Erdemir Genel Müdürü Oğuz Özgen gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu 500 milyon dolarlık yeni yatırımlara vurgu yaptı, Ereğli Belediye Başkanının tavırlarını eleştirdi.

 

 

İŞSİZLİK İLK SIRADA: Kriz sırasında yüzde 7'lerde olan işsizlik oranları şuanda yüzde 10'lara çıkmış durumda. Bölgenin tek istihdam kaynağı Erdemir gibi görünüyor. Tersanelerde çok kan kaybedildi, 6-7 bin kişinin işsiz kaldığını biliyoruz, gerçekten de bölge için çok büyük bir kayıp oldu. Zonguldak'ta TTK ayakta, özel ocaklar ayakta, kişi başına gelirimiz bundan 10 yıl önce 3-4 bin dolar iken şimdi bin 500 dolar civarında.

 

RUHSAT ALAMIYORUZ: Biz istihdam yaratmaya yeni tesis kurmaya gayret ederken tesisimiz ve kuracağımız tesise ruhsat alamıyoruz. Tesislerimiz mühürleniyor, fabrikanın kapısını da mühürleyin, hep birlikte kurtulalım, herhalde bu isteniyor. Bugün belediyelerin görevi hizmettir, köstek olmak değildir, eziyet değildir. Belediyeden arsa tahsisi de istemiyorum, tesis kurmak için kendi arsama tesis kuruyorum.

 

PARAYI VEREYİM: 2010 yılında belediye ile bir araya geldik, dedik ki şirketin kuruluşundan bu yana ruhsat alınmamış ve kullanılan binalar var. Bunların bu şekilde kullanılması vicdanımıza sığmıyor, hukuka uygun işlem yapmak istiyoruz. Bu şekilde ruhsatsız da çalışmak istemiyoruz. Gel kardeşim ekip kuralım bunları temizleyelim. Ben, 'ruhsatımı ver, sana para vereyim' diyorum.

 

SU PARASINDA REKOR: Ereğli Belediyesine, halka hizmet olduğu gerekçesiyle 2010'da yeniden yapılandırdık ve suyun metreküpünü 32 kuruştan veriyoruz. Su faturası olan varsa bir baksın kaç liradan belediye veriyor. Biz araştırdık 2011'in ilk 7 ayında Erdemir'e ödediği para ile halka sattığı su arasındaki fiyat farkından oluşan kar, direk kasasına giren 4.7 milyon TL. Bende biliyorum 3 liradan satmayı Ereğli'ye suyu. Bu hizmet değil de ne? Erdemir sendika ile et tırnak gibidir.

 

 

Erdemir Genel Müdürü Oğuz Özgen, yerel ve yaygın basın temsilcileri ile iftar yemeğinde biraraya geldi, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunup gazetecilerin sorularını yanıtladı. Ereğli Belediye Başkanı ile Erdemir ve Türk Metal Sendikası arasında yaşanan gelişmeleri değerlendiren Özgen, belediyenin görevinin hizmet etmek olduğunu hatırlattı. Bölgede birinci sorunun işsizlik olduğunu belirten Özgen, Erdemir'in içerisinde tesislerin mühürlendiğini, yeni yatırımlar için ise gerekli yasal izinin verilemediği vurgulayarak, belediye başkanını eleştirdi.

 

KRİZİ BAŞARI İLE

ATLATTIK

Tesislerimiz mühürleniyor, fabrikanın kapısını da mühürleyelim, hep birlikte kurtulalım, heralde bu isteniyor. Aklın tutulduğu günleri yaşıyoruz. Bizim grup olarak Erdemir'de çalışanlarımız ve yöneticilerimiz olarak sendikamız ile birlikte bir teşhisimiz var. Türkiye ekonomisi dünya ekonomisi bir krizden çıktı kimi ülkeleri ağır bir şekilde etkiledi. Bugünlerde Yunanistan, İtalya, İspanya, Portekiz bu gibi ülkelerin etkilendiğini de görüyoruz. Biz 2008 ve 2009 yılında bu krizi başarı ile atlattığımız düşünüyorum hem Türkiye olarak hem şirket olarak. Şuandaki problemimiz bölgemiz için birinci önceliğimiz işsizlik diye düşünüyoruz.

 

İŞSİZLİK YÜZDE 10'LARA ÇIKTI

Kriz sırasında yüzde 7'lerde olan işsizlik oranları şuanda yüzde 10'lara çıkmış durumda. Bölgenin tek istihdam kaynağı Erdemir gibi görünüyor. Tersanelerde çok kan kaybedildi, 6-7 bin kişinin işsiz kaldığını biliyoruz, gerçekten de bölge için çok büyük bir kayıp oldu. Zonguldak'ta TTK ayakta, özel ocaklar ayakta, kişi başına gelirimiz bundan 10 yıl önce 3-4 bin dolar iken şimdi bin 500 dolar civarında. Bana ve arkadaşlarıma, sendikamıza yapılan iş başvurularını söylemeye gerek yok, bölgenin birinci konusu işsizliktir.

