Cumartesi günü Kandilli’deydik.

Kongremiz vardı çünkü.

Derneğimizin covid 19 virüs salgını nedeniyle diğer dernekler gibi ertelenen genel kurulu vardı.

Gittik ve oyumuzu kullanıp geldik.

Görev görevdir.

Bir kurum ve kuruluş ile ilgili bağın var ise görevini yerine getireceksin.

Bu görevde önce bağının gereklerini yerine getirmek.

Bu nedir derseniz, öncelikle aidatını ödeyeceksin.

Sonra, yönetimin vereceği görevleri yerine getireceksin.

Daha sonrası ise etkinliklerde yer alacaksın.

Bizim Kandilli Kültür Derneği işte böyle bir anlayış ile varlığını sürdürüyor.

Yönetim Kurulu ile yönetimin başkanı gerçekten de büyük özveriyle görevlerini yerine getirmek için çaba gösteriyorlar.

Alkış tutmak gerek.

Alkışlıyorum.

*

Kandilli’den dönüşte Köseağzı yağmur suları ile iyice bulunıktı.

Yukarıdan bakınca Köseağzı Valisinin yaz mevsimine daha bugünden hazırlık yaptığını gördüm. Vali olanaksızlıklar içinde toplumsal hizmet vermeye çalışıyor. O bölgeyi huzur içinde tutmak, çerini çöpünü temizlemek, uygar insan ilişkilerini geliştirmek hiç de öyle kolay değil.

O bölgeye her yaştan insan geliyor ve nefes alıyor.

Bekarı da var evlisi de.

Kavga gürültü olmadan orayı insanlara açık tutmayı da başarılar Vali Nazım.

Hadi eksiği de fazlası ile bir alkış da ona tutalım mı.

Ha diyeceksiniz ki yolu kapatıyor. Haklı olabilirsiniz. O sıkıntıya da bir çözüm bulur Valimiz.

Kolay mı Köseacğzı’nda vali olmak?

*

Korana belası ile evimizden çalışıyoruz bir çoğumuz.

Ne yapalım?

En büyük hazine nedir?

Elbette sağlık ve huzur.

Bu ikisi olmadığında dünya senin olsa ne yazar?

Yazmaz ve sürünürsün.

Cumartesi günü günlük güneşlikti.

Oh be!

Kemiklerimiz ısınsın da bol bol D vitamini alalım.

Mart efendi martlığını yaptı bu yıl da.

Eski, gürledi, yağdı, yağdırdı ve üşüttü.

Ama cumartesi güneşi iyi geldi.

Mutlu haftalar hepimize.

Çift maske, olabildiğince sosyal mesafe ve de temizlik.

Ya uyacaksın, ya uyacaksın.

Uymayanların halini görüyoruz.