Konfederasyon Genel Başkanı Hasan Kütük: Belki de bizim özelliğimiz o şehit edilen ana kuzuları, kınalı kuzular, askerler de bizler için önemlidir. Çocuğunun ve eşinin yanında Diyarbakır'da şehit edilen poliste bizim için önemli ve değerlidir. İstasyon meydanında şehit edilen, katledilen insanlar da bizim için önemlidir.

Eğitim-İş Genel Başkanı Veli Demir: Hesap vermek için önümüzde güzle bir fırsat vardır. Anahtar 1 Kasım'da halkımızın önüne sunulacaktır. Temennimiz halkımızın bu anahtarı bilinçli ve güzel bir şekilde halkı sıkıntıya sokmayacak şekilde kullanacaktır. Önümüzdeki süreçte de bunu yeniden başaracağımıza inanıyorum. Siyasal iktidarın gerekli dersi alacağını düşünüyorum.


Milletvekili Ünal Demirtaş: Son 3 ayda 150'ye yakın asker ve polis, 200'e yakın vatandaşımızı teröre kurban verdik. Tabi bu akan kanın bir an evvel durdurulması gerekir. Buradaki en büyük sorumlulukta siyasilere düşüyor, devlet yöneticilerine düşüyor. Bu terör olayları durdurulduktan sonra da kalıcı bir barış sağlanması için gereken adımların atılması gerekir diye düşünüyoruz.


Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Hasan Kütük, beraberinde Eğitim-İş Genel Başkanı Veli Demir ile Eğitim-İş Ereğli İlçe Temsilciliğini ziyaret etti, CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş'a destek verdi.


"TESLİM OLMADAN, DİZ ÇÖKMEDEN BÜYÜYORUZ"

Topluma karşı sorumlulukları bulunduğunu belirten Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Kütük, ülkenin yoksullaştığı bir dönemde kamu kurum ve kurumları ile basının da dizayn edildiğini söyledi. Birleşik Kamu-İş Konfederasyonunun inandığı emek ve ülke değerlerini savunma sürecinin AKP iktidarı ile başladığını ifade eden Kütük şunları söyledi: "Kuruluşumuz AKP iktidarı dönemindedir, varlığımız, gücümüz ve büyümemiz de mücadelemiz bu iktidar döneminde olmuştur. Bütün baskılara rağmen şuanda Türkiye'de büyüme oranı olan emek örgütleri içerisinde bir iktidarın kendi eliyle var ettiği örgütüdür bir de Birleşik Kamu-İş ve bağlı sendikalardır. Teslim olmadan, diz çökmeden de büyümeye devam ediyor"


"ÜLKEYE YAKIŞMIYOR"

Ankara'da meydana gelen patlamanın ardından olay yerine gittiğinde karşılaştığı tabloyu da anlatan Kütük, "İnanır mısınız ben olaydan yarım saat sonra gittiğimde gördüğüm manzara bir mezbahane görüntüsü, soğuk, kan, insan parçaları, örtülmüş kaplamış. Bu duygu bu ruh haline bu insanlar nasıl getirilebilmiş? Bu görüntü gerçekten Cumhuriyete, Atatürk'ün bize emanet ettiği ülkeye yakışmıyor. Şöyle bir gerçek var herkesin de bunu bilmesi gerekiyor, terör nereden gelirse gelsin o tanrının verdiği canı almaya dönük olan bir yaklaşım biçimi onu yok etmeye dönük bir hareket kabul edilemez. Belki de bizim özelliğimiz o şehit edilen ana kuzuları, kınalı kuzular, askerler de bizler için önemlidir. Çocuğunun ve eşinin yanında Diyarbakır'da şehit edilen poliste bizim için önemli ve değerlidir. İstasyon meydanında şehit edilen, katledilen insanlar da bizim için önemlidir.


"OY KULLANIRKEN DÜŞÜNÜN"

Bu seçimleri de ülkenin içerisinde bulunduğu bu süreçte, diyoruz ki işsiz kalmış, sokağa atılmış yurttaşlarımız, üniversite bitirmiş işsiz gezen gençlerimiz, çok zor şartlarda yaşamak zorunda aklan asgari ücretli emekli, dul ve yetimlerimiz bu iktidarın bugüne kadar uygulamalarından ve kamu emekçileri adına memnunuz devam etmesini istiyor diyorsanız tercihinizi o yönde yaparsınız. Bu kadar ki uygulamadan dolayı bir değişime ihtiyaç var bizde biraz nefes almak istiyoruz bizde ülkede insanca yaşamak istiyoruz diyorsanız değişim içerisinde demokratik sistem içerisinde 1 Kasım'da bu iradenizi ortaya koyarsınız.


