Türkiye Gazeteciler Cemiyeti/Emeğe Saygı Grubu’nun tüm basın emekçilerine ve kamuoyuna yaptığı duyuru şöyle:


Güçlükle de olsa demokrasi mücadelesini/arayışını sürdüren ülkemizde, biz basın emekçilerinin gayri insani koşullarda, iş güvencesiz ve karın tokluğuna çalıştırılması sürüyor. Bu acı tabloda tabii ki en büyük sorumluluk bizlere ait. ‘Terzi kendi söküğünü dikemez’ misali, tüm toplumsal kesimlerin seslerini duyurmak için çaba sarf ederken, mesleki sorunlarımızdan kaynaklı, içinde yaşadığımız kötü koşullara dur dememizin zamanı artık gelmedi mi?

 
TGC/EMEĞE SAYGI GRUBU olarak, mesleğimizin ve meslektaşlarımızın içler acısı bu haline itiraza/isyana davet ediyoruz.

 

TALEP EDİYORUZ!
* Haklarında dava açılan ve cezai müeyyideye tabi tutulan gazetecilerinin sayısı itibariyle dünyada en ön sıralarda, basın özgürlüğü alanındaysa en sonlarda yer alan bir ülkede yaşamak istemiyoruz. Her iki utanç listesinden de bir an önce çıkmak için gerekli hukuki düzenlemelerin yapılmasını talep ediyoruz.


* Bu noktada Basın Kanunu, Türk Ceza Kanunu ve Terörle Mücadele Kanunu başta olmak üzere özgür gazetecilik için büyük tehdit oluşturan geri kalmış, baskıcı/faşizan yasaların bir an önce demokratikleştirilmesini talep ediyoruz.

 

ALINTERİMİZİN KARŞILIĞINI İSTİYORUZ!
* Mesleğimizin etik kurallarına saygılı olmayan, gazetecilerin çalışma koşulları, sendikal örgütlenmeleri ve ücretleri noktasında olumsuz tavır sergileyen, çalışanlarına mobbing uygulayan, günde 8 saatten fazla çalıştıran, fazla mesai ücreti ödemeyen, servis saatlerini 10 saat çalıştırma prensibine göre düzenleyen basın kuruluşlarının sahiplerini ve yöneticilerini teşhir ve protesto etmeye davet ediyoruz. Keza yine yıllardır çalışanlarına komik ücret artışları yapan, onları insanca yaşamaları için gerekli ücretlerden mahrum kılan, bu da yetmezmiş gibi aylarca ücretlerini ödemeyen medya patronlarını ve onlara destek veren yöneticilerini kamuoyu nezdinde teşhir ve protesto edeceğimizi buradan duyuruyoruz.

 

MECLİS’E ÇAĞRI: TEŞMİL YASASI’NI ÇIKARIN!
* Her an işten atılma korkusu yaşayan, gayri insani koşullarda karın tokluğuna çalıştırılan bir gazetecinin, görevini gerçek manada yapabilmesinin olanaksız olduğu ortada. Bu yüzden Anadolu Ajansı’nda var olan sendikal hakların tamamının, teşmil yoluyla tüm basın yayın kuruluşlarında çalışan basın emekçilerini kapsayacak şekilde yasal düzenleme yapmaları için, AKP, CHP, MHP ve HDP’ye açık çağrıda bulunuyoruz. Bu konuda, dört parti nezdinde sonuna kadar girişimlerimizi sürdüreceğimizi ve ısrarlı olacağımızı taahhüt ediyoruz. Ayrıca, anayasal teminat altına alınmış halkın haber alma özgürlüğünün hayata geçirilmesi görevini ifa eden basın emekçilerinin bu haklı talebini desteklemeleri/duyurmaları için, başta Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, DİSK Basın İş, Türkiye Gazeteciler Sendikası, ÇGD ve Basın Konseyi olmak üzere tüm meslek örgütlerimize destek çağrısında bulunuyoruz. Basın çalışanları olarak iş güvencemizin, toplu sözleşme ve diğer haklarımızın ancak Meclis’in çıkaracağı bu teşmil yasasıyla teminat altına alınabileceğini biliyoruz.


