Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Yönetim Kurulu 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü nedeniyle açıklama yaptı. Açıklamada şu görüşler yer aldı:

“Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nü yine demokratik gerilemenin sürdüğü bir ortamda karşılıyoruz. Gazetecilerin haklarının ihlal edildiği, haberin serbest dolaşımının, adil yargılanma hakkının ve yurttaşların habere erişiminin engellendiği bir ülkede gazetecilik yapmaya çalışıyoruz. Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü tarafından yayınlanan 2025 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’ne göre 180 ülke içinde 159. sıraya gerileyerek ‘çok vahim’ kategorisinde yer alıyoruz.

Gazetecilere yönelik yıldırma, şiddet, haksız gözaltı uygulaması ve tutuklamalar demokratik gerilemeyi hızlandırıyor.

İktidar tarafından gazeteciler suçlu, haber suç olarak görülüyor. Gazeteciler ise yoksulluk sınırındaki maaşlarıyla mesleklerini yapmaya, ayakta durmaya çalışıyor.

RTÜK yayın durdurma, para cezalarıyla, BİK resmi ilan kesme cezalarıyla bağımsız medya kuruluşlarını ekonomik olarak cezalandırıyor. İktidarın kamu yararına olmayan faaliyetlerini haberleştiren meslektaşlarımızın basın kartları İletişim Başkanlığı tarafından verilmiyor. İktidar temsilcilerini ve tüm siyasetçileri gazetecilik mesleğini ve haberi suç gören, gazeteciyi hedef gösteren anlayıştan vazgeçmeye, haberin serbest dolaşımını sağlamaya çağırıyoruz. Cezaevindeki tüm meslektaşlarımızın serbest bırakılmasını istiyoruz. Gazetecilik mesleğini, evrensel ilkelerle yapmaya devam eden tüm meslektaşlarımızı sevgi ve saygıyla selamlıyoruz. Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde meslektaşlarımızla dayanışma içinde olduğumuzu kamuoyunun bilgisine bir kez daha sunuyoruz."

BASIN KONSEYİ

Basın Konseyi Dünya Basın Özgürlüğü ödülü gazetecilere ve gerçek gazeteciliğe verildi

Basın Konseyi, her yıl bir gazeteci ya da kuruma verilen 3 Mayıs Basın Özgürlüğü Ödülü'nü 2025 yılında gözaltına alınan, ayağına kelepçe takılarak ev hapsine mahkum edilen, günlerce gözaltında bekletilen, Silivri Cezaevi'nde tutulan, işsiz bırakılan, haklarında davalar açılan ama her şeye rağmen inatla gazetecilik diyen, direnen tüm gerçek gazetecilere adadı. Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, "Hukuk siyasallaşınca, domino taşları gibi ekonominin, üretimin yıkımı yaşanır. Sonuçta, her kesim zarar görür. Kendine yol açanların ise geçici oldukları ve sonunda kaybettiklerini tarih kitaplarından örnekleriyle biliriz. Kuralsız, hukuksuz, hakkarın askıya alındığı sözde demokrasilerde yaşamsal özgürlükler yok sayılınca düzenin bozulduğu ve çökmenin yaşandığı tarihsel bir gerçektir. Toplumun doğru bilgilendirilmesi için ve halkın haber alma özgürlüğü için gazetecilere müdahale kabul edilemez" dedi.

Basın Konseyi 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nde Beyoğlu Pera Müzesi’nde bir ödül töreni düzenledi.

Basın özgürlüğünün önemine dikkat çekmek, bu alanda emek veren gazetecileri onurlandırmak ve kamuoyunu bilgilendirmek için düzenlenen ödül bu yıl, gazetecilere ve gerçek gazeteciliğe verildi.

OMÜ Rektörü Aydın, TEKNOFEST Kıbrıs’ta katıldı
OMÜ Rektörü Aydın, TEKNOFEST Kıbrıs’ta katıldı
İçeriği Görüntüle

Etkinliğe; Basın Konseyi Yüksek Kurul (BKYK) Üyeleri, duayen gazeteci ve Basın Konseyi önceki Başkanı, CHP eski Milletvekili Oktay Ekşi, CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi, İstanbul Barosu Genel Sekreteri Av. Hürrem Sönmez, gazeteciler Turgay Noyan, Atilla Gökçe, Timur Soykan, Barış Terkoğlu, 12punto yazarları Dr. Elfin Tataroğlu, Dr. Şenol Çarık, İstanbul Barosu önceki Genel Sekreteri ve BKYK Üyesi Av. Burcu Öztoprak Alsulu, Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Zonguldak Şube Başkanı ve BKYK Üyesi Ali Ayaroğlu, Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu, İstanbul Barosu önceki Yönetim Kurulu Üyesi Av. Hüseyin Köprülü, Av. Onur Cingil, medya, akademi, iş ve hukuk dünyasından çok sayıda isim katıldı.

Sunuculuğunu Levent Yıldız'ın yaptığı törenin açılış konuşmasını yapan Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, "Kuralsız, hukuksuz, hakkarın askıya alındığı sözde demokrasilerde yaşamsal özgürlükler yok sayılınca düzenin bozulduğu ve çökmenin yaşandığı tarihsel bir gerçektir" dedi.

23 yıl önce Dünya Basın Özgürlüğü sıralamasında ülkemizin 99. olduğunu hatırlatan Türenç, geçen sürede 59 sıra gerileyerek bugün 158. sıraya geldiğimiz gerçeğiyle karşı karşıya olduğumuzu belirtti.

Türenç, şunları ifade etti:

"Gazeteciler, halkın habere, gerçeğe serbestçe ulaşabilme hakkına saygıyla, bu görevi yerine getirendir. Ve bu hakların teminatıdır. Halk ve gazetecilik bu nedenle ayrılamaz bir bütündür.

Ne var ki, bu hakkın kullanılabilmesi için görevlerini yerine getirmeye çalışan gazeteciler, son dönemde hiç yaşanmadığı kadar güçlüklerle karşı karşıyalar.

Her yıl, tam da bu günde söylediklerimizi sürekli yinelemek zorunda kalmaktayız.

Demokrasiden uzaklaşıldığı dönemlerde, yasakların, ekran karartmalarının tutuklamaların, basının üstüne balyoz gibi indirildiğine bu salondaki herkes ya tanık olmuştur ya da öğrenmiştir "

Muhabir: Mustafa Kemal Bektaş