"DEMİRTAŞ'IN YANINDAYIZ"

Elbette parlamento yapısı içerisinde bugüne kadar siyasetin biraz ticarileştiği, meslek haline geldiği, parlamentodaki görüntünün de bu şekilde şekillendiği bir dönemde avukat olmuş, alın teri ile, bulunduğu alanda da mesleğinde de başarılı olmuş yurttaşın içerisinden gelen bir arkadaşımız, dostumuzun parlamentoda bizlerin sesi bizlerin sözcüsü bizler adına orada bu görevi yapacak olan dostumuzun yanındayız. Onun parlamentoda olması bizim için önemlidir. Dostça bir nezaket ve katkı ziyaretinde bulunmak üzere buradayız" dedi.


"SORUN AKP İKTİDARIDIR"

Eğitim-İş Genel Başkanı Veli Demir de ülkenin siyasal, sosyal, ekonomik ve hukuk anlamında  zor bir süreç yaşadığını belirterek şu ifadelere yer verdi: "Cumhuriyetin öğretim sistemi taaruman edilmiştir. Cumhuriyetin eğitim sisteminin en önemli taşıyıcı kolonu bilimsel laik ve kamusal eğitimdir. Ne yazık ki AKP iktidarı döneminde yok sayılmıştır. Türkiye'nin her tarafı adeta medreseye çevrilmiştir. Sorun çoktur ama en büyük sorun bence AKP iktidarıdır, diğer sorunları söylemeye de gerek yoktur. AKP iktidarından Türkiye demokratik yollardan kurtaramazsa bu sorunlardan kurtarabilme şansı yoktur. Büyüyerek bu sorun Türkiye'yi çıkılmaz bir alana doğru hapis edecektir.


"ANKARA'DA YAŞANAN VAHŞETTİR"

Son dönemde yaşananlar var. Örneğin Ankara'daki vahşet bunun bir işaretidir. Bunun sorumluları hesabını vermelidir. Hesap vermek için önümüzde güzle bir fırsat vardır. Anahtar 1 Kasım'da halkımızın önüne sunulacaktır. Temennimiz halkımızın bu anahtarı bilinçli ve güzel bir şekilde halkı sıkıntıya sokmayacak şekilde kullanacaktır. Önümüzdeki süreçte de bunu yeniden başaracağımıza inanıyorum. Siyasal iktidarın gerekli dersi alacağını düşünüyorum.


"EMEKÇİLERİN SESİDİR"

Ünal Demirtaş biz eğitimciler için son derece önemlidir. Bizim avukatımızdı ama ben o bakımdan değerlendirmiyorum. Ünal Bey emekçilerin bir sesi olarak değerlendiriyoruz, bir işçi, yoksul çocuğu, halktan biri. Neredeyse siyasetin para ile yapılabildiğindi dönemde bizden birisinin orada olması bizi yüceltmiş, duygulandırmıştır. Yanındayız, kendisinin daha iyi yerlerde bulunmasını istiyoruz"





"BİZLERİ ONURLANDIRDILAR"

CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş da gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Konfederasyon ile Eğitim-İş Genel Başkanına desteklerinden ötürü teşekkür eden Demirtaş, son 3 ayda yaklaşık 150 asker ve polisin 200'e yakın vatandaşın da terör saldırıları sonucu kaybedildiğini belirterek, terörü lanetledi. Demirtaş konuşmasında şu ifadelere yer verdi: Yaklaşık 10 yıldır Eğitim-İş camiasının içinde bulunan bir hukukçu olarak sayın genel başkanlarımızın şehrimize gelerek bizleri onurlandırmalarından dolayı sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.


