Kdz. Ereğli Eğitim-Sen Temsilciliği’nden gönderilen yazılı açıklamada, “Ortaöğretime geçiş sisteminde yapılan değişiklik ve öğrencilerimizin karşı karşıya olduğu durumun kabul edilebilir hiçbir yönü yoktur. Pek çok gerekçe ile kaldırılan TEOG yerine getirilen bu yeni sistem vaat edilen hiçbir hususu gerçekleştirememiş, aksine çocuklarımızın hayallerini, beklentilerini, geleceklerini olumsuz şekilde etkileyerek, derin bir belirsizliğe sürüklemiştir. 30 Temmuz 2018 tarihinde açıklanan yerleştirme sonuçları ise tüm öğrenci ve velilerde kaygı, hoşnutsuzluk, belirsizlik oluşturmuştur. Açıklanan sonuçlar öğrencilerde ve velilerde tam bir hayal kırıklığı yaratmıştır.” Denildi.

Sendikanın açıklaması şöyle devam etti:

“VERİLER DAHİ…”

            Eğitim Sen olarak bizlerin de sık sık vurguladığı ve yerleştirme sonuçlarının açığa çıkardığı en önemli husus, öğrencilerin tercihlerinin ve yönelimlerinin akademik eğitim almaktan yana olduğudur. Yerel yerleştirme sonuçlarına göre Anadolu liselerinin doluluk oranı % 95,1; mesleki ve teknik Anadolu liselerinin doluluk oranı % 55,5, Anadolu imam hatip liselerinin doluluk oranı % 52,3 olmuştur. Bu veriler dahi MEB’in okullaşma politikasının neden şu an olduğu gibi olmaması gerektiğini açığa çıkarmaktadır. Bakanlığın yapması gereken öğrencilerin ilgi, istek, gereksinim ve tercihlerine dayalı bir okullaşma politikası oluşturmaktır. Bunu yapmak yerine, okullaşmayı siyasi iktidarın kendini yeniden üretebilmesinin aracı olarak kurgularsanız işte bugünkü tablo karşınıza çıkar.

“ÖĞRENCİLERİN İRADESİ YOK SAYILARAK”

            Yukarıda ifade edilen duruma bir de “Yerleştirme Kılavuzu” aracılığı ile aynı okul türünden en fazla üç tercih yapma sınırı eklendiğinde durum daha da vahimleşmektir. Yerel yerleştirme sonucunda yerleşmeyen öğrenci sayısı 91.687’dir. Bu sayıya 4. ve 5. tercihine yerleşen 92.010 öğrenci de eklendiğinde öncelikle tercih ettiği lisede okuma şansını baştan kaybetmiş 183.697 öğrenciden bahsetmek mümkündür. Bunların 21.070 tanesi boş kalan Anadolu liselerine yerleşse dahi geriye 162.627 öğrenci kalmaktadır. Öncelikle hiç yerleşemeyen 91.687 öğrenci “Nakil ve Yerleştirme Komisyonu” tarafından, tercihleri dahi alınmadan boş kontenjanlara yerleştirilecektir. Öğrencilerin iradesini yok sayarak yapılacak olan bu yerleştirme çocuk haklarına da insan haklarına da aykırıdır.

“TAMAMEN ÇÖKTÜ”

            LGS sonuçlarının açıklanması ile ilçemizde de öğrenciler ve veliler arasında tam bir kaos yaşanmış ve yerleştirme sisteminin tamamen çöktüğü görülmüştür. LGS yerleştirme sonuçlarına göre yüzlerce öğrencimiz hiçbir okula yerleşememiş ve açıkta kalmıştır.  Öğrencilerin tercihlerinin ve yönelimlerinin akademik eğitim almaktan yana olduğu ortaya çıkmıştır. Öğrenci ve velilerin akademik eğitim olduğu aşikar iken eğitim yatırımlarının sadece imam hatip temelli oluşturulması kaosun esas sebebidir. Milli Eğitim Bakanlığını herkesin istediği okula gideceğini hiç kimsenin istemediği okula gitmeyeceğini beyanı göz önüne alınarak kimsenin istemediği okullara gitmemesi sağlanmalıdır. Öğrencilerin istedikleri okullara yerleştirilmesi bu yerleştirmeler yapılırken de Eğitim-Öğretimi aksatmayacak önlemler alınması gerekmektedir.

