İstanbul’da 23 Nisan günü yaşadığımız 6.2’lik depremin yarattığı korkuyla herkes sokaklara fırlamıştı… Doğru dürüst toplanma alanı kalmadığı, boş alanların hemen hepsine rezidanslar, AVM’ler yapıldığı için insanlar evlerinden inip sokak aralarında toplandılar biliyorsunuz korkuyla…
İşte magandalar o deprem korkusunda bile durmadılar… Hatta Sultangazi’de çıkan tartışmada silahlarını çekip etrafta “insanlar var” diye düşünmeden çatıştılar…
Ve büyük bir panik yaşanan bu çatışma sırasında olan; deprem korkusuyla ailesiyle birlikte dışarıda bulunan 14 yaşındaki çocuğa oldu…
Çatışmanın ortasında kalan ve silahlardan ateşlenen bir kurşunun isabet ettiği M.U. ağır yaralanırken çatışmaya karışanlardan birinin elinde silahla kaçtığı anlar, deprem sonrası çadır kuran bir vatandaşın cep telefonu kamerasında yansıdı…
İstanbullu deprem korkusu yaşarken bir kadın katili de işbaşındaydı… Bir süredir eşinden ayrı yaşayan ve üç çocuğu ile annesiyle kalan Pınar Bakırcı depremin korkusuyla ailesiyle birlikte Esenyurt Mehterçeşme Mahallesi Gaziler Parkı’nda çadır kurmuştu…
Eşi Turgut Bakırcı yanlarına geldi ve aralarında tartışma başladı… Tartışmanın büyümesi üzerine Turgut Bakırcı, eşi Pınar Bakırcı ve baldızı Arzu Kaygusuz’a ateş açtı. Kurşunların hedefi olan kadınlar kanlar içinde yere yığılırken kaçmaya çalışan Turgut Bakırcı parktaki vatandaşlar tarafından yakalanarak polise teslim edildi…
Görüyorsunuz cahilliğin, cehaletin, şiddetin arttığı ülkemizde durum içler acısı… Vandalları deprem bile akıllandırmıyor… Durduramıyor…
Naif, düşünceli, utanmayı bilen, karşısındakine saygı ve sevgiyle yaklaşan insanlar yok arttık… Son yıllarda şiddet yanlısı, saldırgan, vandalların arttığı, kendisinden başkasına yaşam hakkı tanımayan bir toplum oluştu… Ve bireysel silahlanma da arttı… Bireysel silahlara kolaylıkla ulaşanlar en ufak bir tartışmada bu silahlara sarılıp sokaklarda, masum insanları hiç umursamadan çatışıyorlar…
Evet adeta umursanmayan bireysel silahlanmadaki artış sonucu da, ciddi şekilde her birimizin hayatı tehlikede… Her yerde; evde, işte, sokakta…
Kısacası hiç birimizin hiçbir yerde güvencesi yok…
Bireysel silahlanmadaki artışın korkunç boyutunu, veriler de ortaya koyuyor:
2020 yılında ruhsatsız silah taşıyanlara yönelik 6136 sayılı “Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanuna Muhalefet” suçundan 54 bin 198 dosya hazırlanırken bu sayı her yıl yükselen trend izledi ve 2021 yılında 84 bin 519, 2022 yılında 112 bin 807, 2023 yılında 124 bin 500’e ulaştı… Bu sayı 2024 yılında ise 137 bin 617’ye çıkarken bu kişilerin 65 bin 660’sı hakkında kamu davası açıldı…
Silahlı şiddet olaylarda sadece ruhsatsız silahların değil ruhsatlı silahların da kullanıldığı elbette ki bir gerçek… Depremin bile şiddeti durduramadığını vurgulayarak bireysel silahlanmanın önlenmesi için gereğinin yapılmasını, duyarsız kalınmamasını yetkililerden istiyoruz…
İyi haftalar
Umut Vakfı
