Gördünüz mü bilemiyoruz…
Türkiye her gün güne belediyelere, belediye başkanlarına yönelik operasyonlarla, ekonomideki dalgalanmalarla güne başladığı için görmemiş olabilirsiniz…
Sakarya’da İl Emniyet Müdürlüğü ekipleri; Diyarbakır’dan İstanbul’a uyuşturucu taşıdığı değerlendirmesiyle ve Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın koordinesinde, bir aracı takibe almışlar…
Takip sonucu; Anadolu Otoyolu Sakarya kesiminde uyuşturucu taşıdığı düşünülen söz konusu araca operasyon düzenleyen polis ekiplerinin durdurdukları araçtan inerek karşılarına çıkan ise M.A.K. adlı ve Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’nde görev yapan bir polis memuru, yani meslektaşları olmuş…
Ve bu polis memurunun aracında yaptıkları aramada ise adeta cephanelikle karşılaşmışlar:
“Dokuz kaleşnikof piyade tüfeği, beş ruhsatsız tabanca ve bunlara ait 25 şarjör ile 77 fişek, tabanca mermileri…”
Ve arabasında bir cephanelik taşıyan polis şimdi gözaltında… Her gün bireysel silahlarla pek çok insanın öldürülüp, yaralandığı, baskın yapılan çetelerin bir türlü kökünün kazınamadığı bu ülkede; gözaltına alınan söz konusu polis kimlerin adamı, kimlere silahları taşıyordu, kimlere satacaktı? Bu silahlarla kimler, kimlerin canını alacaktı?
Bu yasadışı silah ticareti değil de nedir Allah aşkına?
Umut Vakfı olarak bireysel silahlanmanın önlenmesini istiyoruz, bunun için yasal düzenlemeler yapılmasını istiyoruz yıllardır…
Bu karşılaştığımız tablo karşısında inanın umutlarımız tükenme noktasına geliyor… Çünkü bireysel silahlanmayı önleyecek, bunun için yasal düzenlemeleri yapacak, halkın güven ve huzur içinde yaşamasını sağlayacak olan bu ülkeyi yönetenler, kurumlarını işgal edenlerdir…
Ki bir polis memuru silah ticaretinin içindeyse bireysel silahlanmayı önlemek mümkün müdür sizce?
Maalesef bu ülkenin emniyetini, huzurunu sağlamakla görevli bu birimlerin içinde namusluları da bezdirecek kadar kirliler o kadar çok ki… Elbette ki; ahlaklı, hakkıyla görevini yapan, vatansever görevliler çuvaldaki kirlileri ayıklamaya çalışıyorlar… Ama…
Bakın geçen yılın sonunda da; Adana’da benzer bir olayla karşılaşılmıştı…
Bir polis memuru korumakla yükümlü olduğu cephaneliği satmıştı… Üstelik suç zincirinde başka polisler ve bir de avukat vardı…
Bu kadar da olmaz mı, diyorsunuz…
Olmuştu olmuştu…
Ekol TV Haber Müdürü Aziz Akova Adana Emniyet Müdürlüğü’nde bir polis memurunun film senaryolarını aratmayan yöntemle mühimmat sattığını ortaya çıkarmıştı. Borsada büyük miktarda para kaybedip yüklü miktarda borçlanan, silah deposunu korumakla sorumlu polis, belli aralıklarla 200 bin kurşun, 250’ye yakın el bombası ve çelik yelekler dahil mühimmatları satmıştı… Zincire başka polislerde dahil olmuş, özel harekat polisi, avukat aracılığı derken bir kısmı av bayisinde satışa bile sunulmuştu…
Ve bu olay depoda görevli diğer polislerin şüphelenmesi üzerine açığa çıkarılmış, şüphelileri izleyen Adana polisi, operasyon düzenleyerek beşi polis, biri avukat 10 kişiyi gözaltına almıştı. Özel izinle avukatın ofisinde yapılan aramada, adeta cephanelik ile karşılaşılmıştı; 150’ye yakın el bombası, çok sayıda mühimmat bulunan ofiste ayrıca üç adet suikast silahı olarak bilinen Glock marka tabanca, çok sayıda silah, şarjörle birlikte binlerce kurşun ile 12 balistik yelek ele geçirilmişti…
Yani devlette güvenliği sağlayacak kurumlarda çalışan böylesine hain insan tipleri, hem devlete zarar veriyor hem de bu milletin, halkın yaşamını tehlike altına sokuyorlar…
Bir yandan bireysel silahlanmanın önlenmesi için Meclis’te yasal düzenlemelerin yapılmalı, derken bir yandan da ülkenin, yurttaşın güvenliğine, huzuruna karşın çıkarları için böylesine kirli çarkların içine girmiş ve ülkede silahlanmayı artıran bu tür güvenlik personelinin devlet çarkından temizlenmesini diliyoruz…
İyi haftalar
Umut Vakfı