* Anayasa ve iş kanunuyla uluslararası sözleşmelerde belirlenen insanca çalışma koşullarına ve iş güvencesine sahip olmak, emeğimizin karşılığında hak ettiğimiz ücreti almak istiyoruz.


* Sektörümüzde basın emekçisi olarak görev yapan herkesin 5953 sayılı Basın İş Kanunu'na (Eski haliyle 212 sayılı Yasa) bağlı olarak çalıştırılmasını talep ediyoruz.

 

TÜM GAZETECİLER TEK ÇATI ALTINA!
* Tekirdağ, Diyarbakır ya da Samsun'daki gazetecinin sorunlarının, İstanbul'daki gazetecinin sorunlarından farklı olmadığının bilincindeyiz. Bu yüzden içinde Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin de yer aldığı, ülkemizdeki tüm gazetecileri aynı çatı altında toplayan ancak Dernekler Kanunu’na bağlı değil; Odalar gibi, kendi kanunu olan meslek örgütümüzün kurulmasını istiyoruz. Buradan Meclis’te grubu bulunan partilere sesleniyoruz: Türkiye’deki tüm gazetecileri aynı çatı altında toplayacak bu yasal düzenlemeyi, bir an önce gerçekleştirin. Bu kanunun çıkartılmasında yukarıda adını andığımız tüm kurumlara da buradan yine çağrı yapıyoruz. Tıpkı Türkiye Barolar Birliği ve TMMOB gibi, ülkenin her bir şehrinde etkisi ve yaptırım gücü olan bir meslek örgütü kurulması için bu çağrımıza destek verin, el birliğiyle bu kanunu Meclis’ten çıkarttıralım. Bu doğrultuda Anadolu'nun tüm illerindeki değerli meslektaşlarımıza ve onların kurduğu örgütlere (başta Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu ve Türkiye Gazeteciler Federasyonu olmak üzere) çağrıda bulunuyoruz: Bu davetimizi duyun, gelin mücadelemizi hep birlikte verelim.

 

İNSANCA MUAMELE GÖRMEK İSTİYORUZ!
* 5953 sayılı Kanun'da yer alan "Meslekte çalışma süresi 5 yıldan az olanlara kıdem tazminatı ödenmeyeceğine ilişkin" ibarenin, yapılacak yasal düzenlemeyle tıpkı İş Kanunu'nda olduğu gibi "1 yıl" olarak düzenlenmesini istiyoruz.


* 5953 sayılı Basın İş Kanunu'nda belirlenen günlük 8 saat çalışma sürelerinin aşılmamasını, aşıldığı taktirde, fazla mesai ücretinin yasalarda belirtildiği oranlarda basın emekçilerine ödenmesini istiyoruz.


* Basın sektöründe çalışan herkesin haftalık izin hakkının 2 güne çıkartılmasını, yasalarla belirlenen 10 yıla kadar 1 ay, 10 yıl sonrası için 45 gün olan yıllık izin haklarımızı sonuna kadar kullanmak istiyoruz.


* Basın İş Kanunu'nda yer alan "eğer işveren kar ediyorsa, her yıl sonunda gazeteciye en az bir aylık ücret tutarında ikramiye öder" ifadesine göre, yılda en az bir ikramiye istiyoruz. (Sendikal haklara sahip olmamızın önü açıldığında her birimiz için bu tutarın, yıllık 4 maaşa çıkacağını hatırlatırız.)


* Sarı basın kartının Başbakanlık tarafından değil meslek örgütümüz tarafından verilmesini talep ediyoruz. Diğer yandan basın kartı taşıyan meslektaşlarımıza, başta Emniyet güçleri olmak üzere devlet kurumlarınca görevimizi yaparken kolaylık göstermek bir yana zorlaştırmaları sürecekse, bu kartın dağıtılmasına son verilmesini, ayrıca sürekli basın kartı taşımada 20 yıl olan sürenin 15 yıla indirilmesini istiyoruz.