Osmangazi'den Fenerbahçe'ye zorlu direniş
Osmangazi'den Fenerbahçe'ye zorlu direniş
İçeriği Görüntüle

İSTANBUL (AA) - ÖMER FARUK MADANOĞLU - Çeçenistan'daki savaş nedeniyle aileleri Türkiye'ye göç etmek zorunda kalan Umalt Zaurbekov ve Akhmed Megieva, spora duydukları sevginin hayatlarında dönüm noktası olduğunu belirterek, Türkiye'yi uluslararası arenada temsil etme hayaliyle çalıştıklarını söyledi.

Türkiye'de başarılar elde eden Çeçen asıllı güreşçiler Zaurbekov ve Megieva, AA muhabirine, ailelerinin 2006 yılında Çeçenistan'dan Türkiye'ye uzanan göç yolculuklarını ve güreş tutkularını anlattı.

İstanbul'da doğan 19 yaşındaki Çeçen güreşçi Zaurbekov, annesinin Çeçenistan'dan göç ederken kendisine hamile olduğunu söyleyerek, 'Ailemiz geldiğinde iki hafta sonra dünyaya gelmişim. Yani doğma büyüme İstanbulluyum.' dedi.

Ailesiyle savaş dönemlerini konuştuklarını ve oradaki anıları anlattırdıklarını dile getiren Zaurbekov, dedesinin gazi olduğunu, oraları çok sevdiğini ama göç etmek zorunda kaldıklarını aktardı.

Zaurbekov, Çeçenistan'dan göç eden ailesinin zorlu bir yolla Türkiye'ye geldiğini ifade ederek, önce Azerbaycan'a, oradan da Türkiye'ye geldiklerini ve İstanbul'a yerleştiklerini söyledi.

Çocukluğunda göçmen olduğu için arkadaşları arasında ayrımcılığa maruz kalmadığına dikkati çeken Zaurbekov, 'Ortaokulu imam hatipte okudum. O dönem okulda yabancı öğrenci sayısı fazlaydı. Bazen bazı öğretmenlerin ön yargılı davrandığı oluyordu fakat sporcu olduğum için genelde bir sıkıntı yaşamadım, ayrımcılığa maruz kalmadım.' dedi.

- 'Çocukluk hayalim, Türkiye'yi temsil etmek'

Zaurbekov, güreşi abilerinden gördüğünü, küçüklüğünden beri bu sporu sevdiğini dile getirdi.

8 yaşında ilk defa antrenmanlara katılarak güreş yapmaya başladığını anlatan Zaurbekov, 'Güreş serüvenim yaklaşık 10 yıl önce başladı. Biz 5 kardeşiz, 3 ağabeyim var. İlk olarak en büyük ağabeyim güreşe başladı, ardından sırayla hepimiz başladık.' ifadelerini kullandı.

Zaurbekov, güreş müsabakalarında Türkiye dereceleri elde ettiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:

'İyi dereceler elde ettim, 4 kez Türkiye şampiyonu oldum. Hem okullar arası hem de kulüpler arası müsabakalarda başarılar kazandım. Çocukluk hayalim, olimpiyat ve dünya şampiyonu olarak Türkiye'yi temsil etmek. Herkes ailesini gururlandırmak ister. Birkaç yıl önce yaşıtlarımın katıldığı U17 Dünya Şampiyonası, bizim spor salonunda yapılmıştı. O zaman çok istemiştim katılmayı ancak vatandaşlık olmadığı için maça alınmadım. Kulüpler arası müsabakalara katılabiliyorduk ama yeni bir kural getirildi. 'Vatandaş olmayanlar katılamaz.' denildi. Bu yüzden devam edemedim. Şimdi olsa yine çabalayıp elimden geleni yapmak isterdim.'

- 'Türk milli takımına girmek hayalim'

Türkiye'de iki kez dereceye giren genç güreşçi Megieva ise yaklaşık 3 yaşındayken ailesiyle Çeçenistan'dan Türkiye'ye göç ettiğini belirterek, 'Çeçenistan'da doğdum. Yaklaşık 2,5-3 yaşlarındayken Türkiye'ye geldik. Sevdiğim iş güreş yapmak. Yaklaşık 9 yıldır güreşle uğraşıyorum. Türkiye'de 2 kez dereceye girdim; birinde üçüncü, birinde dördüncü oldum.' diye konuştu.

Megieva​​​​​​​, göçmen olması nedeniyle zaman zaman farklı tepkilerle karşılaştığına değinerek, 'Zaman zaman ilk ya da ortaokul yıllarında ismimi, soyadımı öğrenince farklı tepkiler verenler oldu ama ileri yaşlarda böyle bir durumla karşılaşmadım.' ifadesini kullandı.

İzmit'e yerleşmeden önce güreşle ilgili ilk eğitimlerini zorlu koşullarda İstanbul'da aldıklarını anlatan Megieva​​​​​​​, şunları söyledi:

'Buraya gelmeden önce İstanbul'da güreş hocamız vardı. O bize güreşin temelini öğretirdi ama imkanlarımız sınırlıydı. Minderimiz yoktu, uygun ortam bulamıyorduk. Hoca evde, halının üzerinde bize hareketleri gösterirdi. Sonra İstanbul Beykoz'dan buraya taşındığımızda ilk olarak bir daire tutmuştuk. Evimizin salonuna minder serip orada çalışmaya başladık. Yaklaşık 2-3 yıl boyunca bu şekilde idman yaptık.'

Zamanla çevresindeki insanların güreşe destek verdiğinden bahseden Megieva​​​​​​​, okulun spor salonunda bir güreş alanı oluşturulduğunu, yaklaşık 5-6 yıl orada çalıştıklarını dile getirdi.

Megieva​​​​​​​, katıldığı müsabakalarda kademeli olarak başarı elde ettiğini vurgulayarak, 'Zamanla il, ilçe, okullar arası ve grup müsabakalarına katıldım. Her seviyede derece aldıkça kademe kademe yükseldim. Sonra Türkiye şampiyonalarına kadar ulaştım.' bilgisini verdi.

Milli takıma girmeyi her sporcunun hayali olarak nitelendiren Megieva​​​​​​​, sözlerini şöyle tamamladı:

'Güreş bana hem kararlılığı hem de planlı yaşamayı öğretti. Elbette herkes milli takıma girmek ister ama sadece istemek yetmez, çabalamak gerekir. Ben de çalışarak, emek vererek bir gün gireceğime inanıyorum. Türkiye'yi Avrupa'da ya da olimpiyatlarda temsil etmek çok büyük bir hayal. Spor yaparken insanın aklında bir hedef olması gerekir. Ben de her zaman bunu düşünerek çalışıyorum.'

Kaynak: AA