Yaz mevsimi geldi ya, artık anamız ağlar bu düğün konvoylarının yarattığı kirlilikten.

Cartt !

Carttttt!!!!

Hastası olan vardır, işe gidecek olanı var, çocuk vardır, yaşlı vardır…

Vardır da vardır!

Kim takar toplumun gürültü kirliliğinden duyduğu rahatsızlığı, yarattığı stresi.

Cart yavrum cart!

Niye cartt?

Gelenekmiş efendim.

Sesten zevk alan bir toplum hiç uygar olur mu?

Sözüm ona Ereğli şöyle kentmiş, böyle kentmiş.

Hikaye hepsi.

Ereğli bir köydür…

Köy köy…

Köy olduğu için gürültü kirliliği ile mücadele kimsenin aklına gelmez. Şu halk otobüsleri bile iki türlü korna kullanır farkında mısınız ey yöneten takımı? Şehir merkezinde dit diyen o adı ‘halk’ olan ama halka her türlü işkenceyi layık gören bu otobüsler  kenar mahallelerde havalı korna kullanır.

Niye şoför efendi tatmin olsun diye.

 

Ya görüntü kirliliği.

Allahını seven ve kendilerinin yönetici olduğunu kanıtlamak için her fotoğrafta yer almak için yırtınanlar şöyle çarşı içinde herhangi bir yerde dursun da çevresindeki binalara göz gezdirsin.

Her taraf tabela.

Tabeladan binanın kendisi kaybolmuş ve bu görüntü kirliliği arasında mutluluk olabilir mi?

Göz zevkini boğan ve şehir estetiğini yerin dibine sokan bu görüntünün devamında da şu ilan panoları var.

Her tarafı kapattılar.

Her yer tabela her yer çirkin.

Atatürk Anıtı’nın görkemini gölgeleyen şu malum büstlerin yarattığı görüntü kirliliğinden hiç farkı yok kentin her sokağı, caddesinin.

Her yer totem, tabela ve ilan panosu.

Yetiş yönetici yetiş sök at şu tabelaları.

Sök at totemleri.

Sök at ilan panolarını.

Sökülsün tümü.

Çağdaş seçenekler ile yeni bir görüntüye kavuşsun Ereğli.

Tabelanın asılmama kararı bulunan binalarda bile pencere kalmadı  tabelalarla kapandık.

İşte bunun için köy Ereğli.

Köy beyler köy.

Köyümüzde, ses ve görüntü kirliliği dayanılmaz boyutlara ulaşmış ama kimsenin dikkatini çekmiyor.

Bakın size somut bir örnek, bu gazetenin ısrarlı yayımları ile Belediye meclisi karar aldı ve Ereğli-Alaplı sahil yolu güzergahının deniz tarafındaki tüm tabelalar kaldırıldı. “Oh” dedik. Sonra ne oldu? O kararı uygulamayanlar, anlı şanlı totemlerin (iltimas geçmemişlerdir canım, tövbe deyin tövbe) dikilmesini göremediler.

Ki o meclis toplantısında ilçe sokakları için Avrupa sistemine geçilmesi kabul edilmiş, örnek olarak da Şişli Belediyesi’nden örnek alınması karar altına alınmıştı. Ama tüm enerjisini festivallere ayıran belediyenin böyle önemli bir hizmeti olur mu?

Olmadı zaten, Ereğli “Kaybolan yıllar”ına yanıyor şimdi !

 

Sonuç noktasında, Kdz. Ereğli belediyesi şu iki çirkinlikle mücadele etmelidir. Düğün izni almaya gelenlere bu bildirim yapılmalı ve tüm konvoylarda gürültü kirliliğinin yapılmasına izin verilmeyeceği anlatılmalıdır. Her türlü gürültü kirliliğine karşı çok yönlü önlemler alınırken, şu ilan panolarının sayısı da mutlaka ve mutlaka en aza indirilmelidir. Kenti boğan bu ilan panoları ile birlikte totem işgaline de hayır denilmeli, büyük bir çoğunluğu söktürülürken, var olanlara da büyük vergiler kesilmelidir. Büyük pano asan da büyük vergi ödesin bakalım. Hele ki şu tabelalar… Olmaz yani olmaz!... Şehir tabela ve pankart  kirliliğine teslim olacak ise dünden ne farkı olacak Ereğli’nin.

Ereğli her alanda değişim istiyor.

Ereğlili de çağdaş bir kentte ucuz yaşamak istiyor.

Hele ki belediyenin tesislerindeki fiyatlar nedeniyle kazıklanmak da istemiyor.

Yıkılsın bu anlayış.

Yok olsun.

“Ortak akılda buluşan” bir kent,  öncelikle de görüntü ve ses kirliliğine şöyle bir değil, ciddi bir el atarak şu lanet olası durumdan kurtarılsın.

Var mı bu konuları düşünecek?

Var mı ?

Ziyaret fırtınası bitti mi?