Edip Akbayram’ın “Hava nasıl oralarda üşüyor musun? Kar yağıyor saçlarıma bilmiyor musun” türküsü nasıl da alır götürür insanı bir yerlere.

Evet hava nasıl oralarda buralarda?

Yani sizde?

Ötekilerde?

Ötekilileştirilenlerde?

 

Hava nasıl olacak.

Hava işte.

Havası da civası da bu.

Soğuk.

Buz.

Meteoroloji de öyle demiyor mu?

Bugün keskin bir soğuk bekliyor hepimizi.

Bilim bile gerçekleri söylüyor.

 

Bir gün evinin önüne geldim ki, arkadaşım “hava ne kadar güzel” dedi.

Güldüm.

Ve o anda aklıma geleni söyledim:

“Hava da, Fatma da, Ayşe de güzel.”

Bir kahkaha koptu.

Öyle ya!

Sadece hava güzel değil ki.

Güzellik de göreceli ya!

 

 

Yazıyı kaleme alırken içim bir hoş oldu.
İlla ki bir sebep de olması gerekmiyor insanın “hoş” olmak için.
Tıkladım google ye ve “Hava nasıl oralarda” diye sordum:
Bu çıktı:
 
“Senden ayrı geçen günler 
Ha bugün, ha yarın biter 
Omzumda bunca yük varken 
Sırtımda bunca yük varken 
Biri iner, biri biner 
 
Sen her gece rüyalarımda 
Gelip bana ağlıyorsun 
Kim bilir beni kimlerden 
Sorup haber alıyorsun 
Ne haldeyim biliyor musun? 
 
Hava nasıl oralarda, üşüyor musun? 
Kar yağıyor, saçlarıma bilmiyor musun? 
 
Bildiğim pek çok doğru var 
Gittiğim bir tek yolum var 
Şu yürekte kaç yangın var? 
Biri söner, biri yanar 
 
Sen her gece rüyalarımda 
Gelip bana ağlıyorsun 
Bense bir türkü tutturdum
Gece gündüz söylüyorum
Duyup beni diliyor musun? 
 
Hava nasıl oralarda, üşüyor musun? 
Kar yağıyor, saçlarıma bilmiyor musun?.”
 
Hava soğuk.
Çok soğuk.
Daha da soğuyacak inşallah.
Bıçak gibi olacak.
Her tarafı kar örtecek.
Bu gün gelecek ki, bu kar örtüsünün altından da tertemiz bir doğa merhaba diyecek.
Yaşam yeniden gülümseyecek tüm dostlara.
Dostluğu da dostça yaşatacak yeniden filizlenen yüreklere.
 
Dedim ya:
Hava da güzel, Fatma da güzel, Ayşe de güzel.
Arzu çok daha  güzel