Zonguldak’ı batıya bağlayan en kısa yol, Ereğli’den geçmektedir. Nedendir ki yıllar yılı bu yol bitirilmez. Giden gelenlere işkence etmek için sonu gelmeyen çalışmalarla kaplumbağa hızı ile yapılır. Sanki yol değil, yap boz tahtasıdır..

Ereğli-Zonguldak yolu 1960’lı yıllarda Türkiye’nin en zor yolu diye geçerdi. 67 plakalı araçlar ve Zonguldak’tan ehliyet alanlara iyi şoför gözüyle bakılırdı.

60 km.lik 2,5 saatte alınabilen çok dar ve virajlı bir yol idi. Yeni yol yapılıp genişletilmesine rağmen bozukluğu yine devam etti ve ediyor.

Zaman zaman köstebek yuvasına dönen yolda gidip gelmek eziyet haline geldi. Sadece eziyet olsa!.. Bir de milli servet kaybı, arızalanan bozulan araçlar hiç dikkate alınmaz oldu.

Zonguldak ve Ereğli’nin insanları ise bu yola duyarsız kalmaktalar. Yıllar yılı bu sorunun neden, niçin çözülmediği sorgulanmamaktadır. Her iki kentte de Şoförler Odası, Çalışan Otobüs Minübüs Odaları, esnafı bulunmakta ama hepsi makamları işgal edip bu soruna eğilmekten kaçınmakta ve birilerini rahatsız etmekten çekinmektedirler.

Bunlara karşın Akçakoca-Ereğli yolu (30 km) 8 tüneli ile 2 sene içinde duble yol olarak bitirilmiştir.

İnsan olmanın, demokrasilerin olmazsa olmazı, insanların soru sormasıdır. Medeniyetin gelişmesi de soru sorma ile başlamıştır ve ancak böyle devam edebilir.

Bugün, bu konuda sorumluluk hisseden herkes bu soruyu sormalı ve sorgulamalıdır; “Zonguldak-Ereğli yolu neden niçin yapılmıyor, bundan kimler sorumludur?”

Eğer soru sormayı öğrenemez ve sorularımıza cevap vermekten kaçan sorumluları yargılayamazsak bir yere varamayacağımız açıktır..

Soru sormadığımızda da Zonguldak Ereğli yolu gibi gittiğimiz tüm yolların da bozuk kalacağını bilmemiz gerekir.