Mustafa Sarıgül CHP’den aday olamayınca DSP’ye gelmiş.
Hayret ya!
Ecevit kültürünün önde olması gereken DSP’de bu zikzakçılara neden kucak açar ki?
Sarıgül daha önce de aday gösterilmeyince DSP’ye gelmiş, seçimi alınca da gitmişti.
Şimdi yine aynı oyun.
Kovul, gel DSP’den aday ol!
DSP bu hataları yapmamalı.
Duruş önemli.
Aday göstereceğim diye artıkları neden toplar?
Hele ki, bu Sarıgül ise!
Sabıkalı biri çünkü.
Kovulmuş sana gelmiş kucak açmışsın ve aday gösterip seçilmesini sağlamışsın, sonra ne olmuş.
Seni de satmış!
Olmadı DSP olmadı!
 
Hemen aklıma Ertuğrul Günay geldi.
CHP’de siyasete başlayan Günay bir ara DSP’ye gitti. Rahşan Ecevit bu fırdöndülüğün farkında olup, O’nu milletvekili adayları sıralamasında en sona atınca istifa etti. CHP’de Deniz Baykal tarafından İstanbul Belediye Başkan adayı gösterildi ve ANAP adayı İlhan Kesici ile SHP’nin adayı Zülfü Livaneli’nin yüzde 3 lük gibi oy farkı ile Refah Partisi’nin adayı Tayyip Erdoğan karşısında kaybetmesine fırsat verdi.
Sonuç?
Sonrasında, AK Parti’ye gitti.
Kültür Bakanı bile oldu.
Ya şimdi nerede?
 
Bu hatırlatmalara şu anda CHP’nin yerel seçim sürecini yöneten Seyit Torun ile devam edelim mi?
Seyit Torun da CHP’den Ordu ili Belediye Başkanlığına aday gösterilmeyince DSP’ye geçenlerden. Torun, DSP’den girdi seçime ve kazandı. Sonrasında o da gitti CHP’ye.
DSP burada amaca giden yolda araç olarak kullanıldı.
Her gelen kullanıp gidiyor DSP’yi.
Oysa, bir partinin ilkesi olmalı.
Amaç seçim kazanmak mı, yoksa tutarlı olmak mı?
Elbette ikinci şık öne geçmeli ki, siyasi bir geleceğin tutarlı taşları döşenebilmeli.
 
DSP hiçbir il ve ilçede yeniden yapılanmaya giderek, ne örgütlerin oluşumu ne de üye yazımı konusunda bir çalışma içine girmiyor?
Neden?
Sebep ne?
Bir döneme imza atan DSP’nin tutarlı politikalarla özellikle halkın sol kesimden beklediği çözüm önerileri ile yeniden umut olması için zemin ve zaman müsait iken, siyaset eskilerini toplaması doğru değil.
 
Sarıgül seçimi kazandı diyelim.
Sonra ne olacak?
DSP’de mi kalacak?
Gülerim bu görüşü savunanlara.
Bir kere satan hep satar!
Alışkanlıktır bu!
Şanzımanlı Arçelik gibidir.
Bir sağa bir sola.
Ardından da, kullan kullan at!