Berkin Elvan’ın ölüm haberi kor gibi düştü vicdana sahip yüreklere.

Taksim Gezi Parkı eylemleri sırasında yakın mesafeden atılan gaz kapsülü ile yaralanan ve kaldırıldığı hastanede beyin kanaması teşhisi ile ameliyata alınan Berkin Elvan’ın 269 gün sonra 16 yaşında yaşama veda ettiği haberi ajanslara düşünce;  Nazım Hikmet RAN’IN  “ Bulutlar Adam Öldürmesin” şiiri geldi aklıma.


 
“Analardır adam eden adamı
aydınlıklardır önümüzde gider.
Sizi de bir ana doğurmadı mı?
Analara kıymayın efendiler.
Bulutlar adam öldürmesin.

Koşuyor altı yaşında bir oğlan,
uçurtması geçiyor ağaçlardan,
siz de böyle koşmuştunuz bir zaman.
Bulutlar adam öldürmesin.

Gelinler aynada saçını tarar,
aynanın içinde birini arar.
Elbet böyle sizi de aradılar.
Gelinlere kıymayın efendiler.
Bulutlar adam öldürmesin.

İhtiyarlıkta aklına insanın,
tatlı anıları gelmeli yalnız.
Yazıktır, ihtiyarlara kıymayın,
efendiler, siz de ihtiyarsınız.
Bulutlar adam öldürmesin…”

 

Acısını yaşayan anne Gülsüm Elvan’ın  internet sitelerindeki  fotoğrafına bakıyorum göz ucumla.

Evet evet gözümün  ucuyla.

Bir suçluluk duyuyorum çünkü.

Suçluyuz biz.

Biz hepimiz.

Bu ülkenin aydınlık yüzlü insanları olarak, bize emanet edilen cumhuriyeti koruma ve kollamada yeteri kadar yürekli olmadık.

Eşsiz Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Ey Türk Gençliği” başlıklı hitabesinin son paragrafındaki  “Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!” vurgunu da unuttuk.

İlke.

Duruş.

Demokrasi.

Barış.

Özgürlük adına verilen tüm mücadeleleri de defterimizden sildik mi ne?

Biz suçluyuz suçlu.

Biz.

Hepimiz.

 

“Koşuyor altı yaşında bir oğlan,
uçurtması geçiyor ağaçlardan,
siz de böyle koşmuştunuz bir zaman.
Bulutlar adam öldürmesin.”

 

Bir ekmek ve bir çocuk.

Ve ölüm.

Bu fotoğrafı bize yaşatanlara lanet olsun.

Lanet…

Ne denilebilir ki başka?

İktidar alternatifi olamadıklarını kabullenmeyen mevcut  yaşlı takım gönderilmediği sürece, bu ülkede yaşayanlara rahat ve huzur yok.

Gezi olaylarını 20 yaşındaki gençler gerçekleştirdi ama siyaset  ise akıl sağlıklarını yitirmiş ihtiyarların tekelinde.

Oysa aralarında yarım yüzyıl var.

Yapışmışlar koltuklarına gitmiyorlar.

Hem genelde hem de yerelde  ülkedeki muhalif hareketin önünü tıkayan bu kaşar siyasetçiler daha çok sorumludurlar Berkin Elvan’ın ölümünden.

 

 

Olur mu böyle olur mu?

Umutsuz bir Türkiye olur mu?