Ereğlili senaryo yazarı Ulukaya, "Türkler yapamaz diye nitelendirilen birçok sinema filmine imza atacağımıza inanıyorum" dedi.

ULUKAYA: Küçük yaşlarda ailemin de desteği ile tiyatro konusunda ilerlemeye başladım. Oyunculuk ile başladığım tiyatro maratonuna stand-up gösterileri derken zamanla oyun yazarlığına kadar uzandı. Hayatınızda geleceğiniz ile ilgili kararları erken yaşta vermelisiniz. Özellikle Türkiye'de yaşıyorsanız... Senaristliğin zor bir meslek olduğunu ve devamlı kendinizi yenilemeniz gerektiğini söyleyebilirim

Kdz. Ereğli'de doğup, büyüyüp ve yeteneklerini başka ellerde sürdüren o kadar çok hemşehrimiz var ki. İlçede bir "bilgi bankası" bulunmadığında işte o "içimizden birileri"nin de büyük çoğunluğundan haberimiz bile yok.
Taha Ulukaya da, genç yaşında sanat yaşamını İstanbul'da sürdüren o "içimizden biri"nden biri.  Tiyatro ile başladığı sanat yaşamına senaryo yazarlığı ile devam ediyor.
Taha Ulukaya Emre Konuk ile birlikte "12.50" isimli bir filmin hazırlıklarını sürdürürken, bu ikiliyle ilgili hazırlanan röportajı sunuyoruz şimdi sizlere.

12.50'YE AZ KALDI
Türk sinemasına yeni bir soluk getirmesi beklenen "12.50" isimli sinema filminin hazırlıkları başladı. Filmin yönetmenliğini sinema sektörünün genç ve yetenekli ismi Emre KONUK, yazarlığını ise filmin yönetmeni ile birlikte Taha ULUKAYA yapıyor.  Filmde kadın ve erkek psikolojisinin en gerçekçi şekilde anlatılacağını dile getiren genç ekibin bu ilk sinema filmlerinin yapımcılığını ise MEDYAINNOVA üstleniyor. Türk sinemasını ileriye götürecek bu cesur yönetmen ve yazarı birlikte tanıyalım.


Emre KONUK kimdir?

1988 yılında İstanbul da dünyaya geldim. 13 yaşında Sinema-TV alanında çalışmaya başladım. 19 yaşına gelene kadar çeşitli Yönetmenlerin ve Senaristlerin asistanlığını ve yardımcılığını yaptım. 1.5 yıl boyunca Storyboard (Görsel Senaryo - Frame Forge 3D Studio) eğitimleri aldım ve profesyonel tasarımcı oldum. 2006 yılında KNK Prodüksiyonu kurdum ve bir çok kısa filmcinin hayallerini gerçekleştirmesine vesile oldum. 2007 yılında Beykent Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sinema-TV Bölümüne yerleştim. Ancak sinema üniversite ile başlayan bir durum değildi benim için. Kökü daha evveline dayanıyor. Söylediğim gibi küçük yaşlarda sektöre girip tecrübeli insanlarla tanışma ve çalışma fırsatı buldum. Herkesin eğitim şart dediği günümüzde bu anlayışa tamamen karşı olan biriyim. Eğer üniversiteler gerektiği kadar eğitim veriyor ve öğrencilere her türlü imkânı sunuyor ise bir sorun yok. Ancak herkesin kendi hocalığını yaptığı bir eğitim anlayışı söz konusu ise orada durmak gerekiyor. Çünkü sinema sırada oturup kitap okutularak öğretilebilecek bir meslek değildir. Sinema okullarındaki hocaların çoğu Steven Spielberg gibi yönetmenlerin cesaretinden bahseder. Ancak o cesareti gösteren öğrencilere gerekli desteği veriyorlar mı işte orası muamma.

Taha ULUKAYA kimdir?

1986 yılında Karadeniz Ereğli'de dünyaya geldim. Küçük yaşlarda ailemin de desteği ile tiyatro konusunda ilerlemeye başladım. Oyunculuk ile başladığım tiyatro maratonuna stand-up gösterileri derken zamanla oyun yazarlığına kadar uzandı. Hayatınızda geleceğiniz ile ilgili kararları erken yaşta vermelisiniz. Özellikle Türkiye'de yaşıyorsanız... Senaristliğin zor bir meslek olduğunu ve devamlı kendinizi yenilemeniz gerektiğini söyleyebilirim. Ama doğru insanlar ile doğru zamanda çalıştığınız sürece basamakları sağlam ve çabuk atlıyorsunuz. Sinema sektörüne girmemi Emre KONUK sağlamıştır. Birlikte Tür Sinemasında bunu Türkler yapamaz diye nitelendirilen bir çok sinema filmine imza atacağımıza inanıyorum.

Kendinizi nerede görmek istiyorsunuz?
Aslında ünlü olmak gibi bir niyetimiz ya da kaygımız yok. Ancak uzun vade de amacımız masada değil rafta olmak. Şöyle ki, ülkemizde her yıl onlarca film çekiliyor. Ancak çoğu yılın belli zamanlarında konuşulup hemen sonra unutuluyor. Magazin olayı ile öne çıkmış bir filmi ve reklamı bol olan oyuncuları düşünün. Belli bir süre gazetelerin manşetlerini meşgul ederler. Ancak bir insan aldığı gazeteyi evinde en fazla ne kadar barındırabilir ki. Bir iki gün sonra gazetelikte tesadüfen karşılaşıp "aa bu eski gazeteymiş?" deyip çöpe atmaz mı? Ama insan değer verdiği ve onun için klasikleşmiş olan bir eseri layık olduğu yerde, kitaplığında ya da kütüphanesinde barındırır. İşte bizim ve değer verdiğimiz ekibimizin uzun vadede ki amacı, eserlerimizin masada unutulup birkaç gün sonra kendini çöplükte bulan gazetede değil, izleyicinin en değer verdiği yerinde olmak. Masada değil rafta olmak?

Yazar ve Yönetmenin Gözünden 12.50?
Filmin içeriği Türk Sinemasında daha önce izlemediğiniz bir bakış açısına sahip. Kadın-Erkek psikolojisi denildiği zaman insanın aklına gelebilecek basit şeylerden sıyrılmış bambaşka bir film izleyecek insanlar. Kadınların erkekler üstündeki gücünü, kimi zamanda erkeklerin kadınlar üzerindeki zayıflığını ve iradesini ele alan bir film yaptık. Büyük bir titizlik içerisinde filmin hazırlıkları sürmekte. Oyuncu kadrosuna gelince Türkiye'nin en kaliteli isimleri ile çalışılacağından şüpheniz olmasın. Görüşmelerimiz başlamış bulunmakta. Zaten zamanla hepsini duyacaksınız. Oyuncuları ince eleyip sık dokuyarak seçtik. Çünkü kaliteli bir film yapacağız ve her şey gibi filmin oyuncuları da kaliteli olmalı. Filmin hakkında söyleyebileceklerimiz bu kadar. Fakat 12.50 Filmi Türk Sinemasında Modernizasyonun başlangıcı olacaktır. Gelişmeleri internet sitemizden de takip edebilirsiniz;
www.onikiellifilm.com