Zonguldak Sergi Odası'nda "70'li Yıllar: Bir Kesit" etkinlikleri devam ediyor.
Türkiye İşçi Partisi (TİP) eski üyesi Kemal Kuşhan ve eşi Hikmet Kuşhan, "70'li Yıllara Dönüyoruz" konulu anı-söyleşi gerçekleştirdi. Zonguldak Sergi Odası'nda yapılan söyleşiye, Zonguldaklı sanatçılar ve gazeteciler katıldı. Söyleşiye başlamadan önce 40 yıllık evli olan Hikmet-Kemal Kuşhan çifti kısaca özgeçmişlerini anlattılar. Kuşhan çifti, söyleşide, işçi ve öğrenci hareketlerinin eskisi gibi olmadığını savundular.
İlk sözü alan Kemal Kuşhan, kitaplarla gazeteci Sina Çıladır sayesinde tanıştığını belirterek şunları söyledi;
"KOMER'İN ARABASINI YAKAN ÇOCUK ZONGULDAK'A GELDİ"
"Gazeteci Sina Çıladır, hayatımda önemi olan insanlardan biridir. Kitaplarla onun sayesinde tanıştım. 'Militana Notlar' ve 'En Güzel Dünya' adlı kitapların onun sayesinde farkına vardım. Haftada en az iki dergi okurdum. Yürüyüşler, eylemler biz bunlarla yetiştik. Militan kadrolar, vardiyadan çıkan işçilere gazete dağıtırlardı. Günahıyla, sevabıyla biz de bir tarih olduk. Bu anıları sizlere anlatırken, o günleri tekrar yaşadık ve çok duygulandık. 60-70-80'li yıllarda farklı bir entelektüel yapı vardı. O dönemlerde ne kadar gazeteci varsa, hepsiyle görüşüyorduk. Şimdi ölüm haberlerini alınca içimiz burkuluyor. 80'li yıllarda biraz kopukluk oldu. O dönemlerde övünmek gibi olmasın, ama örgüt çalışmalarımız bayağı iyiydi. Komer'in arabasını yakan çocuğu partiye davet etmiştik."  Hikmet Kuşhan ise, öğrenci ve işçi olaylarının eskisi kadar etki yaratmadığını ifade ederek şunları söyledi;
"İNSANLARIN VÜCUDUNA GİREN KURŞUN SESİNİ DUYARDIK"
"1 Mayıs 1978 Taksim katliamını yaşadık. O olaylarda oradaydık ve insanların vücuduna giren kurşun sesini duyabiliyorduk. Şimdi bakıyorum da 68 ve 75 yıllarında meydana gelen işçi ve öğrenci olayları hiçbir zaman olmadı. Yani bir takım olaylar oldu, ama bu kadar net olamadı. İnanın şimdi bir yerde bir olay oluyor, ama tam yüreğimin başında hissedemiyorum. Ama bu eskiden böyle değildi."  Kemal Kuşhan, 60 ve 70'li yıllarda Zonguldak'ın durumu ile ilgili de bilgiler verdi; "Zonguldak'ta merkez kayboldu. Şimdi şehre gir, çık. Şimdi her yere apartman diktiler. 'Kent kültürü' meselesine gelince bizde Türkiye'de bu iş maalesef yok. Ben 60'lı yıllarda futbol oynuyordum. Arkadaşla-rımla caddede gezerdim. Gamsız Cemal'in kahvesi vardı. Kahvede pişpirik, iskambil oynardım. Böyle bir yapıdan geldim. Sonra Ahmet Hamdi Dinler ile sohbetlerimiz başladı." Söyleşinin ardından "Beynelmilel" filmi ile "Devrimci Gençlik Köprüsü" belgesi gösterildi.