Taksim Gezi Parkı’nda başlayan ve yığınsal olarak devam eden eylemler konusunda, özellikle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “dediğim dediktir” ısrarı var olan gerginliği daha da artırıyor.

Eylemciler  ise  “yaptırmayız” kararlılığından ödün vermeye hiç niyetli gözükmüyor.

Bu olayın eylemciler ile Başbakan tarafı.

Ya diğer yanı?

Yani, muhalefet ayağı ne durumda?

 

Eylemciler iktidara “posta”  koyarken, muhalefetten yanayım da demiyor.

Tavır açık ve net.

Tepkilerin temelinde iktidar da var, muhalefet de.

Alanlara sığmayan, parklarda yatarak eylemlerine devam eden bu halk temelde muhalefete de “kendine gel” mesajını açık açık veriyor.

Veriyor da, ortalığın velvelesindeki muhalefet ne yapıyor?

Hiç!

Tepkilerin odağında sadece iktidarın olduğunu görme alışkanlığı ile durumu idare ediyor.

Hamam aynı, tas aynı, mankenler aynı.

İhtiyarlardan kurulu dinazorların elindeki partiler, gençlerin sokağa inişini algılamaktan çok uzakta durmaya devam ederken, muhalefet partilere mensup bir tek kişi “bu mesaj bize de veriliyor” diyebilme cesaretini gösteremiyor.

 

Oysa…

En başta CHP’nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli  takım taklavatlarıyla birlikte derhal istifa etmelidir.

Git-me-li-dir-ler !

Giderken de, eylemlerin ortaya koyduğu tepkileri algıladıklarını ve talep edilen değişim hareketine destek vermek amaçlı olarak istifa kararı aldıklarını da açıklamalıdırlar.

Bu karar ilk adım olmalıdır.

Ardı sıra partilerde ön seçimlerin dışında hiçbir aday belirlemesinin yapılmayacağı deklere edilmelidir.

Partilerde kadın kotası gibi garip bir uygulamanın kaldırılıp, kadın-erkek eşitliğine de vurgu yapılarak yüzde elli kadın, yüzde elli erkek kuralının getirileceğini, bu yüzde ellilerde de yüzde 60’nın genç, diğer yüzde kırkının da yaş gruplarına göre puanlanacağını  kurallara bağlanacağına açıklamalıdırlar.

İhtiyarların  torun ve doğa sevgilerini yaşayabilecekleri huzur köyleri kurulacağını ve ağabeylik, babalık, büyüklük gibi kurullarda görev verilerek onore edileceklerini de vurgulamalıdırlar.

İşin özü, “Her Yer Taksim, Her Yer Direniş” sloganında, iktidarınızla, muhalefetinizle çekin gidin ve  demokratik bir seçim sistemi ve siyasi partiler kanunu ile Türkiye yeniden yapılanmalıdır çağrısıdır bu eylemler.

 

Anlayan kim desenize!

Başbakan anlamıyor.

Ana ve yavru muhalefet anlamıyor.

Yancı, çaycı, yandaş-mandaş da anlamıyor.

Durum böyle olunca da, eylemlere  devam şart oluyor.