Dedi ki:
“İmam osurursa cemaat küser!”
“Küser mi?” dedim.
Dedi ki:
“Evet ! Birazcık kibarlaştırılmışı böyle.”
“Neden böyle dedin” dedim.
Dedi ki:
“Her konuda o kadar çok ‘ben bilirimci’ var ki, şöyle ağız tadıyla oturup konuşacak ve orta akılda muhabbet edecek kimse kalmadı.”
….!
 
Sitem tabi ki!
Bu sitem  yaygınlaştı.
Yayılıyor.
Yayıldıkça umutsuzluk çöküyor beyinlere.
 
Of ! En büyük tehlike de bu değil mi?
 
İmam gibi makamlarda oturanların toplumsal konulardaki çözüm üretmeyen/üretemeyen varlıkları belki de gerçek sıkıntının tek sebebi.
Konuşamayan bir toplum neyi nasıl paylaşabilecek ki?
Konuşmak.
Konuşabilmek.
Ve…
Ortak sorunları çözümleme yolunda adımları birleştirmek.
 
Konuşmak için platform gerekir.
O platformlarda, konuşma-tartışma ve kavga arasındaki çizgiyi bilenlerin bir araya geldiğini bir hayal eder misiniz?
Nasıl bir beyin fırtınası olur?
Neler söylenir?
Neler dile getirilir?
Neler çözümsüz gibi görülen bir çok konuyu nasıl basitleştirir.
Çünkü…
Bilginin yolu aydınlığa gider.
 
Bölgemizde böyle bir platform yok!
Çünkü böyle bir ortamı sağlayacak olanlar  çok biliyor (!)
Doğuştan bilgi küpleri.
Aslında temelinde de cahil cesaretinin yattığını göremeyecek kadar yetersiz kaldıklarını saklayabilme çabaları da komik görülüyor.
 
Önce bilgi.
Önce birikim.
Önce paylaşmak.
Önce ortak akılda buluşmak.
Ve çözüm noktasında güç birliği yapmak.
Aklı olan bunu yapar.
Aklı olan bu yola baş koyar.
Aklı olan yaşadığı kentin geleceğine yol açar.
Ama aklı olan.
 
Allahım bizi akılsız akıllı gözüken çapsızlardan korusun ve kurtarsın.
Amin mi dediniz?
Amin amin…
Üç  kere amin !