Gökçeada’ya gittik bizimkilerle.

Türkiye’nin en batıdaki bu toprağına feribot ile geçilebiliyor. 1,5 saatlik yolculuğun ardından ayak bastığımız Gökçeada’da,  Ereğli’ye getireceğim ise ekmek fiyatları oldu.

Biliyorsunuz Ereğli’de 300 gram ekmek 1,5 lira.

Oh ne ala mı?

Değil!

Ekmek bizde pahalı.

Ereğli’de belediyenin ekmek fırını kapatıldı ekmekte tekel  yaratıldı.

Belediyenin otobüs seferleri kaldırıldı, ulaşımda da tekel  yaratıldı.

Tekelciliğe mahkum Ereğli halkı ekmekte de soyuluyor.

Hep örnek gösterdim iki adım ötemizdeki Mudurnu’yu.

Hem de odun ekmeği yapan belediye 350 gram ekmeği 1 liradan satıyor.

Bir de Gökçeda’da sordum ekmeği fiyatını  bakkalda.

750 gram ekmek 3 liraymış!

Yani?

375 gram ekmek 1,5 lira.

Üşenmedim tarttım ekmeği de.

764 gram geldi.

Gökçeada’ya un dışarıdan feribot ile geliyor.

Ama Ereğli’den ucuz!

 

Soru şu?

Ereğli neden pahalı.

Türkçesi halk kazıklanırken, tekelciliğe “dur” demesi gerekenler ne iş yapıyor?

Yorum kamuoyunun olsun…

**

Şort giydiği için dövülen hemşirenin olayı ülke gündemine oturdu.

Zihni kara kendi kara ve dünyasında iğrençlikler dolu bir meczubun içindeki kin ve öfkeyi dışa vurarak gerçekleştirdiği olaydan sonra polis olağanüstü bir çalışma yaptı ve şüpheliyi yakaladı.

Polise alkış!

Ama; polisin yakaladığını mahkeme serbest bıraktı.

Olacak iş değil.

Tabi ki kamuoyu büyük tepki gösterdi.

Bu olağanüstü tepkinin içinde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Dr. Fatma Betül Sayan Kaya’da yer aldı.

Nihayetinde, elini kolunu sallaya sallaya durumun kendi kontrolünde olduğunu söyleyen şüpheli yeniden yakalandı ve tutuklanıp hapse gönderildi.

Kamuoyu vicdanı şimdi rahatladı.

Herkes “oh olsun” dedi.

Bir de olayın bir başka boyutu şu ki; polisin büyük bir özveri içinde yakalama başarısı gösterdiği bazı olayların yargı aşaması motivasyon içinde çok önemli.

Polis yakalayıp getirdiğinin salıverildiğini görünce “emeklerime yazık!” demez mi?

Konu belli.

Bir sapkın  çıkıyor ve otobüste şort giyen bir hemşireyi dövüyor.

Ve ardından da polis devreye gidip zanlıyı yakalayıp savcının karşısına çıkarma başarısını gösteriyıor.

Ya sonra?

Mahkeme “hadi git, yine saldır, döv” izni verir gibi salıveriyor.

Bu doğru mu şimdi?