17 Mayıs 2010 tarihinde Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Karadon Müessesesi’ne bağlı maden ocağında, eksi 540 kodunda hazırlık ve ana kat işlerini yapan taşeron şirketin çalıştığı alanda meydana gelen grizu patlamasında hayatlarını kaybeden 30 madenci, facianın 5. Yıldönümünde Karadon Yenikuyu başında düzenlenen törenle anıldı.

Törene CHP Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk, TTK Genel Müdürü Burhan İnan, Kilimli Belediye Başkanı Ali Aslankılıç, TTK Genel Müdür Yardımcıları Mustafa Şimşek ve Ercan Gebeş, Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkanı Ahmet Demirci, Genel Başkan Yardımcısı İsa Mutlu, Genel Sekreteri Hakkı Arslan, Genel Mali Sekreteri Adnan Tıska, Genel Teşkilatlandırma ve Eğitim Sekreteri Satılmış Uludağ, CHP Milletvekili Adayı Şerafettin Turpçu, MHP Milletvekili Adayı Yavuz Erkmen, TTK Karadon Müessese Müdürü Mustafa Özçelik, Kilimli İşletme Müdürü Hüseyin Çınar, GMİS’e bağlı şubelerin başkan ve yöneticileri, siyasi partilerin ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, TTK yöneticileri ve maden işçileri katıldı.

GMİS Genel Mali Sekreteri Adnan Tıska, “Bugün, 17 Mayıs 2010 tarihinde burada kaybettiğimiz arkadaşlarımızı anmak için toplandık. Maden şehitlerimizi rahmetle anıyoruz” dedi.

Karadon ve diğer maden kazalarında şehit olan madenciler için saygı duruşunda bulunuldu.

 

DEMİRCİ; BİZ MADENCİLER BİRBİRİMİZE CAN EMANET EDİYORUZ

Törende bir konuşma yapan GMİS Genel Başkanı Ahmet Demirci şöyle konuştu;

“Burada, bundan 5 yıl önce yaşadığımız büyük acının yıldönümünde 30 maden şehidimizi anmak için toplandık.

TTK Karadon Müessesesi’nde  eksi 540 kodunda hazırlık işlerini yapan taşeron şirkette meydana gelen grizu faciasında hayatını kaybeden 30 arkadaşımıza ve bugüne kadar iş kazalarında hayatlarını kaybeden madencilere Allah’tan rahmet, ailelerine ve madenci camiasına başsağlığı diliyorum.

Madencilik, özellikle yeraltı madenciliği çok zor bir meslek. Biz madenciler yeraltında birbirimize can emanet ederek çalışıyoruz.

Yeraltında taşeronlaşmanın başladığı 2004 ve 2005 yılından itibaren uyarılarımızı yaptık. O tarihlerde taşeron şirketi ocağa sokmayarak eylemler yaptık. Taşeronlaşmanın yol açabileceği ciddi sakıncaları açıkça ortaya koyduk.

Genel Maden İşçileri Sendikası olarak yeraltında taşerona iş verilmesi düşüncesi ortaya ilk atıldığı andan itibaren tepkimizi gösterdik. Yeraltı madenciliğinin uzmanlık gerektiren riskli bir iş olduğunu ifade ettik.

Baştan beri madenciliğin maliyet ve kâr hesabıyla yapılabilecek bir iş olmadığına dikkat çekiyoruz

Taşeron şirketlerin, kâr etmeyi ön plana alarak iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinden ödün vereceğini, eğitimsiz, güvencesiz işçi çalıştıracağını savunduk.

Bu yaşanan faciaların tümü bu uygulamadan kaynaklanıyor.

Geçtiğimiz yıl 13 Mayıs’ta Soma’da tüm halkımızın yüreğini yakan bir taşeron felaketini daha yaşadık.

Ermenek’te 18 arkadaşımızı yine bir maden faciasında kaybettik.

Yaşadığımız o büyük acılar yüreğimizde tazeliğini koruyor.

13 Mayıs 2015 tarihinde Soma’ya giderek maden faciasında şehit olan madencilerin ailelerinin acılarını paylaştık.

Tüm maden şehitlerimize bir kez daha Allah’tan rahmet, ailelerine sabır  ve başsağlığı diliyorum.

Değerli arkadaşlarım;

Biz maden işçileri olarak artık göz göre göre gelen bu kazaları yaşamak istemiyoruz.

Bu iş cinayetlerinin son bulmasını istiyoruz.

Değerli arkadaşlarım,

Sizlerden de bir isteğimiz var. Çalıştığınız yerlerde iş sağlığı ve güvenliği açısından en küçük bir tereddüdünüz olursa, asla ihmal etmeyin.

Durumu derhal amirlerinize bildirin ve bizleri de mutlaka haberdar edin.

Hiçbir şey sizin canınızdan daha değerli değildir.

Burada hayatını kaybeden 30 arkadaşımızı, 7 Ocak 2013’te Kozlu’da yitirdiğimiz 8 arkadaşımızı, 13 Mayıs 2014’te Soma’da kaybettiğimiz 301 arkadaşımızı, 28 Ekim 2014 tarihinde Ermenek’te kaybettiğimiz 18 arkadaşımızı ve bugüne kadar meydana gelen kazalarda yitirdiğimiz tüm maden şehitlerimizi bir kez daha saygı ve rahmetle anıyor, ailelerine ve yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyoruz”.

 

İNAN; İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KONUSUNU SÜREKLİ GÜNDEM YAPMALIYIZ

2013 yılında Kozlu’da, 2014 yılında Soma ve Ermenek’te hayatını kaybeden madenci kardeşlerimize, 2010 yılı 17 Mayısında Karadon Müessesemizde eksi 540 katında bir grizu patlaması sonucu hayatını kaybeden 30 şehidimize Allah’tan rahmet, kederli ailelerine bir kez daha başsağlığı diliyorum.

İş sağlığı ve güvenliği konusu; Genel Müdürün, Müessese Müdürünün, İşletme Müdürünün ya da bu işle ilgili çalışan teknik elemanların, işçi kardeşlerimizin, nezaretçi kardeşlerimizin tek başına halledebilecekleri bir konu değil.

Bu konuda herkes üzerine düşen sorumluluğu eksiksiz yerine getirmek zorunda.

Yaptığımız iş dünyanın en ağır işi, dünyanın en zor işi. Özellikle bizim havzamızda kömür damarlarının içerdiği metan ve jeolojik yapısının son derece karmaşık ve bozuk olması dünyaya kıyasla bizim işimizi çok daha zor hale getiriyor. Dünyadaki madenci bir titizlik gösteriyorsa, biz iki-üç titizlik göstermek zorundayız ki bu işlerin üstesinden gelelim.

İş sağlığı ve güvenliği konusunu sürekli gündem yapmalıyız, sürekli konuşmalıyız. Bu konuda üzerimize düşeni hiçbir noktayı atlamadan mutlaka ve mutlaka yerine getirmek durumundayız.

Bu vesileyle 30 kardeşimizi tekrar rahmetle anıyor, ailelerine sabırlar niyaz ediyorum”.

Konuşmaların ardından maden şehitleri için Kuran-ı Kerim okunda, dualar edildi, mevlüt şekeri dağıtıldı.