Samsun-Ankara kara yolu Havza geçişinde bayram dönüşü yoğunluğu
Samsun-Ankara kara yolu Havza geçişinde bayram dönüşü yoğunluğu
İçeriği Görüntüle

Kentimizde üretim faaliyetini sürdüren Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları (ERDEMİR), Türkiye’nin ağır sanayisinde lider konumda olabilir; fakat bu liderliğin beraberinde getirdiği çevresel ve toplumsal sorumlulukları da aynı ölçüde üstlenmesi artık kaçınılmazdır.

Bir sivil toplum kuruluşu olarak doğanın ve sağlıklı yaşam hakkının savunucusu olduğumuz bu yolda, ERDEMİR’in üretimden satışa uzanan tüm aşamalarda paydaşlarına karşı taşıdığı sorumlulukların merkezine çevreyi almasını bir gereklilik olarak görüyoruz.

Üretim Gücü Büyük, Etkisi Daha da Büyük

ERDEMİR’in entegre üretim modeli, kok tesislerinden yüksek fırınlara, çelikhane proseslerinden son ürün hazırlığına kadar pek çok noktada hava, su ve toprak üzerinde doğrudan etkiler yaratıyor. Ne yazık ki bu etkiler yalnızca sanayi sahasında kalmıyor; yakın çevrede yaşayan binlerce insanın günlük yaşamını, sağlığını ve doğayla olan bağını da tehdit ediyor.

Bugün Ereğli halkı; gece saatlerinde yayılan ağır dumanı, denize bırakılan atık suları, camlarını açamaz hâle getiren tozları, sessizliği delen sanayi gürültüsünü yaşıyor. Bu durum, bir üretici şirketin sadece hissedarlarına değil; çevredeki tüm yaşam alanlarına, canlılara ve gelecek kuşaklara karşı da sorumluluğu olduğunu hatırlatıyor.

Paydaşlara Karşı Gerçek Sorumluluk: Sadece Ürün Değil, Değer Üretmek

Bir sanayi kuruluşu üretim hacmiyle değil; üretim sürecinde kime, neye değer kattığıyla anılmalıdır. Çelik üretirken doğayı tüketmek değil; doğayla birlikte var olmak vizyonuna sahip olunmalıdır.

Bu doğrultuda ERDEMİR’in:

  • Emisyonlarını azaltacak teknolojilere yatırım yapması,
  • Proses atıklarını döngüsel ekonomiye dahil etmesi,
  • Atık gaz ve sularını arıtarak yeniden değerlendirmesi,
  • Halkla şeffaf ve güvene dayalı bir iletişim kurması artık bir tercih değil, kurumsal zorunluluktur.

Dönüşüm Mümkün: Yeşil Sanayi Geleceğimizdir

Kdz Ereğli Tarih Doğa ve Kültürünü Yaşatma Derneği olarak inanıyoruz ki, ERDEMİR gibi köklü bir kuruluş, çevreci üretim teknolojilerine geçişte öncü rol oynayabilir. Elektrikli Ark Ocağı (EAF) sistemine geçiş, proseslerde doğrudan indirgenmiş demirin (DRI) kullanımı, atık gazların enerjiye çevrilmesi gibi adımlar, hem çevre kirliliğini azaltır hem de ERDEMİR’e uluslararası rekabette karbon nötr sanayi vizyonuyla avantaj sağlar.

Son Sözümüz: Paydaşları Arasında Doğa da Var

Bugün ERDEMİR’in en önemli paydaşlarından biri doğadır. Üretim süreçlerinde sesi çıkmayan ama sonuçlarından en çok etkilenen bu paydaşı, sessiz kalmayı tercih eden bir unsur olarak değil; korunması gereken temel varlık olarak görmeliyiz.

Ereğli halkı sağlıklı bir çevrede yaşamak, çocuklar geleceği temiz bir doğada kurmak istiyor. Biz de bu sesi duyurmak için buradayız. ERDEMİR’in bu çağrıya kulak vereceğine, üretim gücünü sürdürülebilirlik ile buluşturacağına inanmak istiyoruz.

Muhabir: Emre Çiftçi