Çimenlere basın derdim… Aşağıda yazdıklarımı görmeseydim… Basın derdim çünkü doğal çimenler, üzerlerine bastığınızda “kardeşleme” olarak nitelediğimiz yeni çiftleşme evresine girerek farklı türlerde çoğalıp doğayı daha da güzelleştirirler…

Ama…

Evimize, bahçemize, aslında hayatımıza aldığımız hayvanların tüm ihtiyaçları gibi elbette tuvalet ihtiyaçları da bizler tarafından önlemi alınması gereken ihtiyaçlardan. Ancak bu durum hayvanların ve rahatlamasını sağlarken başkalarının rahatsızlığına neden olmamalı. Hayvan sahipleri genelde duyarlı insanlardır diye biliyorum. Hoş insaniyet vasıflarına sahip olan herkes bu doğrultuda; Yaratandan ötürü yaratılanı sever, yaşamasının temel işlevlerini gerçekleştirmelerine mümkün olduğunca destek olmaya çalışır. Bu yazıdaki yaratılandan kastım, hayvanlar, özellikle köpekler ve onların bakımını yakından üstlenen insanlar yani sahipleri.

Hayvanları sevip, gözetirken, onların ihtiyaçlarını insanlarla ortak kullanım alanlarında gidermeleri için dışarı çıkardıklarında daha özenli olmaları gerekmez mi?

Özellikle sahil şeridinde özenle bakımı yapılan, hem daha sağlıklı bir çevre için önemli olan hem de görsel açıdan kentimize, bizlere keyif katan çimenlerimiz kışın olduğundan daha fazla köpek dışkılarına maruz kalmış durumda…

Belediyenin ve Gönülden Hayvansevenler Derneğinin sık aralıklarla sahile hayvanların pisliklerinin alınabilmesi için yerleştirdiği poşet ve eldiven kasalarına köpek sahiplerinin hiç itibar göstermediğine akşam ve sabah yürüyüşlerimde çok sık tanık oluyorum.

Bu tanıklıklarımı (devam etmemesini) dileyerek bir dahaki yazımda fotoğraflarla paylaşacağım sizlerle. Çimenler Askeriye-Ofis arası emin olun köpek dışkısı ile dolu… Tabii sıvı olanını hiç saymıyorum!..

Bütün hayvanları seviyorum, mutlaka evrende görevleri olduğuna inanıyorum ve onlara kötülük yapılmamasını, korunmaları gerektiğini düşünüyorum. Ki çoğu zaman da onların bizi, duygusal, yaşamsal yalnızlıklarımızdan hiçbir çıkarsız ve sonrasında da bize bunları kullanmayacak bağlılıkta, sadakatte koruduklarını iyi biliyorum.

Köpek sahipleri, bütün ortak alanlarda olduğu gibi sahil şeridine keyif ve güzellik katan, temizliği/bakımı da oldukça ağır insan gücü ve maddiyat isteyen çimenlere de buralarda oturmak, gezmek isteyen insanlara da en az hayvanları kadar özen ve saygı göstermeliler.

Ellerinde mutlaka minik bir süpürge ve kürek, naylon, vb gereçler olmalı yada sahile yerleştirilen, içinde bu gereçlerin olduğu kasalardan yararlanmalılar. Ve bunları zaman kaybetmeden kıyıda köşede bırakmak yerine çöpe atmalılar.

Ne kötü bir yazı oldu bu… Hiç yazmak istemezdim doğrusu. Bir yandan yazıyorum bir yandan da ilçemizdeki köpek sahiplerini düşünüyorum, hemen hepsini tanıyorum, görüşmediklerimi de tanıyorum ve hem kariyerlerini, hem çevreci bakış açılarını vs vs düşünüyorum sonra da şaşırıyorum bu yazıya böylesi değerli insanları konu etmek zorunda olduğuma.

Köpek yada hayvan dışkılarındaki hem insanlar hem de yine hayvanlar için olan zararlılar hakkında da bilgilerinizi tazelemek isterim;

Hayvanların sağlığını tehdit eden unsurlar olan pireler, keneler ve bağırsak kurtları insanlara da geçebilmektedir.

Kedi, köpek gibi evcil hayvanların bağırsaklarında gelişen bazı solucan tiplerinin dişileri, yumurtalarını bu hayvanların dışkısına bırakırlar. Dışkı ile dışarı atılan yumurtalar etrafa yayılırken; aynı zamanda hayvanların tüyleri arasına da girerler. Bunlar hayvanlarla temasta bulunun insanlara çeşitli yollardan bulaşarak enfeksiyona neden olur.

Diğer bir parazit türü olan Leishmania köpekler aracılığı ile bulaşabilir. Bu grubun alt türü olan bu parazitler için köpekler rezervuar görevi yapar. Flebotomlar (kene ve pire) ise vektör yani taşıyıcılardır. İnsan vücuduna girişinden 2 yada 8 ay sonra etkisini gösterebilir. Dalağın büyümesine neden olur, deri üzerine lokalize olarak kalıp cilt hastalığı şeklinde belirti verir.

Yassı solucan (Plathelminthes) grubundaki sestodların (şeritler) bir türü olan Echinococcus granulosus köpeklerde bulunur. İnsana bulaşabilir. Yumurtalar bağırsaklarda açılarak, kan dolaşımı ile çeşitli organlara geçip hidatik denilen hastalığa neden olur. En sık karaciğer, ikinci sıklıkta akciğer olmak üzere beyine de yerleşebilir. Tedavide ilaç uygulaması yapılır. En etkin yöntem ise cerrahi müdahale ile kistin parçalanmadan çıkartılmasıdır.

Yuvarlak solucan (Nemahelminthes) grubundaki Ancylostoma caninum türü köpek veya kedi bağırsak parazitidir. Hayvan dışkısı ile kirlenen topraktadır. toprağa çıplak ayakla basması durumunda parazit larvalarının deri yolu ile alınması mümkündür. Larvalar deri altında dolaşarak şişliklere neden olmasının yanı sıra vücuda giriş yerinde de şiddetli kaşıntı ve değişik derecelerde anemi oluşur.

Ayrıca hayvan dışkıları olan toprağa konan sivrisinek ve hamam böcekleri de taşıyıcı olurlar…

Bilgi Kaynağı: Bilkent Üniversitesi /Sağlık Merkezi