Bayram öncesi gördüğüm bazı fotoğraflar içimi acıttı yine!

Ellerde poşet bekliyor dağıtıcılar.

Karşılarında da yardıma muhtaçlar.

Poşetleri kameraların önünde dağıtıyorlar.

Pes yani pes!

Hani bir elin verdiğini diğer el bilmeyecekti?

Ki, dağıttıkları da kamu parası ile satın alınmış yiyecekler.

Utanmazlık sınır tanımıyor.

Pişkinlikte!

Ayıp kavramı ise bilinçlerden silinip atılmış bile çoktan.

Rezillik diz boyu.

Kardeşim göndersenize evlerine.

Evlerine giderken de resmi araç olmasın.

Komşuları da çakmasın.

Kimse görmesin.

Böylesi güzel değil mi?

Ne o öyle ortaya nal gibi çıkıp da poşetli yardım dağıtma numarası.

İğrençsiniz!!!

**

Yarın bayram.

Bugün arifenin coşkusunu seyyar satıcılar ve esnaf yaşayacak.

Sadece onlar mı?

Çocuklar tabi ki.

O eski çocuklar yok şimdi.

Ayakkabısı ile sevinecek.

Mendili ile coşacak çocuklar nerede?

Çocuklar şimdi el bebek.

Aman dokunmayın.

Aman ezilmesin.

Aman iş yapmasın.

Aman şöyle, aman böyle.

Çocukları altın kafese koyup da tembelliğe alıştırıp  geleceğini karartan aileler o kadar çok ki!

Çocuğunun bir iş yapmasını bile “kölelik” olarak gören bir zihniyetin yetiştirdikleri, şimdi bilgisayar çocukları oldu.

Boş gezsin.

Meslek öğrenmesin.

Yemek yapmayı bile bilmesin.

Yani?

Asalak olsun!

Böyle bir ortamda bayram kutlayacağız.

Hani köşede kıyıda “ah nerede o eski bayramlar” dedirtmeyen güzel örnekler de olmasa.

Çekilmez bu bayramlar.

 

Mutlu bayramlar dostlar.

Okurlar.

Arkadaşlar.

Sakın ola ki, siz siz olun da şu teknoloji zımbırtısı ile toplu mesajlarla bayram kutlamayın.

Taciz oluyor.

Çok değer verdiklerini, sevdiklerinizi ziyaret ederek arayın, sorun ve sesini duyun..

 

Sağlıklı ve sevgi dolu bayramlar.