Siyasi seviyenin yükseltilememesi çirkinliği toplumun her kesimine kötü örnek olarak yansıyınca, tepede filler tepişiyor ezilen ise alttaki atlar oluyor.

Son örnek Ereğli’den.

Bir kamu kurumunun hizmet binasının açılış töreni düzenleniyor.

Baş davetli Vali, sonrasında ise sırayla milletvekilleri, kaymakam, belediye başkanı ve diğer protokol.

Güzel bir eserin paylaşma kültürü ile bir araya gelindiği ortamda, tat ve tuz bir anda kaçıyor.

Sebep, o üst protokolde devlet ve siyaset adına konuşanların ardından ilçe halkı adına belediye başkanının da iki söz söyleme hakkı verilmemesi.

Niye engellersiniz ki?

Çıksın söylesin. O’nun o “sevgi, barış, dostluk” sloganından mı korkuluyor?

Hayır!

O belediye başkanı muhalefete mensup olduğundan.

Olabilir!

Demokraside ana muhalefet de, yavru muhalefetler de olacak ki, demokrasinin anlamı olsun ve bu sisteme de demokrasi denilebilsin.

Yasak abi yasak, belediye başkanı konuşturulmayacak!

Hayda!

Kim verdi bu emri?

Çok sevimli ve içten olduğu söylenen vali mi?

Yoksa siyasetçiler mi?

Biri verdi de, bu tatsız ve lüzumsuz bir olay nedense Ereğli’de yaşanıyor.

Sonuç?

Belediye Başkanı Halil Posbıyık, bu “konuşturmama” pasını değerlendirerek “Ben Ereğli halkını temsil ediyorum” diyerek töreni terk ediyor.

Haksız mı?

*

2014 yerel seçimlerinde AK Parti’nin o dönemli milletvekili Prof. Dr. Ercan Candan’ın şahsi çabası ve gayreti ile “Efsane Başkan” olarak tanınan Halil Posbıyık’ın elinden alınan Belediye Başkanlığı, AK Partiye geçince ne oldu?

Hır gün.

Kavga.

Ve olayları seyreden bir teşkilat.

Cumhurbaşkanlığından belediye ve il genel meclisine kadar tüm siyasi makamları elinde bulunduran AK Parti, eski hastane binalarını yıktı, belediye binasını yıktı, terminali yıktı ve Ereğli’yi hizmete boğması gerekirken ne üzücüdür ki, bir tek çivi çakamadı.

Gün gelip sap döndü keser de dönünce, 2019 seçimlerinde 2014 seçimini kaybetmiş olan Posbıyık, 12 bin oy farkı atıp ezip geçerek yeniden o koltuğa oturdu.

Şimdi suçlu veya şöyle sorayım beceriksiz kim?

Tabi ki, AK Parti’nin yönetimini elinde bulunduranlar ve siyaseti farklı kulvarlara taşıyarak sürdürenler. Ki o akıl, öncelikle 2014 seçimlerini kazandıran Prof. Dr. Ercan Candan’ın ayağını kaydırdı. Ve de üstüne üstlük o dönemin belediye yönetiminin başarısızlığı vatandaşı isyan ettirince 12 bin oy farkı “işte faturanız” diye seçim sandığından çıktı.

Ereğli halkı, siyaseti kişisel ego ve ihtiraslarına alet edenlere öyle müthiş bir ders verdi!

Güm… güm… güm…

*

Siyasette hoşgörü ve demokrasinin nezaket teammüllerinden uzaklaşınca, kaybeden yetki ve gücü elinde bulunduranlar oluyor.

Buyurun şimdi Halil Posbıyık’a yine kullanacağı bir koz verildi.

O törende her kim ki “konuşturulmayacak!” emrini verdi ise ya Posbıyık’ın gizli dostudur veya özel hırs ve kinini siyasete yansıtarak AK Parti’nin toplum gözündeki inişine çanak tutmaktadır.

AK Parti’nin de içlerindeki İrlandalılar işte bu tür olaylarla ortaya görülebilmektedir.

Biliniz ki bu hoş olmayan durumdan kazanan AK Parti değil, kazanan Posbıyık olmuştur.

Çünkü mağdur durumuna düşürülmüştür.

Halk bu tür olayları da unutmaz!

*

Şu gerçektir ki, siyaset ehil ve liyakatlı ellerde olmadığında toplum olarak kaybetmeye devam ediyoruz.

İşte Ereğli işte siyaset.

Şu açıktır ki, ve de ne yazıktır ki kaybeden de hep Ereğli olmaktadır.

Neden Ereğli?

*

Demokrasi bir kültürdür. O kültüre sahip olmak ve “Demokratım” diyebilmek için de demokrasinin özüne ve etik değerlerine saygı duymak gerekir.

O etik değerlerde engelleme, baskı, sindirme, boğma, yok etme düşüncesi asla yoktur.

Demokrasi bir özgürlüktür.

Özgürlüğün insani değerlerde buluşmasının keyif sofrasıdır.