Taksim Gezi Parkındaki olaylarda suçlular ve suç yanlış teşhis edilmiş ve toplumda anlaşmazlığa neden olmuştur.  
Olaylarda gelişen ölüm, yaralanmalar maddi hasarın arkasında olduğu ifade edilen faiz lobisinin(!)de gerisindeki suç örgütü göz ardı edilip yeterli önlem alınmamakta ve almayanlar hakkında da yasal yaptırım uygulanmamaktadır.
Sayıları yüzler binler hatta onbinlerle ifade edebileceğimiz bu topluluk, çeşitli sınıflardan bireylerle örgütlenmiş, bir araya gelmiştir. Aralarında kurmuş oldukları iletişim dili hala çözülememiş, araştırmalara konu olmuştur. 
Farklı iletişim kurdukları hatta kuantum teknolojisinden yararlandıkları söylenmektedir. Şu ana kadar örgüt bireyleri bilinmekte ve yerlerini muhafaza edip gözümüzün önünde olmalarına rağmen tüm uğraşılara karşın konuşturulmaları mümkün olmamıştır. 
Ne yazık ki fatura, öncelikle bilmeden onları desteklediklerini söyleyen futbol taraftarlarına kesilmiştir. Beşiktaşlı; Çarşı Her Şeye Karşılar, Fenerli; Sarı Kanaryalar, Cimbomlu; Aslan Galatasaraylılar vede STK’lar (Sivil Toplum Kuruluşları) bu işin kurbanları arasındalar. 
Asıl çözemediğimiz, pasifist gruplar, çevrecilerin nasıl burada yer aldıklarıdır. Entelektüel oldukları her hallerinden belli olup, Taksim Parkını bir günde festival havasında sağlık hizmetleri reviri, temizliği, örnek davranışları, okuma merakları, ellerinden kitap eksik olmamalarına rağmen bu örgütle hareket etmiş olmalarıdır. 
Vandallar veya aşırı uçlar, her zaman her yerde Vandallık ve aşırılıklarını gösterip tatmin olmak için heryere sızacakları bilinip tanındıklarından dikkate almak gereği düşünülmemektedir. 
Örgüt Şeması;              ORMAN
            KORU                   PARK
                    AĞAÇLAR
Şeklinde olup, sınıfları; Çınar, Söğüt, Defne, Selvi, Çam, Ladin, Akasya, Bodur Dut, Bodur Akasya(Bodurlar yabancı kaynaklı Uluslar arası Örgüt Temsilcilerinden bilinenlerdir), Palmiye, Etnik Gruplar, At Kestanesi (Kalvinist misyoner), Kestane, Manolya, Kavak ve bunun gibi Türkçe adlara sahip, uluslar arası Latince kod isimleri de olan birey ve topluluklardır. Zaman zaman tek bireyden oluştukları gibi bazen karışık bireyler halinde de bulunurlar.  
Özellikle yol kenarlarında tek sıra halinde nöbet tutup rapor verdiklerinden de şüphelenilmektedir. 
Ufak gruplar oluşturdukları, yerlerini kolay terk etmeyip dirençli oldukları bilinmektedir. 
İnsanlara verdiği zararları göz önüne alırsak, bunlar; gölge yapmaları, yazın serinletip kışın ısıtmaları, rüzgarı kesmeleri, erozyonu önlemeleri, meyve veren türlerin bizleri beslemesi, kuşlara kaçak barınma yapıp onları gizlemeleri, havadan karbondioksiti alıp oksijen vermeleri, havadaki zehirli atıkları temizlemeleri, bizim eşya-kağıt gibi araç gereçlere sahip olmamızı, sulak alanları korumaları gibi daha birçok zararlı(!) özelliklerini sayabiliriz. 
Bu kadar dirençli olup çözülmemeleri ve yukarıda saydığımız zararlara her geçen gün yenileri keşfedilip eklendiğini öğrendiğimizde koruma, acıma, merhamet, sempati gibi duygulara mazhar olduklarından destek kitleleri de artma eğilimi ortaya koymaktadır. Bu görünüm bile biran evvel bu örgüte karşı harekete geçilmesini zorunlu kılmaktadır.
Yukarıda saydığımız bu nedenlerle sadece ülkemize değil, dünyaya yayılmış bu örgütün Türkiye ayağının derhal çökertilmesi, yerine insanların ne işe yaradığı tartışılan AVM, Site, Apartman yapılmasında yarar vardır.
Bu örgütü yok etmek için en etkili kullanılan silah; ateş, orman yakmak, motorlu testere, az da olsa baltadır.
Yıllarca belki asırlarca bu hücumlara direnmişlerse de son on-onbeş yıldır dirençlerinde azalma görüldüğünden seferberlik ilan edilip son ağaç yok edilinceye kadar mücadeleye devam edip ZAFER hedeflenmelidir. 
Bu yolda mücadele eden, orman yakan, ağaç kesenler de kahraman olarak madalya ile ödüllendirilmeli ve maaşa bağlanmalıdır..