Kitapçı dükkanındalar.
Genç bir kız kitapseverlere yaklaşıyor.
Ve…
Elindeki kitabı göstererek “Ben bu kitabı çok merak ediyorum. Ama hiç param kalmamış. Bana bu kitabı alabilir misiniz?” diye soruyor.
“Olur!”
Bir başka kişiye yine aynı soru:
“Kaç para?”
“30 lira.”
Yanıt: “Olur!”
Yine bir başkası ve aynı kalıplaşmış aynı soru:
“Tabi ki alırım.”
“Gerçekten mi?”
“Tabi gerçekten. Kitap okuyan çocuğa alırım. Ne demek ?”
 
En az 20 kişiye yöneltilen bu soruyu yanıtlayanların tümü de, “seve seve alırım” dedi.
O kadar hoş bir görüntü ki.
Etkilenmemek mümkün değil.
İnsanın içi içine sığmıyor.
Coşuyor yürekler.
 
Tekrar tekrar izledim, kameraya mı böyle konuştular diye.
Değilmiş.
Kamera gizli.
Yani saklı.
Aynı mekan ve aynı duruşta yöneltilen sorular ve karşılığı.
Olumlu.
Peki sebep?
Belli değil mi?
Çünkü orası kitapçı.
Kitapçı da kim olur?
Kitapseverler.
Bir kişi kitapçıya gidecek ve orada bir genç kız çıkıp da diyecek ki, “param yok ama bu kitabı okumak istiyorum.”
“Hayır!” diyen tabi ki olmaz!
 
Kötü örnekler içinde boğulup “imdat!” diye çığlık attığımız günlerde, böylesine güzel  ve anlamlı bir görüntü ile güne başlamanın keyfi içinde, bu paylaşımı yapan Gül Akşit’e buradan teşekkür etmeliyim.
İyi oldu.
Neşe doldum ve bir kez daha “Hayat Bayram Olsa” dedim.