Bizim dünür Tekirdağlı. Geçtiğimiz hafta ziyaretimize geldiklerinde “Nasıl Tekirdağ büyükşehir olunca gelişti mi?” diye bir sordum.

Hay sormaz olaydım!

Sanki can damarına basmış ve üzerini de tuzlamışım.

Bir başladı saydırmaya.

Anlattı da anlattı…

 

Dünür emekli olunca baba toprağına dönüp bağ bahçe işlerine vermiş kendini.

Herkesin hayali de bu değil mi?

Köy merkeze 7 kilometre uzaklıkta ve şirin mi şirin.

Herşey çok güzel bir şekilde giderken, ne zaman ki Tekirdağ’ı Büyükşehir yapmışlar, tüm moraller sıfır.

“Arkadaş” diye başladı söze:

“İlk işleri tesisatını bile bizim yaptığımız su şebekesine el koyup hemen faturalarını gönderdiler. Ya; koyunlar var ağıl yapacağız dedik  izin yok. Ya burası köy diyorsunuz, “Hayır köy möy yok. Orası da mahalle artık” diyorlar. Kendi köyümüzde bir tek çivi çakamıyoruz. Ahır yapılmayan bir köyde, çiftçilik nasıl yapacaksın. Köy merasına yakın bir yerde ve kendi arazimize küçük bir çevirme yapıp yaz aylarında hayvanlarımızı akşamları orada toplarız desek de nafile.  “Olmaz!” diyorlar.”

Halil Dünür anlattı da, anlattı.

Anlatırken rahatlayacağına, öfkesi daha da tavan yaptıkça frenleri tutmaz oldu.

Sakinleştirmeye çabalamak yetersiz.

Çünkü sıkıntıyı yaşayan o!

Yani, büyükşehir ateşi O’na düştü.

Eli kolu bağlanan bir çiftçi olur mu?

Büyükşehir ile nur topu gibi bir bela sahibi olmuşlar.

 

Şimdi bu büyükşehir dalgasının ne getirip ne götüreceği ile ilgili olarak toplumu bilgilendiren var mı?

Yok!

Konuşan var mı?

Yok!

Konuya duyarlılık göstererek, “uyanın” diyen var mı?

Yok!

Peki ne var?

Bol bol dedikodu.

O, bu, şu vıdı vıdısı.

Açıklarını kollamak.

Bitmek bilmez polemikler.

Peki, lak diye büyükşehir yaparlarsa bizi sonra bağrışan ne yazar ki.

Bugün bağırma zamanı.

Bugün ses verme zamanı.

Bugün ufuktaki tehlikeyi  sezip, görüp, değerlendirip toplumsal  birlik sağlama zamanı.

Bugün belde belediyelerinin  kapatılacağını, ilçe belediyelerinin muhtarlık olacağını, tüm köylerin  mahalle yapılarak büyükşehir belediyesine  ayrıca vergi ödeyeceğini  bilip öğrenme zamanı.

Bugün uyumama zamanı.

 

Siz bakmayın iktidara mensup olanların sessizliğine.

Konuşamıyorlar.

Ah bir konuşabilseler.

İnanıyorum ki, belki de en önde onlar koşarlar.

Çünkü, Ereğli ve Alaplı’nın geleceğinin karanlığını görüyorlar.

Ah ah!