**NÜKLEER SANTRALIN ÖNÜNE GELDİĞİMİZDE BİZİ TOMALARIN, COPLARIN, BİBER GAZLARININ BEKLEDİĞİNİ SANDIK AMA….

**SİYASETÇİLER, 400 NÜKLEER SANTRAL KURMA KARARI ALMIŞLAR AMA HALKIN TEPKİSİ ÜZERİNE, GERİ ADIM ATARAK BU KARARI İPTAL ETTİKLERİNİ AÇIKLAMIŞLAR.

 

Hep fotolarda ve ekranlarda gördüğüm Nükleer santral programına gerçekleştireceğimiz güne “merhaba” dedik demesine de, insan tırsmıyor değil hani. Nükleer santralde baklava börek değil, bol bol radyasyon yiyeceğimizi bile bile koyulduk yola. Yol dediğin de öyle kısa bir yolculuk değil. Git git bitmiyor yol ama o görüntüler ahlar vahlar çektiriyor insana.

BİZİM KÖYLERİMİZDE MANAV ARABALARI CİRİT ATARKEN, ALMANLAR BİR TEK EKİLMEMİŞ TARIM ARAZİSİ BIRAKMIYOR

Neden mi ah çektiriyor? İnanın 5 gün boyunca hareket halindeydik ve sürekli gördüğümüz tüm manzara ekili alanlardı. Gördüğümüz  tüm arazileri ekmiş Almanlar. Avrupa’nın lokomotifi tarım arazilerini ekip biçiyor da, ya biz? Bizim köylerimize bile manav arabası giriyor, o eski ocaklarda duman tütmeyip fırıncıların kamyonları köylerde cirit atıyor. Yüksek yüksek binaları da bir tek dönüşte Bremen’de gördük o da altı katlı.

NÜKLEERE GİDERKEN SIRTIMDAN SOĞUK TERLER AKTI

Az-uz giderek ulaştığımız Nükleer santralın adı Grohnde.  1975 de yapımına başlanıp 1984 de üretime geçirilen Grohnde nükleer santralın reaktörü de zenginleştirilmiş uranyum kullanıyor. Soğutmasını Weser nehrinden sağlayan Grohnde nükleer santral yılda yaklaşık 11 milyon mw elektrik üretiyor.

Termik santrallerin tehlikesini zehirli havayı soluya soluya 60 yıl sonra farkına varan Almanya nükleer santrallerin öldüren ve süründüren kimliğini öğrenip biletini 2022’de kesecek. Geçte olsa  fark edilen bu radyasyon fabrikasını uzaktan gördüğümüzde bile soğuk bir ter yürüdü sırtımdan. Bilmiyorum ekip arkadaşlarım ne düşündü veya nasıl bir duygu yaşadı. Otobüs yaklaştıkça yerleşim alanlarının ortasındaki o santralı yapımına izin verenlerin hangi akla hizmet ettiğini çözemeyenlerden biri olduğumun bilinci içinde, otobüsün camından bol bol fotoğraf çekmeye çalıştık.




NÜKLEER SANTRALIN ÖNÜNDE TOMA, COP, BİBER GAZI BEKLEDİM

Nihayetinde geldik işte Hameln kentindeki  bu nükleer santralın önüne. Bizi ne karşılayacağını bilmediğimiz için (ülkemizde en küçük bir harekette tomalar, biber gazları, coplar, baskılar bilinç altımıza yerleşmiş olacak ki, bir zor ile karşı karşıya kalacağımızı sandık. Bir olay yaşamadan fotoğraflar  çekerken, çevreden bir tek uyarı gelmeyince yavaş yavaş menzili kısalttık nükleere doğru. Yaklaştıkça  fotoğraf makinelerimizden çıkan sesler arttı. Bir adım iki adım derken bir de baktık ki tel örgülere kadar yaklaşmışız bile. Açı değişimi yaparak anı fotoğraflarını da çoğaltırken, tel örgünün içinden bisikletli bir güvenlik görevlisi bakıp süzdü bizi. Telsiz ile bir şeyler söyledi bir yerlere o kadar. Biz dolana dolana engel olan da çıkmayınca nerede ise tatil yapacak duruma geldik santralın önünde.


ÖNCE İNSAN FELSEFESİ RANTI YENMİŞ

Nükleer santral. Almanya 5’ni kapatmış ve geride kalan 8 santralın da 2022’de kapanmasına karar vererek, tarihi bir adım atmış. Almanlar buna “devrim” diyor. Almanya’nın aldığı bu karar gerçekten de devrim.  Büyük rant pastasından kim vazgeçer? Ancak felsefe “önce insan” olur ise halktan yana yönetimler, nükleerden de termik santrallerden de vazgeçebiliyor.

80’li yıllarda Almanya’nın kurmayı hedeflediği 400 nükleer santraldan vazgeçmesinin temelinde Yeşiller Partisi başta olmak üzere inisiyatif kullanmaktan kaçınmayan sivil toplum örgütleri var. Nükleer tehlikesini sürekli anlatan ve eylemlerini kesintisiz sürdüren Almanlar, imdadına yetişen ise ne yazık ki Japonya depreminin ardından Fukuşima santralında yaşananlar olmuş. Hani  kimi zaman “bir musibet bir nasihatten iyidir” derler ya… Musibetten ders almayı daha beceremeyenler bizim ülkemizde olduğu gibi nükleer ısrarını sürdürürken, Almanya 2022’de bu santralların tümünün şalterini indiriyor.




BİOGAZ TESİSLERİNİN KOKUSU NEFES ALDIRMADI

Avrupa Birliği, Sivil Toplum Diyaloğu Media III programı kapsamında sürdürdüğümüz “Çevre İçin Medya ve İletişim Ağı” projesi altındaki çalıştaya katılma şansı bulup da, Almanya’da yenilenebilir enerjiye dönüşteki kararlılığı örnekleriyle gördük. İyi ki bu çalıştaya katılıp da bilgilenme uğruna yollara düşmüşüz.

Nükleer santral çektirdiğimiz toplu hatıra fotoğrafının ardından otobüslere binip oradan hızla uzaklaşırken, aynı yol üzerindeki  MT-Energie’nin Biogas – Technologio tesisini görüp geçemedik. Otobüsten inip çevreyi gezerken burnumuzun direklerini yıkıp geçen koku biogaz tesislerindeki kokuyu hatırlattı bana. 1968-1969 yılları arasında iki yıl yatılı okuduğum EKİ’nin İnsangücü Eğitim Merkezi’nden Asma tarafına  giderken kok fabrikasının yanındaki biogaz tesisleri geliverdi aklıma. O alandan uçarak geçerdik okul arkadaşlarımla birlikte.

Biogaz işte öyle bir şey. Her türlü bitkiyi ve atığı değerlendirmeyi başaran Almanya’da atıkların atığını da gübre yapıp tarım alanında kullanıyor.




                    
             
                      
     YARIN: SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLENMENİN GÜCÜ

 

 İLGİLİ HABER LİNKLERİ

1. BÖLÜM   
2. BÖLÜM  
3. BÖLÜM 
4. BÖLÜM