 

7 BİN KİŞİ ÇIKARSAK

7 BİN KİŞİ ALSAK

ÇÖZÜM BULAMAYIZ

Peki biz ne yapıyoruz? Biz 7 bin kişiyi işten çıkarsak yerine 7 bin kişiyi işe alsak bu probleme çözüm bulamayız. Probleme nasıl çözüm buluyoruz. Bazı yatırım projelerinde istihdam yaratmaya gayret ediyoruz. Yapacağımız yatırımlar ile geçici de olsa 1-2 yıl personel istihdam etmek istiyoruz. OYPA buna bir modeldir, bunun gibi 7-8 tane uğraşan müteahhit arkadaşlarımız vardır. Bu da bir nebze olsa nefes aldırır.

 

RUHSAT ALAMIYORUZ

Hal böyle iken biz istihdam yaratmaya gayret ederken yeni tesis kurmaya gayret ederken tesisimiz ve kuracağım tesise ruhsat alamıyoruz. Yeni Çelik Merkezi kuruyoruz Gülüç deresinin orasına inşaat ruhsatı alamıyorum. Yani niye alamıyorum çeşitli sebeplerden dolayı. Bugün belediyelerin görevi hizmettir, köstek olmak değildir, eziyet değildir. Esnafa, çalışana eziyet değildir. Belediyeden arsa tahsisi de istemiyorum, tesis kurmak için kendi arsama tesis kuruyorum. Bu tür olaylar bizi yıldırıyor. 250 milyon dolarlık Kok fabrikasına yatırım yapacağız, yüksek fırına bakım yapacağız, yeni oksijen fabrikası kuruyoruz, yaklaşık 500 milyon dolarlık bir yatırımdır, çevreye yatırımlarımız var, bunlar sadece para ile ölçülmemeli. Tesislerimizi yenileceğiz, modernize edeceğiz.

 

FABRİKAYI DA MÜHÜRLEYİN

Erdemir Grubu olarak dünyada 30. sırada, Avrupa'da 10, Avrupa Birliğinde ise 5. sıradayız. Yüksek teknolojimiz, dünyada rekabet edebilecek bir kalitemiz var. Yeni tesisler kurarak, müteahhitlere buralardan iş imkanı yeni istihdam alanları açılıyor, biz gidiyoruz içerde tesis mühürlüyoruz, mühürleyin fabrikanın kapısını da mühürleyin kurtulalım, bu akıl tutulmasıdır başka bir şey değildir.

 

YÜZDE 35 AÇIKLAMASI

Krizi grup olarak büyük bir başarı ile atlattık. Genel Müdür arkadaşlarımız var bize, 'bu işi nasıl başardınız?' diyorlar. Türkiye'de ilk defa uygulanmasına rağmen kulaklara yabancı gelmiştir yüzde 35. 16 ay boyunca ben dahil tüm personelde indirim yaptık amacımız maaş güvencesi değil iş güvencesidir. Ekmekle oynamak işten atmak gibi bir hedef yok. Biz alın terinin ne olduğunu, ekmeğin ne olduğunu iyi biliriz. 'Efendim, bu yüzde 35, 16 ay değil 27 ay sürecekmiş birileri de buna engel olmuş', yok böyle bir şey, her şey kanun, noter huzurunda yapılmış sözleşmeler, toplu iş sözleşmesinin bir maddesidir, bu işin 16 ay süreciğini herkes biliyordu, altında benim imzam vardı. 16 Ay sürmeyecekse neden imzalayayım ki. Kimse buralardan prim yapmaya kalkmasın.

 

SU 0.32 KURUŞTAN VERİLİYOR

Ereğli Belediyesine, halka hizmet olduğu gerekçesiyle 2010'da yeniden yapılandırdık ve suyun metreküpünü 32 kuruştan veriyoruz. Yılda 5 milyon metreküp su sağlıyoruz. Su faturası olan varsa bir baksın kaç liradan belediye veriyor. Biz araştırdık 2011'in ilk 7 ayında belediyenin kasasına giren para bana ödediği para ile halka sattığı su arasındaki fiyat farkından oluşan kar, direk kasasına giren 4.7 milyon TL kemiksiz. Bende biliyorum 3 liradan satmayı Ereğli'ye suyu. Bu hizmet değil de ne? Benim maliyetimin biraz üzerinde ama ben Erdemir olarak halk ile özdeşleşmişiz.

