Babam ve abilerim de Fenerbahçeliydi.
Bende Fenerbahçeliyim.
Oğlum, kızım ve eşimde Fenerbahçeli.
Fenerbahçe sevdamız ile evde seyrederiz maçlarını.
Dışarıda olmuyor.
Farklı takımların yandaşları aynı ortamda bile huzur içinde maç seyredemediği için kendimizi eve hapsettik.
Yok başka çaresi.
Evde huzur var.
Rahatsızlık yok ki.
 
Fenerbahçeli olmanın keyfini son yıllarda yaşayamıyoruz.
Bir beddua mı aldık, yoksa başka bir şey mi bilemiyoruz.
Ersun Yenal takımı açık ara şampiyon yaptığı yıl, dönemin başkanı bu hocayı yolladı.
O yıl kırılma oldu.
Sonra tutmadı dikiş.
Ezik ve korkak oynamaya başladık.
Ve bugünlere kadar geldik.
Taraftarların o büyük enerjisi ile büyük bir devrim gerçekleşti ve “gitmem!” diye direnenler ezici bir çoğunlukla gönderildi.
Şimdi yeniden yapılanma zamanı.
Tabi ki bu yapılanmanın ilk adımı değişim.
Başladı da!
Doğru ya da yanlış bu süreç yaşanacak.
Kimi zaman dip de yapılır, sürpriz biçimde patlama da olabilir.
Sabırla beklemekten başka çare yok.
Bek-le-ye-ce-ğiz!
 
Yılların yorgunluğu içinde mutsuzluğa abone olan taraftarlar gergin.
Başarı istiyor.
Sahada sonuç ne olur ise olsun ezen bir takım istiyor.
Ama olmuyor!
Şu ana kadar da olmadı/oldurulmadı.
“Sabır” çağrılarına kulak tıkamış bir taraftar grubu ile mücadele etmek kolay da değil ki!
Zamana yayılarak yapılan küçük küçük operasyonlara bile tepki gösterildiği bir dönemin içinden geçen Fenerbahçe’de Volkan Demirel’in süresiz kadro dışı bırakılması öfkeleri patlattı.
Yıldırım-Koç takıntısındakiler bu durumu incesaz saz eşliğinde gıdıklarken, Fenerbahçe’nin şu anda en çok ihtiyacı olduğu “kol kırılır yen içinde” düsturundan uzaklaşıldığı görülüyor.
Hele bir sosyal medya var ki, inanılır gibi değil.
Dışarıdan bakıldığında “Oh be! Fenerbahçeliler birbirine düştü” dedirtecek ifadeler havada uçuşuyor.
Oysa…
Şimdi her ne olur ise olsun yönetimin yanında olma zamanı.
Daha dört aydır görevdeler.
Sil baştan yapmak kolay mı?
Vardır bir bildikleri.
Ki, her yiğidin yoğurt yiyişini ayrıdır.
Saygı duymak gerekir.
 
Fenerbahçelilik kültürü birbirine sarılmak olmalı.
Sevmek olmalı.
Küfür ve hakaretten uzak, örnek insan profilli taraftarlığı kanıtlama zamanı.
Farklılık gösterilmeli.
Ki başarı değil, kalıcı başarılar gelsin ki o büyük açlığımızı doyurabilelim.
Şimdi…
Fenerbahçe zamanı!