Bazı rakamlar hiç de inandırıcı gelmiyor.
Örneğin covid 19 a yakalananların ülkemizdeki rakamları.
Bakanlık diyor ki, 6 bini aştık.
Ereğli’ye bakıyorum günlük vaka 150’yi jet hızıyla sollayıp geçti.
Allah Allah!
Ülke genelinde nasıl 6 bin oluyor?
81 il ve 911 ilçenin bulunduğu ülkemizde, Ereğli’deki rakam 150 ise ?!!
Hele ki, İstanbul, İzmir, Ankara ve Bursa’daki salgının yayılması ile ilgili gelen haberlere bakarsak bu rakamın ülke genelinde rahatlıkla 15-20 binin üzerinde olduğunu tahmin etmek güç değil.
Günlük böyle bir rakam ve biz!
Yani evde, işte, sokaktaki insanlar!
Salgının yayılmasını durdurmak için sağlık görevlilerinden daha çok sorumluluğu bulunan bizler ne yapıyoruz?
Maske takmayarak ölüme kafa tutuyoruz.
Ağzımızda sigara herkese hava atıyoruz.
Sosyal mesafeyi iplemeyerek “hadi canım sen de!” diyoruz.
Temizliği gereken şekilde yerine getirmemeyi sürdürüyoruz.
Yani?
Bana/bize bir şey olmaz ukalalığı!
*
Biliyorsunuz ki, her gün trafiğini içinde yandan ve karşıdan gelen araçlardan kendimizi nasıl koruyacağımızı bilemiyoruz.
Direksiyona çıkan kral.
Dokunulmaz.
Geçiş üstünlüğü de var.
Her şeyi yapabilir.
Kimse de bir şey diyemez.
Kendini böyle görenlerden kaçarak araç kullanmıyor muyuz?
Trafikte terörist dolu.
Kafaları bir milyon bu ruhsal dengesizlikler, covid 19 salgınında da işbaşındalar.
Kurallara uymama alışkanlıklarını toplumun tümünün sağlığını da hiçe sayarak tehlikeye atıyorlar.
Bu aile terbiyesinden yoksun yetişmiş kesim yarattığı kuralsızlığın bedelini de hepimiz ödüyoruz,
Ekonomi yaralı.
Özgürlükler sınırlı.
Her gün evine ekmek götürüp çorbasını kaynatacak sobasını yakacak olan gariban da perişan.
Sebep?
Bu saygısız takım.
Hadi de ki bu kural tanımaz krala “niye maske takmıyorsun?” diye.
Dediğine pişman eder.
Ağzı lağım çukuru.
*
Toplum olarak işkence çekerek bizi ölüme sürükleyenleri para cezası durdurmuyor.
“Nasıl olsa önümüzdeki bu seçimde bu cezaları iptal ederler” beklentisine kapılınmış bir kere.
Cezaların caydırıcı olması gerekmez ki?
Sert ve ödünsüz!