 

SORUMLULUKLARIMIZI

YERİNE GETİRİYORUZ

2006'dan beri bölgeye karşı sorumluluğumuzu yerine getiriyoruz. 2006'da göreve gelir gelmez, sahil bandındaki yelken kulüp ve polis evi inşaatlarını yaptık. Bu bir tesistir. 2007 yılında Alemdar Müze Gemisi'ni yaptık. Başkalarının da payı olabilir ama bunlar büyük rakamlar ve büyük pay bize ait. 2007 yılında Ereğli'de tek tek futbol sahasını (Erdemir Stadı) çimlendirdik. Spor tesisleri yapıyoruz. Kapalı halı saha yapıyoruz. Ereğli Lisesi'ne konferans salonu yapıyoruz. Bunlar her yıl yapılan şeyler. Erdemir'deki her taşın altında 1965 yılından buyana çalışan insanlarımızın büyük emeği, alınteri var. Gurur duymamız gereken bir tesistir. Erdemir düşmanlığı yapmayın, yaptırtmayın. Bu tesise sahip çıkalım, yatırımlarımız var. Gençlerimiz, çocuklarımız buradan ekmek yiyecek. Bir Erdemir daha var mı? dedi.

 

ÖNCELİĞİMİZ

BU YÖRENİN ÇOCUKLARI

Elbette şirketten ayrılanlar olmuştur işe girenler olmuştur. Bugün yaklaşık 860 kişi müteahhitlerde çalışmaktadır bunların birçoğu Ereğli ve Zonguldak bölgesine ait çocuklardır, bunun dışında başka bir şey olmaz. Ben içeride tesis kuracağım sen bana ruhsat vermeyeceksin ben nasıl istihdam yaratacağım. Ereğli'de kim yaratır, Zonguldak'ta kim yaratır? söyleyin. Benim yanımda 10 tane mektup var bunlardan birini işe alsın da ben rahatlayayım.

 

2010 YILINDA BİRARAYA GELDİK

Belediyelerin asli görevi kendilerine oy veren olsun olmasın vatandaşa hizmettir, vatandaşa çalışana, kurumlara, kuruluşlara hizmettir. Bu ruhsat çalışmaları ile ilgili devam edelim 2010 yılında belediye ile biraraya geldik, dedik ki şirketin kuruluşundan bu yana ruhsat alınmamış ve kullanılan binalar var. Bunların bu şekilde kullanılması vicdanımıza sığmıyor, hukuka uygun işlem yapmak istiyoruz. Bu şekilde ruhsatsız da çalışmak istemiyoruz. Gel kardeşim ekip kuralım bunları temizleyelim. Ben, 'ruhsatımı ver, sana para vereyim' diyorum. 2010'da belediye ruhsat için 42, 2011'de 19 dosya gönderdik.

 

SEÇİMLERDEN SONRA

NE OLDUYSA BAŞLADI…

Seçimlere kadar da çalışmaları koordineli ve iyi bir iş birliği ile devam etti. Bu sürede de binaların 13 adedine ruhsat, 6'sına da kullanım izni aldık. Fakat seçimlerde ne olduysa akıl tutulması başladı, seçimden sonra da mühürlemeler yaşandı. Seçimler halkın özgür iradesidir. Halk tercihini kullanmıştır. Burada iyi niyet ile art niyet arasında ince bir çizgi var. Bunu da insanların ayırt edebilmelerini arzu ediyorum. Erdemir düşmanlığı yaratmanın kimseye faydası olmaz.

 

3.8 MİLYON LİRA CEZA

Erdemir Genel Müdürü Özgen, belediyeye elektrik, hava gazı, çevre, temizlik ve eğlence vergisi verdiklerine işaret ederek, ''Ruhsat cezaları için 3,8 milyon lira verdik. Verelim, yeter ki ruhsatlarımız verilsin. Bunun dışında festivale yardım, çeşitli sponsorlukları ayrı tutuyorum dedi.

 

MODERN BİR TESİS

Erdemir'in çevreci, modern bir tesis olduğunu belirten Özgen, ''Yeni doğan bebeğin bile endişesi olmasın, her türlü yatırım yapılıyor'' ifadesini kullandı. Genel Müdür Özgen, sorularını da yanıtladığı gazetecilerin ve Ereğli halkının Ramazan Bayramını kutladı. Bağlık kantininde verdiği iftar yemeğine Erdemir Genel Müdürü Yardımcısı ve İdari İşler Müdürü Samim Şaylan, Erdemir Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü Gülşin Yöney, yöneticiler ve Erdemir'in avukatları katıldı.