Mayıs 1916 ile Eylül 1920 yılları arasında Kdz. Ereğli Kaymakamlığı görevinde bulunmuş Mustafa Sabri Öney.

Atatürk Araştırma Merkezi, Öney’in anılarını “Milli Mücadelede Ereğli Anıları” başlığıyla yayımlamış.

Hilal Ortaç imzalı bu kitap, gerçekten çok ilginç.

Kaymakam Öney’in sürekli sağlık şikayetlerini, hava durumunu ve Ereğli’de dedikodu ve çekişmeden şikayet ettiği anılarda, Ereğli’de topçu kumandanlığından söz ediliyor.

Kastamonu ve Bolu’da frengi hastanelerini de okuyoruz.

Bir bayram gecesinde kutlamalara teyyarecilerin de katıldığı belirtiliyor.

Ahalinin iştirakiyle Başviran Cuma’sında mektep yapımına gittiğini ve bu nedenle soruşturma geçirdiğini de kaydetmiş.

Halil Paşa’nın nüfusunu kullanarak kardeşi Mehmet Bey’i Meclis-i Umumi azalığına intisap ettiği de anılar da yer alıyor. Mehmet Bey’in kaz döğüştürme hakkında izahat verdiğini öğreniyoruz.

Peki başka neler var?

-Yalı konulunda Cemaller mektebi yapılıyor.

-Memleketi kana boyayan ittihadçılar onun istibdadını yıktılar ve fakat onun yerine kaim oldulardı. Bu memleket içün, refah, saadet bir serap ve hülya. (Kitapta aynen böyle yazıyor.)

-Erzak alan Mister Sileyet idi. Şu bizim depodaki silahları alan İngiliz zabiti.

-Mustafa Kemal Paşa Müdafaa-i Hukuk Heyetlerine Ferid Paşa’nın sadarete getirilmemesi içün istirhamatta bulunduğunu ve bu isre tabiyet edilmesini tamim ediyor.

-Fransızlar gambotla gelerek Halil Paşa’nın Çamlı ve Alacaağzı ocaklarını da işgal ettiler.

-İngilizler İstanbul’dan gelecek yolculara pek müşkilat gösteriyorlarmış.

-Düzce ahalisi Kuva-yı Milliye aleyhine ilan-ı isyan etti. Bütün halk Düzce’den Bolu üzerine yürüyormuş.

-İzzet ve Rıfat Beyler Ereğli’ye geldiler. Çamlı ocağı meselesi had bir şekle girdi. Bu akşam Mösyö Tilli de Zonguldak’tan gelmiş.

-Kadri Bey makine başına çağırdı. Padişaha sadık mısınız dedi. Sadıkız dedim. Kuva-yı Milliye aleyhine çalışacağınıza söz verir misiniz dedi.

Eylül 1920’de Ereğli’den ayrılan Kaymakam Mustafa Sabri Öney’in Nisan 1920’e kadar olan anılarının yer aldığı kitaptan bazı alıntılar yaparak paylaştım sizlerle.

Alıp okumakta yarar var.

ÖRTÜ DEĞİL BAYRAK BAYRAK!

Türk Bayrağı.

Ay yıldızımız.

Her yere konulmaz, her yerde tutulmaz.

Saklanır.

Özenle.

Ve her yere de örtülmez.

Örtülmemeli de!

Kıbrıs’ta hakkında bir çok karanlık ilişkileri olduğu söylenen ve öldürülen Halil Faralyalı’nın tabutunun üzerinde ay yıldızlı bayrağımızı görünce, gerçekten de canım yandı içim acıdı.

Bu nasıl olur?

Bizim bayrağımız bez değil, bayrak bayrak!

Ancak şehitlerin üzerine özenle serilir. Ki, kimlerin şehit sayıldığını da yasalar belirlemiştir. Bu ülkede bir bayrak kanunu var.

Yeter ya yeter!

**

BAYRAĞIN ÖRTÜLEBİLECEĞİ YERLER

Madde 6 – Türk Bayrağı, Cumhurbaşkanlığı yapmış kişilerin, şehitlerin ve tüzükte belirlenecek asker ve sivil kişilerin cenaze törenlerinde bunların tabutlarına, açılış törenlerinde ATATÜRK heykellerine veya resmi yemin törenlerinde masalara örtülebilir.
Ayrıca milli örf ve âdetler göz önünde tutularak Bayrağın diğer kullanılma şekil ve yeri tüzükte gösterilir.

Madde 7 – Türk Bayrağı, yırtık, sökük, yamalı, delik, kirli, soluk, buruşuk veya layık olduğu manevi değeri zedeleyecek herhangi bir şekilde kullanılamaz. Resmi yemin törenleri dışında her ne maksatla olursa olsun, masalara kürsülere, örtü olarak serilemez. Oturulan veya ayakla basılan yerlere konulamaz. Bu yerlere ve benzeri eşyaya Bayrağın şekli yapılamaz. Elbise veya üniforma şeklinde giyilemez.