Zonguldak Karaelmas Üniversitesi (ZKÜ) Mühendislik Fakültesi Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü bünyesinde "Afet İzleme ve Araştırma Laboratuarı" kuruldu. Afet İzleme ve Araştırma Laboratuarı Sorum lusu Doç.Dr.Şenol Hakan Kutoğlu, dün düzenlediği basın toplantısında, laboratuarın çalışmaları hakkında açıklamada bulundu. Basın toplantısına, ZKÜ Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Koordinatörü Doç.Dr.Eksal Kargı da katıldı. Afet İzleme ve Araştırma Laboratuarı Sorumlusu Doç. Dr. Şenol Hakan Kutoğlu, konuşmasında şunları söyledi;
 "Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Afet İzleme ve Araştırma Laboratuarı, Üniversite Rektörlüğü'nün desteğiyle 2009 yılı başında kuruldu. Mühendislik Fakültesi Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü bünyesinde faaliyet gösteren laboratuarın araştırma ekibi Doç.Dr.Hakan Kutoğlu, Yrd.Doç.Dr.Hakan Akçın, Yrd.Doç.Dr.Çetin Mekik, Öğretim Görevlisi Eray Koksal, Araştırma Görevlisi Hüseyin Kemaldere, Araştırma Görevlisi Sedar Görmüş'ten oluşuyor. Laboratuarın oluşturuluş amacı, uzaydan konumlama ve görüntüleme teknolojilerini kullanarak, topoğrafık oluşumları ve değişimleri izlemek ve afetler öncesi erken uyarı yapabilmektir. Bu anlamda laboratuar, ülkemizdeki Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümleri içerisinde, belli bir konuya yönelik tüm gözlem yöntemlerinin bir arada kullanıldığı tek tematik laboratuar olma özelliğini taşıyor. Laboratuarda şu ana kadar gerçekleştirilen ve halen devam eden projeler arasında Zonguldak il merkezindeki düşey deformasyonların izlenmesi, Zonguldak il merkezindeki kıyı değişimlerinin izlenmesi, Batı Karadeniz Bölgesi'nde deniz yükselmesine bağlı kıyı çekilmelerinin belirlenmesi ve Kuzey Anadolu Fayı İsmetpaşa kesimindeki yerkabuğu hareketlerinin izlenmesi projeleri sayılabilir."
 "Bu laboratuarın kurulması, son haftalarda ülkemizde yaşanan sel felaketleri düşünüldüğünde, Rektörlüğümüzün bu konudaki öngörüşlülüğünün bir göstergesidir. Aynı öngörüşlülüğü ülkemizdeki yerel yönetimlerin de göstermesi gerekiyor. Bu son yaşanan felaketler kentlerimizin afetlere ne kadar hazırlıksız olduğunun bir göstergesidir. Geçmiş yönetimler zamanında çarpık kentleşmeye izin verilmesi gelecek afetleri engelleyemeyeceği gibi, günümüz yöneticilerinin sorumluluklarını azaltmıyor. Her kentin kendine özgü afet risk faktörleri bulunur. Örneğin, Karadeniz Bölgesinde ormanlık alanların içerisinde fındık alanları açılması, bölgede heyelan ve sel riskini arttıran bir faktördür; topoğrafık özellikler dikkate alınmadan yapılan karayolları yoğun yağışlarda aynen bir dere yatağı işlevi görerek suların alçak noktalarda toplanmasını kolaylaştırıyor. Yine Karadeniz'in okyanuslara göre çok daha hızlı yükselmesi bölgedeki kıyı kentleri için gelecekte başka bir risk faktörü oluşturuyor.
 "Orta Anadolu'da kuraklığa bağlı zemin suyu çekilmesi, yer altı madenciliğinin yapıldığı bölgelerde madencilik faaliyetleri zemin yapısına bağlı olarak ani çökme riski oluşturur. Bu bağlamda, kentlerimizin acilen afet risk haritalarının oluşturulmasına ihtiyacı var. Bu haritalar oluşturulduktan sonra olası afetlerin etkilerini azaltmaya yönelik acil eylem planlarının uygulanması gerekir. Örnek vermek gerekirse, sel felaketlerinin önüne geçebilmek için sadece dere yataklarına odaklanmak doğru değil. Arazi üzerindeki su toplama çizgilerinin de belirlenip bu noktaların önünün yol ve benzeri mühendislik yapılarıyla kesilmesini engellemek gerekir. Kentlerin kuru veya aktif dere yataklarının sutaşıma kapasiteleri belirlenmeli, olası taşkınlarda su havuzu oluşturabilecek düşük kotlu alanlar saptanmalı."
 "Esasen gerek laboratuarımızda, gerekse Türkiye'nin değişik üniversitelerindeki 10'dan fazla Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümlerinde afet risklerinin belirlenmesine yönelik çok sayıda çalışma gerçekleştiriliyor. Ancak bu çalışmalar üniversitelerin kısıtlı kaynaklarıyla yürütüldüğünden, küçük çaplı çalışmalar olarak kalıyor. Daha kapsamlı ve uzun süreli çalışmalar için yerel yönetimlerin desteğine ihtiyaç bulunuyor. Maalesef, halk nezdinde prim yapmayacağı düşüncesiyle, yerel yönetimlerimiz bu çalışmalara uzak duruyor. Olanak sağlandığı takdirde üniversitelerimizin Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümleri bu görevi başarıyla yerine getirebilecek yetişmiş insan kaynaklarına sahip. Son sel felaketlerinde yaşamını kaybedenlere Laboratuar ekibimiz olarak Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı dileriz. Umarız bundan sonra gerekli tedbirler alınır ve ulusumuz bu tür felaketleri bir daha yaşamak durumunda kalmaz."
Yrd.Doç.Dr.Hakan Akçın da simülasyonla sunum yaptı. Gazetecilerin sorularını da cevaplayan Akçın, "Yol çalışmaları günü kurtarmaya yönelik. Bilimsel çalışmalar değil. Yapılması planlanan tünel projesi daha az riskli. Biz riskleri belirleriz, camiaya duyururuz. Bunu uygulayacak olanlar ise yerel yöneticilerdir. Karar vericiler bunları değerlendirerek riski az en yararlı projeyi üretmekle sorumlular. Geçmişte Kozlu sahil yolu yapılmasaydı, Kozlu-İhsaniye'den küçük bir tünüle şehir merkezine bağlanılabilirdi" dedi.