Anket şirketinden bazı soruları yanıtlamam isteğiyle  telefonla arıyorlar.

“Buyurun” diyerek araştırmaya katkı vermeye çalışıyorum.

Giriş bölümündeki bağlama sorularının ardından 24 Haziran’da hangi siyasi partiye oy verdiğimi sorduklarımda “bağımsız” yanıtım üzerine bir süre duruyor.

Ahizenin öte yakasındaki hanımefendi yanıtıma şaşırmış olacak ki “efendim” diyor. Bundan sonraki soruları yöneltemiyorum” sözleriyle anketi sonlandırdığını ifade ediyor.

Gülüyorum.

İllaki bir siyasi partiye mi oy vermeliyim?

Bağımsız tercihinin bir değeri yok ki!

Adayları beğenmediğim için parti tercihi yapmamam benim en demokratik hakkım.

Bundan böyle de, halkta karşılığı olmayan, bölgeye herhangi bir çivi çakılmasına katkısı olmayan, vizyonsuz ve sevgisiz adaya niye oy vereyim ki.

Ki, “Başka çare yok” diye kerhen oy verilmesi de, siyasi asalaklar yetiştirmiyor mu?

Çek genel başkana yağı, çayı, çorbayı kap milletvekilliğini.

Kim takar tabanı veya halkı.

Halkın büyük bir çoğunluğu  nasıl olsa kuzu. Gidip “kuzu kuzu “ oy verip “bana ne” diyor  ve de denetleme görevini de yapmıyor ise bu devran böyle mi gitmeli?

Bugünden yarına baktığımda olası adayları gözlerimin önünden geçiriyorum ki, var ise bağımsız adaya yok ise de tak tak boş oya devam.

Bizi seçeneksiz bırakanların ayıbı bu.

Devşirme adayları Zonguldak’a dayata dayata bölgemizin canını çıkardılar.

Emeğin başkenti nefes alamıyor ama ortada bir sonraki seçimin garantisini sağlama peşindeki milletvekilleri var ise bir de anketörler bizim gibi düşünenleri değerlendirme dışı tutuyor ki, gel de demokrasi ve demokratikleşme adına umutlu ol!

Olabilir misiniz?

Var mı umudunuz?

*

Kdz. Ereğli’nin eski kaymakamlarından Tunalı Hilmi’yi anlatan “Ereğli’den Marsilya’ya” başlıklı yazım bir hayli ilgi çekti.

Yeni bir makalem değildi ve 4 yıl önce yayımladığım bu yazımı tekrar yayımlamıştım oysa.

Tunalı Hilmi’nin ta o yıllardaki bakış açısına hayran olanlar, “Bu yazıyı şuraya da yolla” diye isimler bile verdiler.

Vizyon!

1924 yılında TBMM’den kanun çıkıyor. Bu kanun gereğince, Ankara, Filyos, Zonguldak, Kozlu ve Ereğli arasında tren  hattı kurulması kararlaştırılıyor.

Çok ilginçtir hem de elektrikli.

Bu hat Kozlu’ya kadar getirildi.

Sonra?

Kozlu Ereğli arasında yok.

Ne var?

Ereğli Kandilli arasında demiryolu yapılıyor ki, bir taraftan Kozlu’ya bağlansın. Ancak Erdemir’in ardından Ereğli-Arifiye  hattı gündeme getirilip, projesi de hazırlanıyor. Koskoca Ereğli, Kozlu ile Arifiye arasında kalıp, demiryolu ağına bağlanmazken, 2010 yılında var olan Ereğli-Kandilli hattı da sökülüyor.

Ha, Türkiye’de büyük illerde bile havalimanı yok iken 1960 yıllarda Ereğli’de Erdemir’e ait havalimanı var… 1992 deki kazadan sonra var olan havaalanı da kapatılırken, Ereğli ve yönetenler seyir halinde izliyor.

Şimdi bir çok ilde uçak inmeyen havalimanları var iken Ereğli gibi dinamik bir ilçe havalimanından da yoksun bırakılırken, vizyon sahipleri (!) bu konularda kılını kıpırdatmıyor.

Niye?

Eksik olan bir şey var galiba.