Önümüzdeki yerel genel seçimler öncesinde Kdz. Ereğlimizin dünyanın en tuhaf, en garip ve en saçma durumundan kurtaracak bir konuyu sürekli temcit pilavı gibi pişirip pişirip kamuoyunun önüne sunsam da,  “Ereğli’ye aşığım ben, çok seviyorum. Ereğli için her şeyi yaparım. Ben Ereğli’nin hizmetindeyim. Ben halkın için varım” diye palavra sıkanlar aşılamıyor.  

Laf sallayanlara bakmayın siz!

İş Ereğli’nin hak ve çıkarlarını korumaya gelince, ortada bir tane iş bitirecek  kimse çıkmıyor.

Sözüm ona hukukçu çok da, mahkeme kararının bile arkasında duracak hukuku savunan bile yok.

Ya kitle örgütleri.

Hani kendini Ereğli il olsun diye parçalayıp tribün şov meraklıları.

Sivil toplum kuruluşları.

Koca koca milletvekilleri.

Partilerin yöneticileri.

Belediye veya il genel meclis üyeleri.

Tık tık tık ne kadar vurursan vur; yoklar.

Bir beş sene daha geçecek beyler bayanlar.

Bir beş sene daha kaybedecek Ereğli.

Bir beş sene daha bir olup bütünleşemeyeceğiz.

Bir beş sene daha tarihe “uyuyanlar ve konuşmayanlar” listesi hazırlanacak.

Sonuç?

Ereğli yine kaybetti!

Tüh bize.

Hepimize.

Ne diyorum ben şimdi?

AK parti iktidarında AK parti tarafından çıkarılan (2005) belediyeler kanunun işletilmemesinden şikayet ediyorum.

Ne diyordu o kanunda?

İki belediye arasında en az beş kilometre mesafe olacak.

Var mı Ereğli ile Gülüç arasında beş kilometre.

Değil beş, beş yüz bile yok.

Kanunu yazanlar ve temsilcileri bile suç işliyorlar.

Ayrıca bu konuyla ilgili açılan yargı süreci de sonuçlandı ve “Gülüç derhal Ereğli Belediyesine katılsın” dedi.

Ya Allah’ını seven biri konuşsun da bilelim; bu ülkede AK Parti’nin yasalaştırdığı kanun nasıl uygulanmaz.

Kimdir AK Partiye kafa tutan?

Kim ya da kimlerdir AK Parti’nin siyasetçileri?

Kimdir bu ülkede “yasayı da takmam, AK partiyi de takmam diyen/diyenler” diye sorgulasın.

Var mı göbeğinden delikanlıca işeyebilecek bir gerçek Ereğli sevdalısı?

Yine mi yoklar?

KUYRUKLAR APIŞ ARASINDA

Dünya bir soykırımı canlı yayınlarla seyrediyor. 2 milyar Müslümanın bulunduğu dünyamızda, tükürükle kökü kurutabilecek İsrail yakıyor, yıkıyor, katlediyor.

Seyirci çok.

Ancak; “höt!” diyecek kimse ortalarda gözükmüyor.

Bir iki cılız “ay aman ne olur yapmayın!” gibi sözlerle mi durur bu vahşet?

Elbette bu tiyatroda tek gerçek var.

O da, güçlü gücüyle eziyor.

Emperyalizm öldürürken, ”aman bana bulaşmasın!” korkusunun sindiği dünyamızda, ne birleşmiş milletler, ne NATO ne de diğer oluşumlar hikaye.

Şu savaş açıkça göstermiştir ki, dünya güç/güçler karşısında kuyruğunu apış arasına sıkıştırmış, ekranların karşısında milyonların yok oluşunu film gibi izlemektedir.