Kdz. Ereğlili olmaktan büyük gurur duyduğunu ifade eden Yaşar Üniversitesi’nin Rektörü Prof. Dr. Murat Barkan ile söyleştik.

 

Bölgenin dogalgaz, rüzgar ve güneş enerji merkezi olabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Murat Barkan, termik santrale karşı çıktı.

 

TED Kdz. Ereğli Koleji’ni de üniversitelerle örtüşen bir eğitim seviyesini yakalayarak Türkiye’de özel okullar arasında öne çıktığını söyleyen Prof. Barkan “adamlar burada omurgayı kurmuşlar” dedi.

 

 

Kdz. Ereğli’den yetişip ülkenin ve dünyanın dört bir yanına dağılan onca önemli görevlerde bulunanlardan acaba kaçını biliyor veya tanıyoruz ki? Kdz. Ereğli’nin var olan bu büyük insan gücünü ne kadar değerlendiriyor ve yararlanabiliyoruz bu çok ayrı bir konu. İzmir’deki Yaşar Üniversitesi’nin rektörünün de Ereğlili olduğunu ve kentimizde bulunduğu öğrendiğimizde koşar adım gittik yanına ve küçük bir söyleşi yaptık kendisiyle.

Bölgeyi, eğitimi, Erdemir’i ve termik santralı sorduk Prof. Dr. Murat Barkan’a.

 

Hemşehrimiz Prof. Dr. Barkan ile yaptığımız röportajdan kaleme dökülenler şöyle:

 

SORU: Kentimize hoş geldiniz. Veya şöyle diyeyim evinize hoş geldiniz. Nasıl gelip gittiğiniz de değişimler ve Ereğli? Bize neler söylemek istersiniz.

YANIT: Değişik projelerle, değişik vesilelerle Ereğli’ye gelip gidiyoruz zaten. Benim babamın Dağlar Köyündeki evi hala duruyor. Bizim doğup, büyüyüp, kendimizi bulduğumuz yer burası.

Onun dışında iki gündür onu söylüyorum. Buradaki ekibin yaptığı işler bizim Yaşar Üniversitesinde yaptığımız, Türkiye’de pek örneği olmayan ama aklı başında insanların yapabildikleriyle tam örtüşüyor. Burada anlatmak istediğim şey. TED Kolejinin öğrencilerinin mezuniyetinden sonra gittikleri yer, onların burada sahip oldukları kültürün bir örtüşmesidir. Aksi takdirde buranın standardı çok yüksek de sizin üniversitenizin standardı çok düşükse çocuk hayal kırıklığına uğrar. Burası çok altta sizinki çok yukarıda ise algılayamaz bağ kopar. Gördüğüm o ki, bizim zamanımızda olsa iyi olurdu ama yok dediğimiz işlerin hepsini yapmışlar. Ve onun devamı olan üniversite kültürünü birbirimizden habersiz olarak ben İzmir’de kurdum. Bunlar birbirlerine tam oturacak, örtüşecek. TED Ereğli Koleji’nin sağladığı ve bizim Yaşar Üniversitesinde karşılığı veya benzeri olmayan hiçbir şey yok. Doğal olarak üniversite olarak bunun üzerine koyacağımız artılarımız var tabiî ki. Ama omurga aynı omurga. Ben bunu birazcık da şuna bağlıyorum; buranın ürünü olup o kültürü orada devam ettiriyorsunuz. Farkında olun ya da olmayın. Arkanızdan aynı kültürle gelen adamlarda burada omurgayı kurmuşlar. Yani benim eğitildiğim yer burası. Ağaç yaş iken eğilir derler ya.

 

SORU: TED’in geleceğini nasıl görüyorsunuz?

YANIT: Hem çok cesur, bir o kadar da doğru. Ben size şu kadarını söyleyeyim. Bunu diğer TED’ler duyunca nasıl karşılarlar bilmiyorum ama zerre kadar umurumda değil. Kdz. Ereğli TED  şu vizyonu ile Türkiye’de ilk ve orta öğretim düzeyindeki özel okulların tamamını sağlar, tamamını sağlar. Bu iddiayı üniversite ölçeğinde bana gelen malzemenin ne olduğunu çok iyi bildiğim için söylüyorum.

 

SORU: Ereğli’den kaç kişi var üniversitenizde?

YANIT: Şuan 3 veya 4 kişi var. Gelenlerin hepsi yüksek başarılı oldukları için burslular. Aslında bu kültürün oraya akmasını çok istiyorum. Ticari bir kaygım veya  beklentim olduğundan değil.

 

SORU: Babanız da Erdemirli olarak Erdemir’i nasıl görüyorsunuz. Belki alanınız dışında ama o yıllardan bu yıllara Ereğli’yi nasıl görüyorsunuz?

