“Padişah olsun, Halife olsun, isim ve unvanı ne olursa olsun hiçbir şahıs ve makamın hikmeti mevcudiyeti kalmamıştır.”

“Milletin haysiyeti, şerefi, hürriyeti, istiklali gerçekten tehlikeye düşmüştür. Bu felaketten kurtulmak gerekirse, vatanın son ferdine kadar ölmeyi göze almak lazımdır.”

18 Haziran 1920’nin her yıldönümü, tarihi Karadeniz Ereğli’nin şanlı mı şanlı çok özel bir gündür. Çünkü 18 Haziran Karadeniz Ereğli’mizin düşman işgalinden Kurtuluşunun günüdür. Kurtuluş Savaşımızda, Anadolu’da işgalden kendi olanaklarıyla ilk kurtarılan ilçe olan Karadeniz Ereğli de bugün törenler var.

2020’nin 18 Haziran’ın da Kdz. Ereğli’nin işgalden kurtuluşunun 100. Yılı kutlama hazırlıkları çok kapsamlı hazırlanmıştı. Ancak Covid 19 salgını bu kutlama hazırlıklarını gerçekleştirme şansı vermemişti. Aynı şekilde, 27 Ocak 2021’de de Alemdar Destanı’nın 100. Yıldönümü coşkusu, yine bu salgın için alınan önlemlere takılmıştı. Bu yıl da yine salgın önlemlere kapsamında 18 Haziran Kdz. Ereğli’nin kurtuluş günü protokol kapsamında saat 10.00’da Atatürk Anıtı’nda çelenk koyma töreniyle kutlanacak.

KUTSAL İSYAN, KDZ EREĞLİ’NİN KURTULUŞ GÜNÜ.

Kdz. Ereğli’nin Fransızlar tarafından işgali üzerine ilçede Müdafayı Hukuk Cemiyeti kurularak özgürlük ateşi yakılıyor. Bu cemiyetin kurucularının büstleri de Heykeltraş Yaman Civan tarafından yapılmış ve Atatürk Anıtı’nda bulunmaktadır.

Müdafa-yı Hukuk Cemiyeti’nin üyeleri şunlar:

Halil Ağazade Ali Rıza (Oğuz), Hacı Eşref (Cerrahoğlu), Hacı Eyüp (Tufan), Cöbekoğlu Hakkı (Cöbek), Evvellzamanların Hakkı (Gülerman), Nimet Hoca (Rüştiye Mektebi Müdürü), Belediye Başkanı Akmanoğlu Raşit (Akman), Sarımsakcızade Nazif (Altuğ), Hüseyin Ustaoğlu Nazif, Cıbıroğlu Hacı Musa (Cıbır), Karamahmutoğlu Mehmet (Çamlı), Halil Ağa.

Ereğli’de Rüştiye Öğretmeni Nimet Hoca’nın öncülüğünde kurulan Müdafa-yı Hukuk Cemiyeti’nin kurucu başkanı ise dönemin Belediye Başkanı Akmanoğlu Raşit’tir.

Mondros Silah Bırakışması ve ülkenin işgaliyle yaşanan süreç, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak basan Mustafa Kemal’in "Milletin istiklâlini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır” sözleriyle aydınlatılmıştır. Mustafa Kemal ve arkadaşlarının başlattığı bu özgürlük yürüyüşü ile kazanılan Kurtuluş Savaşı döneminde Kdz.Ereğli’de Fransızlar tarafından işgal edildi.

Zonguldak’ın işgaliyle Ereğli’de başlayan uyanma ve ayaklanma, Müdafa-yı Hukuk Cemiyeti’ni kurma hazırlıkları, Akmanoğlu Raşit’in evinde bir araya gelenler tarafından başlatıldı. Akmanoğlu Raşit’in evinde buluşan Cöbekoğlu Hakkı, Evvelzaman Hakkı, Hüseyin Ustaoğlu Nazif, Hacı Eyüp, Hacı Eşref, Cıbıroğlu Hacı Musa, Halil Ağa, Sarmısakçıoğlu Nazif, Haliloğlu Ali Rıza ve Karamahmutoğlu Mehmet ‘e, Amasya’da Hoca Kamil Efendi’nin Sultan Beyazıt Camisi’nde yaptığı konuşmayı Nimet Hoca yüksek sesle okurken şöyle dedi:

“Milletin haysiyeti, şerefi, hürriyeti, istiklali gerçekten tehlikeye düşmüştür. Bu felaketten kurtulmak gerekirse, vatanın son ferdine kadar ölmeyi göze almak lazımdır. Padişah olsun, Halife olsun, isim ve ünvanı ne olursa olsun hiçbir şahıs ve makamın hikmeti mevcudiyeti kalmamıştır. Yegane kurtuluş çaresi, halkın doğrudan doğruya egemenliğini eline alması ve iradesini kullanmasıdır.

