Defne Joy Foster’ın ölümüyle ilgili yazılan yazılara duyulan tepkilerle ilgili bir açıklama yapan TGC Basın Senatosu Başkanı Nail Güreli, gazetecilere ve yayın organlarına Türkiye Gazeteciler Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’nin gazeteciliği meslek kurallarıyla bağlayan maddelerini hatırlattı.

Kamuoyunca tanınan sunucu ve oyuncu Defne Joy Foster’ın ölümünden sonra basında yer alan tartışmalar üzerine Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Basın Senatosu Başkanı Nail Güreli bir açıklama yaptı. Açıklama şöyle:

“Foster’ın ölümünden sonra olayı irdeleyen birçok köşe yazısı arasında, çeşitli gazetelerde bazı köşe yazılarının tepkiyle karşılandığı görüldü. Bu konuda gerek Basın Senatosu’na gerek Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’ne yoğun biçimde tepki başvuruları oldu. TGC Basın Senatosu Başkanlık Divanı, gelen tepkileri ve bu konuda Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu’nun görevlendirme yazısını dikkate alarak, konuyu TGC’nin yayımlandığı Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi (TGHSB) çerçevesinde görüştü.

Bildirgenin giriş bölümünde ifadesini bulan:

‘Meslek ilkeleri gazetecinin ve basın yayın organlarının öz denetimini ön görür ve değerlendirme mercii öncelikle vicdanlarıdır’  ve

‘Düşünce ve ifade özgürlüğünün kullanılmasının başlıca yolu olan basın ve yayın özgürlüğü temel insan haklarındandır.’

hükümlerini de dikkate alan Divanımız, bu hususlarla birlikte, gazeteciliği meslek kurallarıyla bağlayan aşağıdaki maddeleri de ilgili gazetecilere, yayın organlarına ve kamuoyuna anımsatmayı gerekli görmektedir.”

Gazetecinin Temel Görevleri ve İlkeleri bölümü:

Madde 7. “Gazeteci; kamuya mal olmuş bir şahsiyet bile olsa, halkın haber alma, bilgilenme hakkıyla doğrudan bağlantılı olmayan hiçbir amaç için, izin verilmedikçe, özel yaşamın gizliliği ilkesini ihlal edemez.

Gazetecinin Doğru Davranış Kuralları bölümü:

Kimlik veya özel durum maddeleri:

“Açık kamu yararı olmadıkça ve olayla doğrudan ilgisi, bağlantısı bulunmadıkça, bir insanın davranışı veya işlediği suç, onun ırkına, milliyetine, dinine, cinsiyetine, cinsel eğilimine, hastalığına veya fiziksel, zihinsel özürlü olup olmamasına dayandırılmamalıdır. Kişinin bu özel durumu, alay, hakaret, önyargı konusu yapılmamalıdır.”Aynı bölümde Sarsıcı Durumlarda maddesi:“Üzüntü, sıkıntı, tehlike, yıkım, felaket ya da şok halindeki insanlar söz konusu olduğunda, gazetecinin olaya yaklaşımı ve araştırması insani olmalı, gizliliklere uyularak duygu sömürüsünden kaçınılmalıdır.”

Ayrıca, Türkiye’nin tartışılması gereken önemli meseleleri olduğunu gerek siyaset, gerek medya kurumlarının mensuplarına anımsatmak isteriz.”