İstanbul’da disiplin suçu nedeniyle atıldığı Özel Eyüpsultan Final Akademi Anadolu Lisesi’ne giderek okul müdürü  İbrahim Oktugan’u silahla öldüren Irak uyruklu Y.K daha sonra olay yerinden kaçmıştı. Yakalanıp tutuklanan zanlının cinayeti planlı işlediği belirtilirken, bu olay ülke genelinde öğretmen camiasını ayağa kaldırdı. Tüm sendikalar cinayeti kınarken, iş bırakma eylemi de gerçekleşti. 10 Mayıs 2024 Cuma günü Kdz. Ereğli’de de üç sendika tarafından düzenlenen ortak eylemde “okulda şiddeti önlemek için daha kaç eğitim emekçisinin can vermesi gerekiyor?” sorusuna yanıt arandı.  

Hürriyetçi Eğitim-Sen Kdz. Ereğli Temsilcisi Taygun Öztürk, Eğitim-İş Alaplı Temsilcisi Kamil Aydın ve Eğitim-İş Kdz. Ereğli Temsilcisi Mahir Ersöz’ün imza koyduğu bildiri Atatürk Anıtı önünde okundu.

Mahir Ersöz’ün okuduğu bildiride; Milli Eğitim Bakanlığı ve siyasi iktidarın eğitim emekçilerine yönelik söylem ve yaklaşımları ile emeğin değersizleştirilip itibarsızlaştırıldığı kaydedilip “savaşlarda bile hedef alınmayan eğitim emekçileri, okullarda şiddetin hedefi olmaya devam etmektedir” denildi:

Ömrünü eğitime adamış bir meslektaşlarını hayattan ve öğrencilerinden koparan öfke krizinin, ne failin öğrenci oluşu ne de uyruğu ile ilgili olmadığının belirtildiği açıklamada, eğitimdeki olumsuzlukların sorumlusu olarak öğretmenlerin gösterilmesinden kaynaklandığına vurgu yapıldı. CİMER uygulamasının öğretmenlere karşı bir sopa olarak kullanıldığını da ifade edilen ortak bildiride; “Milli Eğitim Bakanlığının eğitimde yaşanan sorunlara çözüm üretmek yerine, öğretmenleri ve idarecileri veli/öğrenci karşısında tek muhatap olarak bırakması, bugün yaşananlara zemin oluşturmuştur” sözleriyle olayın gerçek sebebinin nereden kaynaklandığı işaret edildi.

“Bu ülkede okulda öğretmen öldürüldü! Söz bitti! Şiddetin, cinayetin tek bir failinin olmadığını, hepimiz çok iyi biliyoruz” sözleriyle devam eden bildirinin tamamında şu görüşler yer aldı:  

“Cinayetin arkasındaki zihniyet, bizleri ötekileştiren, her fırsatta tehdit ederek, hedef haline getiren, mesleğimizin itibarını ayaklar altına alanlardır. "Bir toplumun uygarlık düzeyi, öğretmene verdiği değerle ölçülür."

Öğretmenler, toplumun temel taşlarını döşeyen, gelecek nesilleri yetiştiren ve aydınlık bir geleceğe rehberlik eden mimarlardır. Öğretmene yapılan her saldırı, tüm topluma ve ülkenin geleceğine yapılmış bir saldırıdır. Unutmayalım ki, eğitimsiz bir toplum, karanlığa mahkumdur.

Yeter

Buradan Milli Eğitim Bakanı’na soruyoruz;

  • Okulda şiddeti önlemek için daha kaç eğitim emekçisinin can vermesi gerekiyor?
  • İktidarın ve MEB’in plansızlığı nedeniyle okullarımız güvenlik açısından ciddi risk altındadır.  Okullarımızdaki güvenlik açığının faturasını canımızla mı ödeyeceğiz? 

Buradan bir kez daha altını çiziyoruz. Her suç gibi bu suçun da azmettiricileri olduğunu biliyor ve onları çok iyi tanıyoruz.

-Daha önce defalarca yaşadığımız cinayetler gibi, bu son cinayetin de azmettiricileri;  öğretmenler çalışmıyor gibi, yanlış bir algıyı toplumda yaymaya çalışanlardır.

- Bizleri bugün okullarımızda açık hedef haline getirenler;  liyakatsiz şekilde atandıkları koltukları, bir hükümdarlık alanı gibi kullananlar, her fırsatta bizleri aşağılamaya çalışan mülki amirlerdir. Öğretmenliğin, aynı zamanda bir uzmanlık mesleği olduğunu, görmezden gelenlerdir. Okullarda şiddeti körükleyenler; eğitime dair eleştiri ve önerilerimize yıllardır kulak tıkamakta ısrar edenlerdir.

- Bizleri hedef haline getirenler; her fırsatta emeğimizi küçümseyenler, mesleğimizi itibarsızlaştıranlardır.

Bugün eğitim emekçilerinin canlarından endişe ederek okula gidiyor olması işte bunların eseridir. Bunun için atılması gereken ilk adım bu zihniyetin kökten değişmesidir.

  • Okullardaki şiddetin arkasındaki nedenler ortaya çıkarılmalı,  eğitim emekçilerinin can güvenliği sağlanmalıdır.
  • Okulda şiddetin son bulması için, Milli Eğitim Bakanlığını acilen harekete geçmeye ve önlem almaya çağırıyoruz.
  • Okullarda yaşanan şiddet olaylarındaki korkutucu tırmanışı engellemek için bir an önce eğitimde şiddet yasası çıkarılmalıdır.
  • Eğitim kurumlarının tümünde, şiddetle mücadele etmek için alınması gereken somut önlemleri, ne yapılacağını ve nasıl önleneceğini gösteren bir eylem planı hazırlanmalıdır.
  • Failler toplumun vicdanını rahatlatacak ve yeni olaylar açısından caydırıcı olacak şekilde cezalandırılmalıdır.
  • Özel ya da devlet okulu fark etmeksizin, derhal tüm okulların güvenliği sağlanmalıdır.
  • Ahlak bekçiliğine soyunan RTÜK’ün toplumsal şiddeti başlıca gündemi haline getirip, mafya ve suç temalı TV yapımlarını denetlemesi sağlanmalıdır.
  • İçine bin bir tane gereksiz ve hatta zararlı içeriklerle doldurulan müfredat yerine şiddetin çağdışı ve yanlış olduğunu öğreten, toplumsal yaşam dersleri içeren öğretim programları hazırlanmalıdır.

Kendimizin ve öğrencilerimizin canından endişe ederek okula gitmek istemiyor, can güvenliğimizin olmadığı bir eğitim sistemini kabul etmiyoruz”

ARTIK YETER! CAN KORKUSUYLA ÇALIŞMAK İSTEMİYORUZ!

Whatsapp Image 2024 05 10 At 11.09.45

Whatsapp Image 2024 05 10 At 11.09.45 (2)

Whatsapp Image 2024 05 10 At 11.09.45 (1)

Whatsapp Image 2024 05 10 At 11.09.45 (3)

Whatsapp Image 2024 05 10 At 11.09.46

Whatsapp Image 2024 05 10 At 11.09.47

Whatsapp Image 2024 05 10 At 11.09.46 (1)

21 SÖZLEŞMELİ PERSONEL ALINACAK 21 SÖZLEŞMELİ PERSONEL ALINACAK

Whatsapp Image 2024 05 10 At 11.09.47 (1)

Whatsapp Image 2024 05 10 At 11.09.48

Whatsapp Image 2024 05 10 At 11.09.47 (2)

Whatsapp Image 2024 05 10 At 11.09.48 (1)