Bizim burada alacağımız karar, Mustafa Kemal’in ‘YA İSTİKLÂL YA ÖLÜM’ direktifi ile yakında gerçekleşecek olan ulusal iradenin egemenliği istikametinde ve Mustafa Kemal’in yolunda olacaktır.”

Nimet Hoca’nın bu konuşmasının ardından ‘Müdafa-yı Hukuk Cemiyeti’nin kurulması ve ‘Kutsal Yemin’le bu işe başlamamız gerekir’ görüşünün benimsenmesinin ardından, abdestler alınıp bir masa etrafında toplanıldı ve masaya konulan Kur’an-ı Kerim ve tabanca üzerine yemin edildi.

YEMİN METNİ:

Vatan ve Milletimin kurtuluşu için sonuna kadar çalışacağımıza, başka siyasi düşünce ve emellerin etkisi altında kalmayacağımıza Vallahi, Billahi…”

Müdafayı Hukuk Cemiyeti’nin kuruluş programı de şöyle belirlendi.

1- Ereğli’de Müdafa-yı Hukuk Cemiyeti’nin kurulduğu Mustafa Kemal Paşa’ya telle bildirilecektir.

2- Ereğli, bir işgal hareketini silahla karşılayacaktır.

3- Bunun için askerlik yapmış ve savaşmış olan gönüllülerden Kuvayı Milliye teşkil edilecektir.

4- Rumların taşkınlıklarına son verilecektir.

5- Ereğli köylüleri bir Cuma günü şehre davet edilerek bir miting yapılacak, memleketin içinde bulunduğu durum onlara da anlatılacaktır.

Karadeniz Ereğli’de Kurtuluş Savaşı mücadelesi örgütlü bir biçimde işte böyle başladı. Ereğli kıyılarında Fransız savaş gemilerinin sık sık dolaştığı da gözleniyordu. Ellerinde Türk Bayrakları ile Kaptaş’tan, Cuma’dan, Yalı Köylerinden gelen atlı gruplar hep bir ağızdan ‘Dörtyüz aslandan bu vatan kaldı bize yadigar. Terk edersek lanet etmez mi bize Perverdigar.’ marşıyla sokaklarını inlettiler.

Alaplı, Gülüç ve Yalı köylüleri de kayıklarla gelip ‘Karadeniz akar gider/etrafını yıkar gider’ marşını söylediler. Ereğli bir bütün olmuş tek yürek ve tek vücut Kuvayı Milliye Ruhuyla Müdafa-yı Hukuk Cemiyeti’nin öncülüğünde işgale karşı ulusal duruş sergiliyordu.

NİMET HOCA MİLLET PARKI’NDA SESLENİYOR:

Sayın dinleyiciler, Çanakkale ve Kafkas Ga­zileri!

Bugün ulusça mübarek vatanımızın parçalanma­sı, namus ve haysiyetimizin ayaklar altına alınması tehlikesi ile karşı karşıya bulunmaktayız. Her karış toprağı şehitler kanı ile yoğrulan kutsal vatanımıza el uzatılıyor. İzmirliler ve Batı Anadolu halkı silahlarıyla dağa çıktılar düşmanı Akdeniz'in çukurlukların­da kahredeceklerdir.

Aziz Hemşerilerim!

Bizler de görkemli tarihimize ve atalarımıza lâ­yık olduğumuzu kanıtlayacağız. Sınav günümüz gel­miştir. Bu uğurda sizlerle birlikte canımı vermekten çekinmeyeceğim.
Hoca çok heyecanlıdır. Tozpembesi yanakların­dan akan gözyaşlarını tutmağa çalışmaktadır.

Genç yavrularım!

