kişilerin kurumların hepsinin ayıbı. Yani bu kitapları yılbaşı eşantiyonu veriyorsun hediye veriyorsun verin bunları ya. Verin Ereğli’yi tanıtıyorsunuz.

o   Burası hep Heraklia Pontika. Bunların hepsi kaynak. Bugün bu kitapları bastırmak çok kolay bir şey değil. Biz bunları yarattığımız kaynaklarla başka projeler yapalım diye bunları yaptık. Ereğli’nin tarihine sahip çıkalım diye bunları yaptık. Ve yapmaya devam edeceğiz. Çalışma gücümüzden şevkimizden bir şey kaybetmiş değiliz ama umudumuzu yitirmiyoruz yani.

-          Ereğli’de karnını doyurup başka yerde yumurtlayanlar mı diyelim bunlara.

o   Artık onlara bir şey diyemiyoruz.

-          Ağır konuşmak gerek bazen gerçekten

o   Ben o kadar ağır konuşmak istemiyorum ama siz güzel ifade ediyorsunuz.

-          Ama ağır konuşmak lazım yani Erdemir’in, Belediyenin, Ticaret Odasının bütün kurum ve kuruluşların ayıbıdır. Yani şurada kitapların durması ayıptır. O patronlar o yöneticiler buraya gelip de Tarih Doğadan bu hazırlanan kitapları almıyorlarsa onların ayıbıdır.

o   Katılıyorum.

-          Ereğli’de karnını doyuracaksın koltuğa oturacaksın Ereğli’nin Tarihine, Doğasına sahip çıkmayacaksın. Siz de söyleyin.

o   Siz çok güzel ifade ettiniz. Dediğimiz gibi bu zamana kadar geldik ama elimizdeki mevcut envanterleri tüketmekle ilgili yeni dönemlerde Ereğli’nin Belediye Başkanlığından, Erdemir’in Genel Müdürlüğünden, Ticaret Odası Başkanlığından ve diğer Tat Metal gibi, Çınar Boru, Özdemir Boru gibi kuruluşlardan ilgi alaka bekliyoruz. AVM’ler de olabilir. Elimizde var bu kitapları biz tüketelim ki yarattığımız kaynaklarla yeni projeler üretebilelim.

EREĞLİ'DE EKİPLER TEYAKKUZDA EREĞLİ'DE EKİPLER TEYAKKUZDA

-          Ki bu kitaplar öyle hikayeden kitaplar değil. Allah’ını severseniz ayıptır ya. Erdemir Genel Müdürünün randevu vermemesi ayıptır. Belediye Başkanı aldı mı peki kitap?

o   Belediye Başkanımıza biz takdim ettik. Belediye olarak kurumsal bir satış olmadı.

-          Verdiğiniz kitabın parasını aldınız mı?

o   Hayır yok.

-          Peki, Ticaret Odası?

o   Ticaret Odası kısmen aldı. Adedini çok hatırlayamıyorum ama kendi kaynakları kadar belki aldı.

-          Makam arabası varken TOGG araba alıyor ya. Ben ayıp diyorum en kibar deyimiyle gerisini vatandaş söylesin. Ereğli’nin tarihine doğasına sahip çıkmayan kaynaklarına sahip çıkmayan Ereğli’ye yanlış yapıyor.

o   Biz teşekkür ediyoruz yani bu konuyu gündeme getirdiğiniz için zaten bu içimizde bir yara. Gördüğünüz gibi kitaplar bizim elimizde verilmek üzere bekliyoruz.

-          Erdemir Genel Müdürü Tanju Argun vardı bir haber yaptım ben Yaban Civan’la ilgili o adamcağız kalktı Yaban Civan’ın atölyesine gitti orada rölyef yaptırdı Erdemir’in girişine. Yani yaptığımız haberden sonra adamın duyarlılığına bak.

o   Erdemir Genel Müdürlüğünün Ereğli ile ilgili ilgi ve alakasını çok fazla değerlendirme şansına sahip değilim ama randevu taleplerimize sekretarya geri dönüş bile yapmadı yani.

-          Aşkın Beyin haberi yoktur ondan.

o   Aşkın Beye de sekreterleri vasıtasıyla ulaşabiliriz ben bizzat arayarak randevu istedim.

-           

-          -YAZANIN NOTU:

-          Fenerbahçeliler Derneği Başkanlığı yaptığı dönemde tanıdığımız Erdemir Genel Müdürü Niyazi Aşkın Peker’in randevu vermemesini gerçekten çok şaşırtıcı. Aşkın Bey, sıcak kanlı bir insan ve bu tür durumlarda inisiyatifini mutlaka kullanan biridir. Fenerbahçeliler Derneğini yıllarca kendi cebinden finanse eden ve para pul ile işi olmadığını bildiğim Genel Müdür Peker’e sanırım bu konu iletilmedi. Ki koskoca Kdz. Ereğli Tarih Doğa ve Kültürünü Yaşatma Derneği’nin başkanı randevu alamamaktan yakınıyor. Erdemir’de bu işlerle görevli olanların ihmali sanırım bu durum. Umarım Ereğli konusunda duymadım, görmedim, haberim yok demezler/dememelidirler. Belediyeye ne diyeyim. Adı yerel yönetim olan belediyenin, Kdz. Ereğli’nin kaynaklarını öncelikli olarak yerel kültür ve sanata harcadığını söylemek mümkün mü? Ya diğer büyük kurumlar. Onca büyük kurum ve kuruluşlar var Ereğli’de. Bu yönetenler ve patronlar yaşamlarını sürdürdükleri kente karşı sosyal sorumluluklarını yerine getirmemeyi sürdürerek, nankörlük yapıyor diye iddia etsek, ayıp mı olur?  Sanayi kuruluşları, tüccarlar, meslek odaları, avm ler Kdz. Ereğli Tarih Doğa ve Kültürünü Yaşatma Derneği’ne bile gidip bir çaylarını içmiyorlar ve “Ereğli’de ne var ne yok?” diye sormuyorlar ise,  nokta! Yani, Ereğli o eski Ereğli olmaktan çok uzaklara uçmuş ki, yerelde yerel can çekişiyor! Eski bir kaymakamımız vardı Mehmet Ulvi Ezgü diye. Bu kaymakam halı kursları açar ve dokunan halıları kendi makam odasında kendini ziyaret eden önemli kişilere satar ve kursiyerlere kaynak yaratırdı. Ah o yıllar vah o yıllar!

-           

Editör: Derya Tetik