Aylardır konuşuluyor.
Tartışılıyor.
Ve öfke her geçen gün büyüyor.
Konu ne?
Terminal!
 
Şehir merkezindeki terminalin Zonguldak karayolu üzerine taşınması öyle mağduriyetler yarattı ki.
Öğrencisi.
Yaşlısı.
Engellisi.
Garibanı.
Herkes isyanda.
Öyle ya, şehrin içinden geçip giden otobüs yeni terminalde duruyor.
Ereğlili, yeni terminale giderken geçtiği aynı yolu ikinci kez ödenti yaparak bir daha aşarak evine yurduna ulaşıyor.
Çin işkencesi mi dediniz?
Az bile!
Aziz Nesinlik olay!
 
Soru şu:
Bu terminalin taşınması için neden acele edildi?
Çevre yolu hizmete girmiş olsa, zaten şehirlerarası otobüsler bu yol güzergahını kullanmak durumunda kalacaklardı.
Olur muydu herhangi bir tartışma?
Tabi ki olmazdı.
Peki, kim kime hizmet etti de bu terminali “bayram değil seyran değil eniştem beni niye öptü” diyerek böyle bir karar aldı?
Sebebi çok açık!
Kent meydanı projesinde olmayan camiyi yapmak için terminal boşaltıldı.
Yani, kamuoyunun dillendirdiği gibi Çengelköy İmamı’nın gözüne girmek için cami kararı alındı ve sonrasında da bu camiyi yapmak için terminal yıkılıp, yenisine taşıdı.
Mahkeme de “caminin yeri yanlış dur” dedi.
 
Bu şaşkın ve akıl tutulması kararlar uygulanınca zahmetini kim çekiyor?
Tabi ki vatandaş.
Genci yaşlısı.
Engellimiz.
Kadını erkeğimiz.
Öğrencilerimiz.
Ekmek parasını hesap etmekten yorulanlarımız.
Yani biz, hepimiz!
 
Yıkmak ne kadar kolay !
Yık gitsin!
Yıktılar da!
Altta kalanlar mı?
Kim olabilir?