Sizleri bugün için yetiştirdik. Düşmana Bedir'in Malazgirt'in, Fetih'in aslanları gibi kurşundan kenet­lenmiş saflarınızla saldıracaksınız. Onları yok ede­ceksiniz. Şehit ve Gazi olacaksınız. Bu ulus, bu vatan, bu tarih, bu şeref size emanet olacaktır.

Gaziler ve Kahramanlar!

Dinimize göre esir bir hükümdara itaat caiz de­ğildir. İtaat eden Peygamberimizin istediği ümmet de­ğildir. Büyük tehlikeyi önlemek Kuvayı Milliye ruhuna sadık kalmakla kabil olacaktır.

Çanakkale ve İzmir-de akan kanlarla, Batı Anadolu'nun tarihi sınırı çizi­liyor. Biz de akıtacağımız kanlarla bu sınırı tamamlayacağız. Karadeniz sahilini kanımızla yalazlayacağız. “Misakımız” bu olacaktır.

Pek yakında bu toprakta yükselen kurtarıcının, Mustafa Kemal'in emrinde 1200 yılından beri uğrunda mücadele ettiğimiz İslam Dininin bugün içimizde ya­nıp tutuşan meşalesi bizi gazamızda kutsal savaşımızda muvaffak ve muzaffer kılacaktır. Çünkü hak uğrunda, vatan uğrunda, din uğrunda, millet uğrun­da savaşıyoruz Cenabı Hak bizimle beraberdir.

FRANSIZLAR

Ereğli limanına gelen ve Kaymakamlığa gidip Osmanlı Devletine yardımcı olmak (!) için Heraklea Tepesine asker çıkararak korsanlık ve haydutluk ile mücadele edeceklerini söyleyen Fransızlar, Mondros Silah Bırakışması’nın 7. Maddesini uygulayarak maden ocaklarına ve limana egemen olmak istiyorlardı.

Ereğli Müdafa-yı Hukuk Cemiyeti ‘Ereğli’de dirlik düzensizlik olmadığını’ ve bu durumun bir işgal olarak kabul edeceklerini amiral gemisine gönderdikleri heyetle bildirirken, konuyu ayrıca Mustafa Kemal’e de telgrafla bildirdiler. Mustafa Kemal’den yanıt gecikmeden geldi. Mustafa Kemal ‘Vatanımızı kurtarmak için yediden yetmişe kadar savaşmak zorundayız. 5000 kişilik yardım kuvveti gönderiyorum’ mesajını gönderdi.

Fransızlar, 8 Haziran 1920 günü; Baba Burnu’na 2 gambot yaklaştırıp 3 makine tüfekli bir piyade bölüğünü karaya çıkararak Keşiftepe ve Kestanelik sırtlarında ve hastane üzerinden kenti işgale başlarken, savaş gemileri de hem limanı hem de Ereğli’ye topa tutmaya başladılar. Askeri güç anlamında üstün olan Fransızların bu işgaline karşı, İzzet Dura yönetimindeki Kuvayı Milliye güçleri geri çekildiler.

Samsun’dan güneş gibi doğan Mustafa Kemal’in gönderdiği Yüzbaşı Cevat Beyin Kuvayı Milliyesi ve Devrek’ten de Muharrem Çetesi Ereğli’ye ulaştığında tüm hazırlıklar tamamlandı. Şimdi saldırı zamanıydı. 18 Haziran 1920 günü Kuvayı Milliye Birliklerinin saldırısı karşısında şaşkına dönen Fransızlar işgal etmek istedikleri Ereğli’den çekilmeye başladılar ve 19 Haziran günü de KENTİ tamamen terk ettiler.

Kdz. Ereğli’nin Kurtuluş Günü’nün kısa öyküsü bu. Fransızlar 18 Haziran 1920’de kovuldukları Ereğli’ye 9 ay sonra ve ikinci kez geldiler. Bu gelişlerinde ise Kurtuluş Savaşı’nın tarihe ‘tek deniz savaşı’ olarak geçen Alemdar olayı yaşandı. Recep Kahya’nın şehit olduğu (27 Ocak 1921) bu Alemdar olayında Fransızlar yine amaçlarına ulaşamayarak çekip gitmek zorunda kaldılar.

*Kaynakça: Kurtuluş Savaşında Karadeniz Ereğlisi (Tahsin Aygün)