Yan çizmek.

Kaçmak.

Numara yapmak.

Duruma ve olaylara göre söz ve davranışlarda tutarlı olmamak.

Gibi…

 

Havada ölüm var.

Doğayı kirleten her türlü gaz ve atıklar yağmur olup yağarken, “bu gaz benden” diyerek göz yummak var mı?

Ölüm ise ölümdür.

Ölüm adres sormaz.

Genç yaşlı dinlemez.

Cinsiyette ayırmaz, millet de.

Öldürür.

Bakın Zonguldak’ın havasına?

Kanser soluyoruz kanser.

Sadece Çatalağzı’nda veya Ereğli’de de değil.

Tüm Batı Karadeniz bu soluğu alıyor.

Hepimiz.

Sağcısı da solcusu da.

Zengini de fakiri de.

Köylüsü de kentlisi de.

Bölge kansere sebep olan kirlenmenin gazları ile akraba oldu.

Bu nedenle patladı kanser olayları.

Bundan dolayıdır ki, Bülent Ecevit Üniversitesi’nde (BEÜ) bölgenin en büyük kanser araştırma merkezi kuruldu.

Sebep?

Sanayi elbette.

O sanayi, kömürle çalışan termik santraller.

Çatalağzı Belediye Meclisi karar aldı, “beldemizi taşıyalım” diye.

Bu karar bile çok şey öğretiyor.

Ama….

Ranta teslim olmuş öyle bir dünya ve içinde yaşayanlar var ki, toplum sağlığı veya doğa denen bir kavramı asla ve asla akıllarına getirmiyorlar.

Bir elleri yağda diğerleri balda.

Özel beslenme alışkınlıkları ile var olan kirlenmeyi  ve yeni kirletilme çabalarını da görmeden, görmek istemeden “bize bir şey olmaz!” uyutmasınn maşası oluyorlar.

Havada ölüm var!

O ölüm adres sormayacak.

Bırakın ölümü de öldürürken işkence çektirecek.

Hastane hastane, seans seans kanser ile mücadele ederken, yanan canınızın her hücresi acılar içinde bırakacak.

Ölüme hayır!

Çevre kirlenmesine hayır!

Kanser bacalarına hayır!

Bu doğa katliamına hayır!

Çatalağzı’nda yeniden yapılmak istenen termik santrallere hayır!

Hayır arkadaş hayır!

 

İşte 16 Aralık’ta Kilimli’de  yapılacak olan ÇED toplantısında yeni termik santral kurma kararının alınmasına da hayır.

Bu santralı kim ya da kimler kurmak ister ise istesin, hayır!

Termik santrallere hayır.

Nükleer santrallere hayır.

Doğayı katleden ve doğa düşmanı tüm sanayiyi de hayır.

Ayrımsız hayır!