TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Genel Merkezi, elektrik dağıtım özelleştirmelerine yönelik yargıya başvurma hakkını kullandığı için siyasi iktidar ve yandaş medya organları tarafından EMO'nun hedef gösterilmesine sert tepki gösterdi. İl Temsilcisi Özgümüş ayrıca Genel Merkezin düzenlediği geniş katılımlı toplantı ile de 12 Eylül'de gerçekleştirilecek değişiklik paketine de halkın "hayır" oyu vermesini istedi.

TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Zonguldak İl Temsilcisi Bülent Özgümüş, genel merkezin konu ile ilgili olarak yaptığı açıklamayı kamuoyuna duyurdu. 
Özgümüş'ün verdiği bilgiler şu şekilde: Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Ana Yönetmeliği gereği, Anayasal dayanağa sahip kamu kurumu niteliğinde bir meslek örgütü olarak, "mesleğin üye toplum ve ülke yararlarına göre uygulanması ve geliştirilmesi için gerekli çabaları göstermek, uzmanlık alanında ülke çıkarlarına uygun politikalar üreterek bunları savunmak, kamuoyu oluşturmak, ilgilileri uyarmak"la yükümlüdür. Yine Ana Yönetmeliği'nde odamızın amaçları kapsamında "Meslek, ülke ve üye çıkarlarını korumak için resmi makamlar ve öteki ilgili kuruluşlarla işbirliği yapmak, önerilerde ve girişimlerde bulunmak, gerektiğinde çalışma alanına ilişkin olarak kanuni yollara başvurmak" yer almaktadır.
TERS SONUÇLARA YOLAÇMAKTADIR
Ne yazık ki son 20 yıllık dönemde elektrik enerjisi alanında dayatılan bölünme, serbestleştirme, özelleştirme politikaları bu amaçları gerçekleştirmekten uzak olduğu gibi tersi sonuçlara yol açmaktadır. Bugün elektrik enerjisi alanı, kamunun yatırım yapması 4628 sayılı Elektrik Piyasası Yasası'nın ardından engellendiği için, tamamen özel sektörün keyfine bırakılmış, gerekli yatırımlar yapılamamış, ülkemiz enerji açığı riskiyle karşı karşıya bırakılmıştır. Elektrik enerjisinde ne arz güvenliği ne de fiyat istikrarı sağlanabilmiştir. Halkımız, elektrik talebinde rekor düşüşün yaşandığı 2009 yılında bile elektrik fiyatlarına yapılan zamla karşılaşmış, 2010 yılında maliyetlerdeki düşüş nedeniyle yapılacak indirim ise özelleştirme öncesinde alıcı şirketlere kar garantisi sunulabilmesi için bizzat hükümetin yaptığı müdahale ile engellenmiştir. Tüm bu süreçler hükümetin uyguladığı enerji politikalarında kamu yararının bulunmadığını açıkça göstermektedir. İnsanların, kurumların yargıya başvurma hakkını engellemeye dönük açıklamalar yapan bir Bakan'a, miting meydanlarında Danıştay'ı yuhalattıran bir Başbakan'a sahip siyasal iktidarın anayasa değişikliği girişimi de demokratik değil, tam tersine antidemokratik bir adım olarak ortaya çıkmıştır. Kamu yararına enerji politikalarının uygulanmasını talep ettiği, bunun için partilerin dar çıkar anlayışlarından uzak kamunun özerk yapılanması içerisinde elektrik hizmetinin sunulmasını istediği için EMO'nun baskı altına alınmaya çalışılması demokrasi anlayışıyla bağdaşmamaktadır. Kişi ve kurumların iktidarın ekonomik modelini ve uygulamalarını onaylamak için zorlanması, hatta daha da ileri gidilerek hedef gösterilmesi, tehdit edilmesi kabul edilemez.
YARGI YOLU
Bugüne kadar EMO, özelleştirme gibi enerji alanına yönelik uygulamalar hakkında çeşitli siyasal iktidarlar döneminde de yargı yoluna başvurmuş, şimdiye kadar hiçbir dönemde hukuki yollara başvurduğu için "terörist" ilan edilmemiştir. Kayıp ve kaçaklarla mücadelenin yolu özelleştirmelerden değil, kamusal bilinç ve toplumsal politikaların yaygınlaştırılmasından geçmektedir. Baskılara karşı EMO doğru bildiği yoldan dönmeyecek, kamu yararı önceliği doğrultusunda dağıtım özelleştirilmelerinin de hukuk süzgecinden geçmesi mücadelesini sürdürecektir. Anayasa değişikliği paketinin "EMO olarak kamu yararı açısından yargı önüne taşıdığımız pek çok idari işlemin iptali ile sonuçlanan süreçlere yönelik olarak yargı yetkisini kısıtlamaya dönük bir müdahale içerdiğini" saptamış bulunuyoruz. Bu durum EMO olarak anayasa değişiklik paketini ayrıntılı olarak incelememiz zorunluluğunu yaratmıştır. Yargıya yönelik düzenlemeler dışındaki anayasa değişikliği paketinde yer alan diğer hükümler ise mevcut hakların bile güvence içerisinde yaşamda yer bulamadığı bir ortamda anlamlı olamamaktadır.
HAYIR ÇAĞRISI
Dolayısıyla bırakın verilen hakların güvence altına alınmasını, mevcut hakların güvencesini oluşturan hukuk devleti üzerinde ciddi bir tahribata yol açacak, yargı bağımsızlığını daha da olumsuz noktalara götürecek olan bu anayasa değişiklik paketine "evet" denilmesi mümkün değildir. 12 Eylül darbesinin yaratmaya çalıştığı "denetlenemeyen, sorgulanamayan iktidar" kavramına karşı bugüne kadar yürütülen mücadelenin sona erdiğini tescilleyecek olan bu değişiklikleri reddetmek, tüm yurttaşların birincil görevidir. Tüm meslektaşlarımızı, 12 Eylül rejimini pekiştirecek, kontrolsüz güç oluşumunu hedefleyen bu değişiklik paketine karşı "HAYIR" oyu vermeye çağırıyoruz. EMO'nun basın toplantısında dağıttığı "Kontrolsüz Güç Arayışında İktidarın Halk Oyunu" başlıklı Anayasa Paketi'ne ilişkin kitapçık elektronik ortamda ekte sunulmuştur"