Filiz Yazgan’ın Kdz. Ereğli Endüstri Meslek Lisesi’nin ilk öğrencilerinden biri olduğunu biliyor musunuz?

Öyleymiş.

Yaklaşık 54 yıl öncesinin Kdz. Ereğli’sini bir düşünün.

O yıllar ve kız çocuklarını da!

Sonra, yüzde 100 erkek öğrencilerin tercih ettikleri o günün adıyla Sanat Okulu’na bir kız çocuğunu göndermeyi hangi anne baba düşünür?

Tahmininiz var mı?

Hani eskiler çokça söylerdi ya, “çocuğumun kolunda bir altın bilezik” olsun diye.

O bilezik altın olmasına altındı ama…

O altın, sanattı, meslekti.

O çocuk yetiştiğinde bir işten anlasın.

Tek başına kalsa da mesleğini yaparak ekmeğini taştan çıkarsın.

Kimseye de muhtaç kalmasın!

*

Filiz Abla ile ilgili ilk bilgilerim buydu.

O’nun kız başına yüzlerce öğrenci arasında eğitim gördüğü yıllardan bu güne köprülerin altından ne sular akıp geçti.

Evlendi.

İki tane aslan gibi Ozan ve Emre isminde oğullar doğurdu.

Şimdi yaşayarak geride bıraktığı yıllara güle güle derken, şartlar gereği İstanbul’a yerleşmek durumunda kalmış.

“Durumunda” sözünü, ölüm haberini aldıktan sonra başsağlığı dilediğim eşi Recep Yazgan söyledi “şartlar öyle gelişti” diye.

*

Filiz Yazgan 5 Kasım 2020 Çarşamba günü Ereğli’ye gelmiş. Geliş sebebi de, Ereğli’de bildik tanıdık bir doktora giderek tedavi olmak. Olmuş tedavisini de. Her şey iyi giderken, alerjik rahatsızlığı 6 Kasım sabahının dördünde nüksetmiş.

Seferber olmuş tüm doktorlar.

Amal…

Ömrünü verdiği eşinin kollarında “Ben baba toprağında veda ediyorum sizlere” demiş ve sonsuzluğa uzanıvermiş sabah namazı ezanı okunurken.

Öyle dedi kocası Recep Yazgan:

“Kan çekti. Yaşama veda edişinin doğduğu topraklarda olmasının sebebi hiç boşuna değil.”

Filiz Yazgan, Bozhane’de kılınan namazının ardından doğduğu Kemer (Kırmacı) Mahallesi’nde toprakla buluştu.

O, orada yatacak babası Mehmet Bozkuş’un yanında.

Allah rahmet eylesin demek düşer bize/bizlere de!

*

Ama ben hep O’nu Sanat Okulu’nun ilk kız öğrencisi/öğrencilerinden biri olarak hatırlayacağım.

O sempatik gülüşünü de hiç unutmayacağım.