Sordum soruşturdum ki, Kdz. Ereğli’de 20’nin üzerinde çevre mühendisi varmış.

Peki bu kentte kaç üniversite mezunu vardır dersiniz?

Bin?

İki bin?

Üç bin?

Dört, beş, altı bin?

On bin veya üstü?

Rakamı tam bilmesek bile, Kdz. Ereğli gibi nüfusu 170 bin civarında olan ilçede on binlerce aydın var iken Çevre Koruma Derneği üç kişi ile kongre yaparak “fesh” kararı alıyor.

Bu utanç kimin şimdi?

Kararı alanların mı?

Yoksa!

Çevre konusunda söze geldiğinde mangalda kül mül bırakmayan, atmasyon tabancasıyla dağları devirerek büyük devrimler yapanların mı?

Elbette duyarlı gözüküp de özünde duyarsızlığın deminde kaybolanların utancıdır bu fesh kararı.

Bu utanç, tüm siyasi partilerindir.

Sivil toplum örgütlerinindir.

Yerel yönetim ve yönetimlerindir.

İlçedeki tüm dev kuruluşlarınındır.

Meslek odalarınındır.

Eğitim kurumlarınındır.

Kamu ve özel sektör yöneticilerinindir.

Hukukçularındır.

Gazetecilerindir.

TMMOB’nındır.

Bakkallarındır.

Kreşlerindir.

Sağlık kuruluşlarınındır.

Mürekkep yalamakla övünüp de taşın altına elini sokma cesareti olmayan tüm korkaklarındır.

Bu ayıp Ereğli’nin ayıbıdır…

 

Kdz. Ereğli’de hep kötü şeyler olduğunu yazıp söylerken bu vurgunun temelinde kötülüğü istememiz yatmıyordur elbette.

Niye kötü olsun ki?

Ama işte somut bir örnek daha.

Kdz. Ereğli gibi ağır sanayi kentinde varlığı ile yokluğu zaten belli olmayan Çevre Koruma Derneği kepenklerini kapatmak ile karşı karşıyadır.

Ve bu acı gerçeğe rağmen bir tek kurum, kuruluş veya kişilerden çıt çıkmamaktadır.

Neden?

Gizli bir güç veya güçler çevre konusunda da “yan gelip yatın, size dokunmayan yılan bin yıl yaşasın” mı demektedir?

Kimdir bu güç?

Nedir bu korkaklık?

Niyedir duyarsızlık?

 

Oysa, bu ilgisizlik dokunacaktır toplumun tümüne.

Çoluk çocuk ayırmadan dokunacaktır.

Kadın erkek, yaşlı genç de ayırmayacaktır ki.

Çevresiz bir yaşamda zengin olsan ne yazar, hangi görüşten olsan ne yazar ki!

Acı içinde ölmek isteyenlerin bu garip adam sendeciliği ile Çevre Koruma Derneği’de kapatılacak ise çekip gidelim bu kentten.

Kimse kalmasın.

Göç edelim.

Ne kadar çöp var ise getirsinler sokaklarımıza döksünler.

Termik santral kursunlar.

Havadaki ağır metaller resital yapsın gökyüzünde.

Hatta Tuna’dan gelen varillerle tahtlar kursunlar Kdz. Ereğli’de.

Yazık!

 

Bir okul öğrencileri çıksın istiyor gönül.

Hatta ilkokul olsun bu okul.

 “Babacım annecim bu derneği kapattırmayın” diye ağlasınlar günlerce.

Sokak sokak gezsinler.

Belediyeye gitsinler.

Sivil toplum örgütlerini dolaşsınlar.

Pazarda dolaşarak ses versinler.

Yani büyüklerini utandırsınlar.

Özellikle de çevre eğitimi almış olanlara “siz nerede yaşıyorsunuz?” diye sorsunlar.

 

Büyüklerden ümit yok.

Görünen o da; bir okul yok mu?
Bir ilkokul öğrencisi de mi yok.