Bildiğiniz gibi Kdz. Ereğli sahiline belediye tarafından bir köprü yapılıyor. Temelinde üst geçit olan bu köprü ile ilgili olarak bir tek kişiden “yakıştı” yorumunu duymadım.

Tam aksine belediye yanlısı olduğunu bildiklerim bile “ucube” sözleriyle görüşlerini açıklarken, “aman kimse duymasın” diye de tembihliyorlar.

En kalabalık trafik hareketinin yaşandığı ana yollarda bile üst geçitlerin amacına uygun kullanılmadığının bilinmesine rağmen, Ereğli’nin sülietine kara çalı gibi monte ettirilen bu köprü ile ilgili olarak emekli memur olduğunu bildiğin bir bayana “nasıl yakıştı mı?” diye sorduğumda  dudaklarını bükerek “bana sormadılar ki” yanıtını aldım.

İşte her şeyin özeti bu.

“Bana sormadılar.”

Peki kime sordular?

 

Katılımcılık denen olgunun içini “sormak” dolduruyor. Bir proje başlatılırken toplumun dinamikleri ve halk ile paylaşmaktır bunun adı. Böyle bir sistemle hareket etmek, hem hata oranını azaltır hem de alınan kararın sorumluluğunu topluma da yükler.

Gerçekten üst geçit işlevi yapacak o sahildeki köprü için keşke halkın ne istediğini tespit yoluna gidilseydi/gidilebilseydi.

Halkın kararı ne mi olurdu?

Tahminim odur ki; deniz kenarına süs havuzu yaparak dünyanın en garip işine atılan imza gibi bu köprüye de “hayır” derdi ilçe halkı.

Ha şu denir ise ona hiç sözüm olamaz:

“Halk ne anlar bu işten. En iyi ben bilirim.”

Bu söz de tuzun koktuğunun resmidir ya!

 

**

 

Belediyeden emekli başka bir memur dostumuz anlattı. Kısaca paylaşmak istiyorum.

Sahilde belediyenin gözlemeci dükkanlarında 3 gözleme ve 3 çay içmişler ve 17 lira para vermişler. “Çok pahalı” diye yakınırken, “belki kiralara çok zam gelmiştir” diye gözlemecileri de savunmayı ihmal etmedi.

Emeğe saygı duyduğunu bildiğim bu memur emeklisi Ereğli’de fiyat kontrolünün en azından belediyenin kiracılarına uygulanması gerektiğinin altını çiziyor.

Merak ettim, ben de gidip soracağım bu gözleme çay fiyatlarını.

Bakalım kaç para?

 

**

 

Bugün halktan kesitler sunmaya devam ediyorum.

Adı Hıdır.

Hıdır Bey “Ya bu börekçilerin orada keskin bir koku var. Hiç merak etmiyor musunuz? Belediyeye sorun bakalım bu koku nereden geliyor? Yoksa oraya kanalizasyon mu akıyor?” dedi.

O dedi ben de yazdım.

İllaki birinin dikkatini çeker de kokunun merkezini keşfederler.

 

**

 

Koku deyince aklıma hep Hükümet Konağının yanındaki dere yatağı gelir.

Resmen b… kokar yaz mevsimlerinde.

O alandan geçerken burnunu tutmayana rastlamadım. Hatta doğal klima İnönü Parkı’nda serinleyenleri bile yerinden zıplatan bu koku her yaz mevsiminin değişmez enstrümanıdır.

Onsuz olmaz!

Olmadığı için de kokuyor.

Yeni dönemde seçilecek belediye kadrosunun işi ilk önce bu kokuları temizlemek olmalı.

Kokusuz ve tertemiz bir Ereğli yakışır bu kentin aydınlık yüzlü insanlarına.