YANIT: Önce Ereğli’nin o 1960-70 yıllarındakini söyleyeyim. Ereğli benim kafamda her zaman yaşamın en yüksek kaliteyi bana yaşatabilmiş bir merkezdir. Ne demeye çalışıyorum. Karadeniz’in Parisi’dir benim kafamdaki Ereğli. Bana Türkiye standartlarının çok ötesinde bir ortaöğretim imkanı sağlamış, İdil Biret’i Suna Kan’ı ilk dinlediğim yerdir Ereğli. Benim şuanda sahip olduğum ne varsa bunların hepsinin miladı başlangıç noktasıdır Ereğli. Bunu alt yapı anlamında söylüyorum. Böyle bir Ereğli’nin ekonomik açıdan da söylüyorum. Eğer Ereğli sahip olduğunu, hem ekonomik, hem sosyal ve hem de kültürel değerleri iyi bir araya getirebilirse, iyi bir potada eritebilirse, Ereğli’nin kendi doğrularının peşinde gidebilme gibi, yani girişimci deli bozuk yapısıyla dünya bir tarafa gibi bir kabiliyeti de var ki ben o ortamda yetiştim. Yapılamaz denilenleri Ereğli yapar. Ereğli şu anki bazı sarsıntılardan geçici olarak etkilenir.

 

SORU: Ereğli’nin önünü şöyle yaparsanız açarsınız dediğiniz bir öneriniz var mı? Bu kentte yaşıyoruz belki ışığınızdan faydalanıyoruz. Yani somut bir öneri k istiyorum.

YANIT: Bana siyaset yaptıracaksınız. Ereğli Demir Çeliğin ürettiği ürünü burada kullanılabilir ürüne dönüştürebilmeli. Otomobil mi olur, beyaz eşya mı olur. Ne olursa olsun Ereğli enerjisini kömürden alıyor ve bunu koku çeliği bir araya getirerek yassı mamul üretiyor. Bu yassı mamulü anında burada yapıp denizden de yararlanıp dışarı vermeyi bilmeli.

Biz Türk insanı olarak değişik şeyler yapıyoruz. Önümüzde var olanı apaçık aşikar olanı görememe becerisine sahip bir ülkeyiz. Burnumuzun dibinde doğalgaz var ve hemen karşısında Ukrayna bilmem nesi var, Biz halen daha çıkaralım mı çıkarmayalım mı diye düşünüyoruz.    Buradaki sanayiyi oradaki doğalgaz gibi enerji kaynakları ile beslerken daha rafine enerji üretebiliriz. Bunun ötesinde, Ereğli bana göre alternatif enerji kaynakları açısından, güneş enerjisi ve rüzgar enerjisinden yani kirletmeyen enerjiyi üretebilir.Ama mutlaka ve mutlaka eğitilmiş ve kaliteli insan kültürünün, bu yakınlarda bir yerlerde kendine yüksek eğitim imkanını bulabilmesi lazım.

 

SORU: Hocam Köseağzı’nı biliyor musunuz? Erdemir’e 10 km uzaklıktaki bir koy ve oraya şimdi termik santral yapmaya çalışıyorlar.

YANIT: Ereğli’de Gülüç’te kıyı balıkçılığı vardı. Kıyı balıkçılığı ölünce korsancılık çıktı. Bundan sonra Ereğli Demir ve Çelik en fazla korsancılıkla uğraştı. Bunu hep izledim. Burnumuzun dibinde doğalgaz kaynakları var ve bunlar dururken biz termik santral yapıyoruz. Ereğli’yi kirletecek bir şeye gidiyoruz. Tabi bunlar siyasetin verdiği değerlendirmeler. Bence buranın rüzgarı bu kadar yoğunken, iki tane pervane takmanın ne sakıncası var? Allahın rüzgarı ve Allahın güneşi var. Kirletmezsin, yatırım alt yapısını da bir kere yaparsın ve ondan sonra hep karlısın. Burası tatlı su kaynaklarına sahip, enerji kaynaklarına sahip, önünde dünyaya açılan bir denizi var ve bütün bunlar varken burası çıldırabilir.  Ama buranın yıllar önce denendi de, bir meslek yüksek okulu gibi eğitim tesisi kurulmalı. Belki bu yöreye özgü eleman yetiştirecek bir fakülte de olabilir. Ereğli sahip olduğu alt yapı değerleri bir üst mertebeye çıkarabilir, bu beceriye sahiptir.

Ereğli çok da büyümemeli, bir risk olarak söyleyeyim. Ereğli tabi yatay gelişme içinde olamayan bir yer. Bir hilal içinde kalmış bir yer.  Nüfusunun çok artması yerine, nüfusunu kontrol edilebilir bir ölçüde tutup, yaşam ortamlarını mahallesini ve çevresini uygar bir ortama getirmelidir.

 

Prof. Dr. Murat Barkan Kimdir?

Babası Kadri Doğan Barkan’ın  Erdemir’de Maliyet muhasebede çalışmış. 1958 doğumlu Prof. Dr. Murat Barkan ilkokulu Turgut Reis’de okumuş ve ardından TED’in 148 nolu öğrencisi olmuş.  1977’de TED’den mezun olan Prof. Barkan, Anadolu Üniversitesi’nin sinema, televizyon bölümünü 1981’de bitirdikten sonra İngiltere’de mesleki kariyerini sürdürmüş, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki Doğu Akdeniz Üniversitesi’nin İletişim Fakültesi’nin dekanlık görevini de yapan Prof. Dr. Murat Barkan iki yıldan bu yana İzmir’deki Yaşar Üniversitesi’nin rektörlük görevini sürdürüyor.