Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş Sendikası Zonguldak Şube Başkanı Metin Kahveci, Eğitim-İş Genel Merkezi’nin, Suriye’ye emperyalist saldırıyı protesto etmek ve tüm dünyaya barış çağrısında bulunmak için ABD Büyükelçiliği önüne siyah çelenk bıraktığını açıkladı.
Eğitim-İş Merkez Yönetim Kurulu üyeleri ile Türkiye genelinden Şube ve Temsilcilik Başkanları, Tunus Caddesi’nde toplanarak buradan ABD Büyükelçiliği’ne yürüyüşe geçti.
“Savaş zorunlu olmadıkça cinayettir” ve “Savaşa hayır, kahrolsun emperyalizm” pankartı taşıyan Eğitim-İşliler, “Katil ABD Ortadoğu’dan defol”, “Ne ABD ne AB tam bağımsız Türkiye”, “Susma haykır, savaşa hayır”, “Katil ABD, taşeron AKP”, “Kahrolsun Amerikan emperyalizmi”, “Faşizme karşı omuz omuza”, “Emperyalistler, işbirlikçiler geldikleri gibi gidecekler” sloganları atarak elçiliğe hareket etti.
Protesto eylemine katılan Eğitim-İş Sendikası Zonguldak Şube Başkanı Metin Kahveci, Eğitim-İş Genel Başkanı Veli Demir’in elçilik önünde basın açıklaması yaptığını belirterek, “Genel Başkanımız Veli Demir, ‘Başını ABD’nin çektiği emperyalist güçler ve onların Ortadoğu’daki taşeronları uzun süredir sürdürdükleri Suriye kuşatmasını kimyasal silah bahanesiyle Suriye’ye müdahale aşamasına getirdiler. Emperyalizm küresel ekonomik krizini aşıp, sermayenin daha rahat dolaşmasını sağlamak amacıyla 90’lı yılların başından bu yana sınıf bilincini etnik ve dinsel/mezhepsel kimliklerle yok etmeye, bölgesel iç savaşlar çıkarmaya, terörü desteklemeye ve ardından da ‘özgürlük getiriyorum’ adı altında askeri müdahalelerde bulunmaya başlamıştır. Yugoslavya’da, Libya’da, Mısır’da, Irak’ta hep aynı senaryoyu uygulamıştır. Şimdi sıra Suriye’ye gelmiştir. İçerde ise emperyalizmin gönüllü taşeronluğunu üstlenen siyasal iktidarın, emperyalist çok uluslu mobilize terör örgütlerine sınır kapılarını açması, onlara her türlü desteği vermesi, Suriye’de ve ülkemizde insanların katledilmesine yol açmıştır. Dünün AB’ye karşı İslam Ortak Pazarı savunucularının bugün ABD ve AB’nin taşeronluğunu üstlenerek Müslüman kanı dökülmesine destek vermeleri yaşadığımız tarihsel bir musibettir. Dünyanın ilk antiemparyalist Ulusal Kurtuluş Savaşını yaparak başta komşu halklarımız olmak üzere tüm mazlum uluslara bağımsızlık kapılarını açan Türkiye’nin bugün mazlum uluslara silah doğrultanlarla aynı safta yer alan bir siyasal iktidar tarafından yönetiliyor olması, antiemperyalist birlikteliğin kaçınılmaz olduğunu göstermektedir. Gezi direnişi ile güç kaybeden Erdoğan Hükümeti savaş bahanesi ile ekonomik krizin yükünü de Türk ulusuna yüklemek istemektedir. Hem ülke içinde hem de uluslar arası kamuoyunda sarsılan imajını düzeltmek isteyen Erdoğan, ülkeyi maceraya, bataklığa çekmektedir. Türkiye’de siyasi sorumluluk üstlenenlerin, Atatürk’ün 80 yıl boyunca cumhuriyetimizin dış politikasını yönlendiren ‘Yurtta barış, dünyada barış’ ilkesinin hedefini çok iyi değerlendirmeleri ve ders almaları zorunludur. Çünkü biz, teslimiyetçi dış politika izlemeyen, savaşa, işgale ve talana ortak olmayan, barış içinde bir Türkiye istiyoruz.
Tüm halkımızdan, bu kirli savaşa karşı tepkilerini yükseltmelerini, savaş karşıtı eylem ve etkinliklere destek vererek seslerini siyasal iktidara duyurmasını istiyoruz. 
Bu savaşın faturasını emekçimiz, dar gelirlimiz, köylümüz ve çiftçimiz kan ve yoksulluk olarak ödeyecektir. Eğitim-İş olarak Dünya Barış Günü’nde tüm Türkiye’de alanlarda olacak ve ‘Savaşa Hayır’, ‘Yurtta barış, dünyada barış’ sloganlarını haykıracağız, tüm Eğitim-İş binalarına da ‘Savaş zorunlu olmadıkça cinayettir’, ‘Savaşa Hayır’ pankartını asacağız.
Dünya Barış Günü arifesinde Suriye’ye müdahale hazırlığı yapan insanlık suçunda da sabıkalı ABD’yi protesto etmek ve Suriye halkıyla dayanışma içinde olduğumuzu gösteriyoruz’ diye konuştu. Açıklamanın ardından, Genel Başkanımız Veli Demir ve Konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş Genel Başkanı İsmail Tutoğlu, Şube ve temsilcilik başkanlarımızla birlikte ABD Büyükelçiliğinin önüne siyah çelenk bıraktık.