"TERÖR 7 HAZİRAN'DAN ÖNCE YOKTU"

Maalesef ülkemiz son üç aydır bir terör dalgası ile karşı karşıya. Bu terör olayları 7 Haziran’dan önce yoktu, daha sonra niye ortaya çıktı öncelikle bunun değerlendirilmesi gerekir diye düşünüyoruz. Terör kimden gelirse gelsin, kime yönelirse yönelsin terörü lanetliyoruz. Biliyorsunuz son üç aylık dönemde 150’ye yakın güvenlik görevlisi polisimizi ve askerimizi şehit verdik. Yine aynı şekilde Ankara’da yaşanan katliamla beraber 200 civarında vatandaşımız yaşamını yitirdi.


"AKAN KAN BİRAN EVVEL DURDURULMALI"

Tabi bu akan kanın bir an evvel durdurulması gerekir. Buradaki en büyük sorumlulukta siyasilere düşüyor, devlet yöneticilerine düşüyor. Bu terör olayları durdurulduktan sonra da kalıcı bir barış sağlanması için gereken adımların atılması gerekir diye düşünüyoruz. Biz tabi CHP olarak bu terörün durdurulması için yaz aylarında parlamentoyu davet etmiştik. Bu akan kanın daha daha fazla akacağını öngörmüştük.


AKP VE MHP REDDETTİ

Ama maalesef bu araştırma ve terörün önlenmesi için vermiş olduğumuz önergemiz AKP ve MHP tarafından reddedilmişti. Belki mecliste bir çalışma yapılmış olsaydı, geniş kapsamlı bir komisyon oluşturulup bu terörün sebepleri ve sonuçları üzerine bir araştırma yapılmış olsaydı belki önlenebilirdi ve bu kadar çok insan yaşamını yitirmezdi. Netice itibarıyla da önümüzde 1 Kasım seçimleri var. Bu seçimlerde bu durumu vatandaşlarımızın değerlendirmesini talep ediyorum. Öte yandan bir emekçi çocuğu olarak yine bir emek örgütü olan Eğitim-İş Sendikası ve Birleşik Kamu-İş Sendikası ile birlikte güzel bir çalışma dönemi geçirdik meslek hayatım boyunca. Bu benim için çok büyük bir onurdur, Eğitim-İş Sendikasının baş hukuk müşaviri olmak. Meslek hayatımın bana kattığı en güzel değerlerden birisidir.


"ARKADAŞLARIMIZIN HAKLARINI SAVUNDUK"

Tabi biz burada hukukçu olarak görev yaparken sadece Eğitim-İş mensubu olan arkadaşlarımızın haklarını savunmadık. Açtığımız davalarla tüm Türkiye’deki öğretmen arkadaşlarımızın ve aynı zamanda memur arkadaşlarımızın haklarını savunduk. Emekçi kesimin haklarını savunduk. AKP iktidarının emekçiler üzerinde yaratmış olduğu tahribatı bir nevi davalar ile gidermeye çalıştık. Özellikle Aralık ayında Eğitim-İş Sendikası’nın yapmış olduğu bir eylemimiz olmuştu. Tandoğan’daki bu eylemde maalesef emniyet güçlerimizin yanlış uygulamalarına şahit olmuştuk. Orada ciddi bir mücadele vermiştik.


NÖBET TUTMAMA EYLEMİ

Yine açmış olduğumuz davalarla da bu tür hak ihlallerinin önünde geçmeye çalışmıştık. Belki yine gündemde devam ediyor, nöbet tutmama gibi bir eylem başlattı Eğitim-İş ve kazanıldı o davalarda. Böyle güzel bir mücadele dönemi geçirmiştik. Bu şekilde kendilerinin teveccühte bulunarak bizi onurlandırmaları da bana da çok büyük bir moral verdi. Tabi parlamentoya gittikten sonra sadece eğitim camiası, ya da kamu çalışanları için değil tüm Türkiye’de çalışanların haklarını da savunmaya devam edeceğiz. Partimiz zaten sosyal demokrat bir parti, emekçilerimizin hakları bizler için çok önemli ve olmazsa olmazımız. Tüm bu mücadelemize parlamentoda devam edeceğiz. Ben buradan her iki başkanıma da çok teşekkürlerimi sunuyorum"

Ziyarete Eğitim-İş Karadeniz Ereğli İlçe Yöneticilerinin yanı sıra CHP Ereğli İlçe Başkanı Hayrettin Kartal ile bazı belediye meclis üyeleri de yer aldı.

(Haber Merkezi)