TBMM Meclis KİT Komisyonu'nda konuşan TTK Genel Müdürü Kazım Eroğlu, “2020 yılı zararımız 1 milyar 298 milyon 320 bin TL oldu. Dolar bazında ise 216 milyon 387 bin dolar” dedi. Eroğlu, pandemi nedeniyle 2020 Nisan-Mayıs aylarında çalışma yapılamadığını ve üretimin düştüğünü belirterek, kurumun mali yapısını “Toplam ticari maliyet içindeki girdilere baktığımızda yüzde 60 civarında işçilikten ve memurdan kaynaklanan personel gideri söz konusu. Gelirler 461 bin 590, giderler 1 milyar 759 milyon 982 bin TL” diyerek açıkladı.

Yıllardan bu yana “TTK zarar ediyor” sözünü duymaktan bıkmayan var mı?

Evet TTK zarar ediyor ve bu bir gerçektir.

Peki çözüm?

Çözüm konusunda neden adım atılmıyor.

Haydi iktidar çözüm üretmiyor, peki ya muhalefet?

Zonguldak’ta TTK ile ilgili çalıştay yapan muhalefet vıdı vıdı etti ve havanda su dövüp ortaya herhangi bir çözüm önerisi koymadan gitti. Yani tribünlere oynadı.

Oysa…

Çözüm var.

Bu çözümü ortaya koyan da Merhum Prof. Dr. Mümtaz Soysal.

Zonguldak’ın kurtuluş reçetesi 21 yıl önce yazıldı da, okuyup anlayıp ve özümseyip de gündeme taşıyacak siyasetçi yok.

Soysal’ın TBMM’ye verdiği TTK ile ilgili konun teklifini daha önce kaleme aldığın onca yazının birini paylaşarak yeniden hatırlatmak istiyorum.

İlgilisini bulamasak da !!!.

*

ÖZERKLEŞTİRME

GMİS’in eski Genel Başkan Yardımcılarından yakın dostum Rahmi Yaman geldi gazetenin merkezine.

Rahmi ile Kandilli’den baba dostluğumuz var.

O’nun babası da, benim babam da başmadenciydi. Hemen aklıma, Zonguldak’ın kurtuluşunu sağlayacak tek reçete olan TTK’nın özerkleştirilmesi ile ilgili yaptığımız yayınlar geldi.

1998’de TBMM Başkanlığına sunulan kanun teklifini unutturmamak adına 2007’de konuyu gündeme taşırken bu kanun teklifini yeniden yayımladığımızı anımsadım.

Ve hemen, Karadon’daki kazanın ardından bir kez daha aynı kanun teklifini gazetemizin manşetine taşımış “özerkleştirme” vurgusunda bulunduk.

Evet özerkleştirme.

Rahmi ile bunu konuştuk.

Prof. Dr. Mümtaz Soysal’ın hazırladığı TTK. AŞ.’nin kuruluş yasasının içini doldurarak ülke gündemine taşınmasının Zonguldak’ın kurtarılması anlamındaki önemini tartıştık.

“Bakanlar Zonguldak’ta iken bu konuyu da tartıştırabilirdik” dedi.

Olmadı.

Şehitler kenti Zonguldak.

Maden ocaklarında (körhane) ölüm koklayan Zonguldak.

Kocasız kalan kadınlar ve babasız bırakılan çocukların çok olduğu Zonguldak.

Göç alan Zonguldak.

Emeğin başkenti.

İş-ekmek-özgürlük derken, bugün göçveren Zonguldak.

Ölümler sıra sıra.

Kandilli’de, Kozlu’da, Üzülmez’de, Karadon’da.

Bartın’ın Amasra’sında.

Ölümün ocakta yakaladığı bedenler.

Ve çözüm noktasında, Zonguldak’ın bütününe nefes aldıracak bir adımdan ise bir haber yok.

Paşa Dayı’nın oğlu eski sendikacı Rahmi Yaman sordu:

Zonguldak niye böyle?

Niye çaresiz?

Niye suskun?

Ve niye teslim?

Bir şey diyemedik.