“AÇIKLANMALI, SEFFAF OLMALIDIR”

İlçemizde ki yerleştirme sonuçlarına göre tüm yerleştirme sonuçları açıklamaya muhtaçtır. Kimi okullara yerleşen öğrencilerin yerleşme kriterleri incelendiğinde tutarsızlıklar görünmektedir. Tüm okullara yerleşen öğrencilerin hangi kriterlere göre yerleştiği açıklanmalı ve şeffaf olmalıdır. Özellikle Karadeniz Anadolu Lisesine ve İMKB Atatürk Anadolu Lisesine yerleşen birkaç öğrencinin hangi koşullara göre yerleştiği belirsizliğini korumaktadır. Bu gibi durumların bir an önce açıklanması ve belirsizliğin giderilmesi gereklidir.  2018 LGS yerleştirme sisteminde ki yanlışlıklar ve yerleştirme kılavuzundaki kriterlerinin belirsizliği, bazı kriterlerde ki tutarsızlıklar yerleştirme sonuçlarında kaosa yol açmıştır. Tüm karşılaşılan belirsizlik ve tutarsızlıklara ilişkin cevap alınacak bir makam bulunamamaktadır.  Bu belirsizlik ve bilinmezliklere en kısa zamanda cevap verilmelidir. Bu yerleştirme sisteminin adaleti ve şeffaflığı açısından oldukça önemlidir.  Kısaca 2018 LGS sistemi şu anda yaşanan tüm sorunların nedenidir.  Bu sistemden derhal vazgeçilmelidir.

“ÖĞRENCİYİ MAĞDUR ETMEKTEDİR”

            MEB yaşanan bunca soruna seyirci kalmamalı ve hızla adım atmalıdır. Öncelikle öğrencilerin tercihlerinin akademik eğitim almaktan yana olduğu gerçeğinden hareketle okulların kontenjanlarının artırılması sağlanmalıdır. ”Yerleştirme Kılavuzu” ile tercihe getirilen sayı ve okul türü sınırlandırılması kaldırılarak, öğrencilere yeniden tercih hakkı verilmelidir. Tek bir öğrencinin bile istemediği bir okul türüne gitmesine izin verilmemelidir.

            Ayrıca Tek Kayıt Alanı olarak belirlenen ilçemizde “Ortaokulda Bulunuşluk” süresi ilçe içinde ki okullar arasında olma durumundan etkilenmemesi gerektiği düşünülmekte bu durum birçok öğrenciyi öğrencinin elinde olmayan nedenlerden dolayı mağdur etmektedir. Çok büyük kaosa neden olan ve içinden çıkılmaz bir hal alan yerleştirme sisteminde tüm belirsizlik ve mağduriyetler önlenmeli bunun için gerekli tedbirler alınmalıdır.

            Yerleşemeyen veya yerleştiği okuldan başka bir okula geçmek isteyen öğrencilerin tercihlerini sağlıklı şekilde yapabilmeleri için okulların açık olan kontenjanları ilan edilmelidir. Ayrıca “Öğrenci Nakil Ve Yerleştirme Komisyonu” tarafından 10-14 Eylül 2018 tarihleri arasında hiçbir ortaöğretim kurumuna yerleşememiş öğrencilerin başvuruları alınacaktır. Yayınlanan takvime göre bu başvuruların sonucunda yerleştirme işlemlerinin 16 Eylül 2018 tarihine kadar sonlandırılması gerekmektedir. “Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği” başvuru ve yerleştirme işlemlerinin öğrencilerin tercihlerine göre yapılmasını düzenlerken, “Ortaöğretime Geçiş, Tercih ve Yerleştirme Kılavuzu” öğrencilerin tercih hakkını yok saymaktadır. Yönetmelik ile tanınan bir hakkın kılavuz ile sınırlandırılması hukuken mümkün değildir. Aksi durumda öğrenciler kendilerinin değil, komisyonun tercih ettiği okullara yerleşmek zorunda kalacaklardır. Bu durum eğitim hakkının engellenmesi anlamına gelir.

“TARTIŞMA BAŞLATILMALIDIR”

            En önemlisi ise öğrencilerin ilgi, istek, tercih ve gereksinimlerini yok sayan bu “Ortaöğretime Geçiş Sistemi Uygulamasının ” derhal sonlandırılması ve her öğrencinin istediği okul türünde ve okulda eğitim almasına olanak sağlayacak bir sistemin inşası için tartışma başlatılmasıdır.

            Ancak bu ağır sorunların altından MEB’e yapılan çağrılarla kalkılamayacağı da ortadadır. Yaşanan bu vahim durum ve öğrencilerimizin mağduriyeti biz eğitim emekçilerine, öğrenci velilerine, eğitim alanında çalışma yürüten tüm kitle örgütlerine, derneklere, vakıflara ve diğer kesimlere ağır sorumluluklar yüklemektedir. Öncelikle yapılması gereken yaşanan mağduriyetleri kayıt altına almak ve kamuoyunun bilgilendirilmesini sağlamaktır. Bu nedenle tanık olduğunuz, sizlere iletilen tüm soru ve sorunları bizlere iletin. Emin olun ki Eğitim Sen sonuna dek bunların takipçisi olacaktır.

Yapılması gereken tüm mağdurların ve yaşananlardan hoşnut olmayanların, itirazı olanların, başka bir dünya mümkün diyenlerin yan yana gelerek bu olumsuzluğa dur demesi ve çocuklarımızın çıkaramadığı ses olmasıdır. Çocuklarımızın düşleri ve umutları için sorumluluk bizdedir, hepimizdedir.