İSTANBUL (AA) - İstanbul Bilgi Üniversitesi, 'Bilgi Düzensizliklerine Karşı Toplumsal Bilişsel Dirençlilik Yaratmak' (RESAID) projesi kapsamında geliştirdiği yayınları ve çevrim içi araçları etkinlikle tanıttı.

Üniversiteden yapılan açıklamaya göre, RESAID projesi, önemli bir tehdit olan dezenformasyon, mezenformasyon ve malenformasyon gibi bilgi düzensizlikleri hakkında farkındalık yaratmayı, geliştirdiği etkileşimli araçlar ve yayınlarla bireylerin dirençliliğine katkıda bulunmayı hedefliyor.

Akbank Refik Anadol'un yapay zeka eserini öğrencilerle buluşturmaya devam ediyor
Akbank Refik Anadol'un yapay zeka eserini öğrencilerle buluşturmaya devam ediyor
İçeriği Görüntüle

RESAID'ın yayınları ve çevrim içi araçları, üniversitesinin santralistanbul Kampüsü'nde tanıtıldı.

Proje Koordinatörü İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Emre Erdoğan, etkinliğin açılış konuşmasını gerçekleştirdi.

Tanıtım etkinliğinde, bilgi düzensizlikleriyle mücadele için geliştirilen çevrim içi eğitim, oyunlar, kısa videolar, açık erişim kitap ve politika belgelerinin detayları paylaşıldı.

Proje kapsamında bilgi düzensizlikleriyle ilgili temel kavramları ve mücadele yollarını hak temelli bir yaklaşımla ele alarak öğrencilerden eğitmenlere, gazetecilerden sivil toplum aktörlerine kadar farklı gruplar için geliştirilen açık erişim çevrim içi derslerin detayları da paylaşılıyor.

Dersi tamamlayanların onaylı bir sertifika alabilecekleri bu dersler, herkesin ücretsiz olarak yararlanabileceği şekilde açık erişim olarak sunuluyor.

​​​​​​​Proje, çevrim içi derslerin yanı sıra oyunlaştırma ile de bilgi düzensizlikleriyle mücadeleye dair farkındalık kazandırmayı hedefliyor.

CatchMatch, INFOCHIEF, Fanus ve Sparkline isimli dijital oyunlar kullanıcıların dijital ortamda karşılaştıkları bilgilere daha eleştirel yaklaşmalarına katkıda bulunmak amacıyla hazırlıyor.

Bu oyunlarda manipülasyon teknikleri, algoritmaların içerik sıralamalarına etkisi ve kullanıcı davranışlarının nasıl yönlendirildiği interaktif olarak gösteriliyor. Böylece kullanıcılar sosyal medyada karşılaştıkları içeriklerin ardındaki yönlendirme mekanizmalarını deneyimleyerek öğreniyor.

Proje kapsamında uzmanlarca kaleme alınan 'Clausewitzci Bir Hibrit Savaş Teorisi', 'Dezenformasyonla Mücadelede Toplumsal Dirençliliğin Güçlendirilmesi: Uluslararası Kuruluşların ve Özellikle NATO'nun Rolü', 'Hakikat Sonrası Çağda Enformasyon Düzensizliği, Güven ve Yılmazlık: Antropolojik Bir Bakış Açısı' ve 'Yapay Zeka Çağında Bilişsel Güvenlik: Sentetik Etkiye Karşı Ulusal Esnek-Dayanıklılık Oluşturmak' başlıklı dört politika belgesi de tanıtıldı.

Etkinlik kapsamında İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Pınar Uyan Semerci'nin moderatörlüğünde panel düzenlendi.

Panelde yapay zeka, algoritmalar, yanlış bilgi ve toplumsal eşitsizlikler arasındaki ilişkiler farklı disiplinlerden uzmanlar tarafından ele alındı.

- 'Yanlış bilgi ciddi hak ihlallerine yol açıyor'

Açıklamada paneldeki görüşlerine yer verilen İstanbul Bilgi Üniversitesi Medya Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Erkan Saka, platformların etkileşim odaklı olduğunu, insanları platformda tutmak istediklerini ve bu iş modeli sürdükçe daha sansasyonel içeriklerin öne çıkmaya devam edeceğini belirtti.

Saka, çözüm için algoritmik şeffaflığın kamu tarafından talep edilmesi, teyitçilik çalışmalarının sürdürülebilir şekilde desteklenmesi ve medya okuryazarlığının yapay zeka çağının koşullarına göre yeniden tasarlanması gerektiğini vurguladı.

Avukat Tuğçe Duygu Köksal da yanlış bilginin özellikle afet, pandemi ve seçimler gibi kriz dönemlerinde ciddi hak ihlallerine yol açtığını kaydetti.

Köksal, bilgiye erişim hakkının, ifade özgürlüğünün gerçekleştirilebilmesinin aracı değil, özü olduğunun altını çizdi.

Sosyal medyada oluşan yankı odalarının ve algoritmik önyargıların rasyonel tartışma ortamını zayıflattığına dikkati çeken Köksal, bunun demokratik müzakere süreçlerini olumsuz etkilediğini anlattı.

Türk Alman Üniversitesi Kültür ve İletişim Bilimleri Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Elif Posos Devrani ise dijital eşitsizliğin yalnızca teknolojiye erişimle sınırlı olmadığına, bireylerin dijital imkanları etik, eleştirel ve toplumsal yararı önceleyerek kullanabilme kapasitesine de bağlı olduğuna dikkati çekti.

Devrani, bilgi düzensizliklerinin var olan eşitsizlikleri derinleştirdiğini, eşitsizliklerin de yanlış bilgiye karşı kırılganlığı artırdığını vurgulayarak, kendi çalışmaları bağlamında da çocukların dirençliliğinin ancak devlet, platformlar, akademi, sivil toplum, öğretmenler ve ailelerin birlikte hareket ettiği bütüncül bir sistemle mümkün olabileceğinin altını çizdi.

Kaynak: AA