CHP Zonguldak Milletvekili TBMM Milli Savunma Komisyonu Üyesi Dr. Eylem Ertuğ Ertuğrul, OYAK tarafından 2024 yılı için açıklanan yüzde 55,2’lik nema oranına tepki göstererek, "Bu oran, yüzbinlerce OYAK üyesi tarafından dikkatle takip edilmiştir. Ancak açıklanan oran, geçmiş yıllardaki performans ve mevcut ekonomik koşullar göz önünde bulundurulduğunda tatmin edici olmaktan uzaktır. Üstelik kamuoyuna sunulan verilerde şeffaflık eksikliği dikkat çekmektedir.” dedi.
Milletvekili Ertuğrul konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
"Son 20 yılın 15’inde resmi enflasyonun neredeyse iki katı oranında nema sağlayabilen OYAK, neden son 5 yıldır resmi enflasyonun dahi altında kar payı dağıtmaktadır? Bu durumun izahı yapılmadan, üyelerin hak ve beklentilerinin karşılandığını söylemek mümkün değildir. Depremler, küresel krizler ve bölgesel riskler elbette önemli faktörlerdir. Ancak OYAK gibi dev bir yapının esas görevi, bu gibi dönemlerde dahi üyelerinin birikimlerini reel olarak koruyup artırmaktır. OYAK, üyelerinin değil, üyeler aracılığıyla yönetilen şirketlerin menfaatini önceleyen bir yapıya dönüşmemelidir.
"DENETLENEBİLİR VE ŞEFFAFLIK"
OYAK, Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının alın teriyle, yıllar boyu yaptığı katkılarla büyümüştür. Kurumun asli görevi, bu birikimlerin değerini korumak ve artırmaktır. Bu bağlamda; Nema hesaplamalarında hangi kriterlerin esas alındığı, Hangi iştiraklerin ne ölçüde kârlılık sağladığı, Üyelerin katkı paylarının nasıl değerlendirildiği, konularında kamuoyuna açık, denetlenebilir ve şeffaf bir bilgilendirme yapılması elzemdir. OYAK, 2024 yılı için nema oranını yüzde 55,2 olarak açıklamıştır. Bu oran, OYAK’ın sahip olduğu iştiraklerin kamuoyuna açıklanan kâr rakamlarıyla ciddi bir tutarsızlık içindedir. OYAK, Türkiye'nin en büyük sanayi ve finans gruplarından birine sahiptir. Erdemir, Oyak Çimento, Oyak Renault, Total Energies Turkey, AXA Sigorta gibi birçok stratejik sektörde yer alan bu şirketler her yıl milyarlarca lira kâr açıklamaktadır. Hal böyleyken, bu kârlılık OYAK üyelerinin birikimlerine neden yansımamaktadır?
"ŞUNU SORMAK ZORUNDAYIZ"
Madem OYAK iştirakleri bu denli büyük kârlar elde ediyor, neden bu kazanç OYAK üyesine nema olarak dönmemektedir? OYAK’ın asli sahibi olan TSK personelinin alın teriyle oluşan bu sermaye, neden yönetim kurullarında görev yapan sınırlı bir zümrenin kontrolünde, şeffaflıktan uzak bir şekilde değerlendirilmektedir? Neden her yıl şirketler büyürken, OYAK üyelerinin birikimleri reel olarak küçülmektedir? OYAK, bir yatırım holdingi değil; bir yardımlaşma ve emeklilik kurumudur. Dolayısıyla önceliği, şirketleri değil üyelerinin refahı olmalıdır. Ne yazık ki son yıllarda kurumun işleyişi, tam tersine evrilmiştir. Üyeler, kendi paralarının nereye yatırıldığını, nasıl değerlendirildiğini, ne kadar getiri sağlandığını açık ve şeffaf biçimde görememektedir.
"BAKANA SORDUK"
OYAK yönetiminden ve ilgili denetim mercilerinden beklentimiz şudur, Nema oranlarının hangi hesaplamalarla belirlendiğinin açıklanması, İştiraklerin kârlılıklarının üye birikimlerine neden yansımadığının izah edilmesi, Kurumun karar alma süreçlerinin demokratikleştirilerek üyelerin temsil hakkının güçlendirilmesi, OYAK’ın faaliyetlerinin bağımsız ve şeffaf denetime açılmasıdır.
Biz bu soruları geçen yıl da Milli Savunma Bakanlığı’na sorduk. 'Ordu Yardımlaşma Kurumu (OYAK), 205 sayılı Kanun ile kurulmuş, üyelerine anılan kanunda belirtilen yasal yardım ve sosyal hizmetleri sağlayan, özel hukuk hükümlerine tabi bir tüzel kişi olup üyelerinin tüm birikimlerini kârlılık, verimlilik ve kurumsal yatırım ilkelerine göre yönetmekte; üyelerine bireysel eşitlik ve kaynakların adil dağılımı prensipleri çerçevesinde hizmet vermektedir. OYAK'ın tüm faaliyetleri 205 sayılı Kanun ve bu kapsamda düzenlenen mevzuat ile genel kurul kararları çerçevesinde yetkili organları eliyle yürütülmektedir.' şeklinde cevap aldık. Bu cevaba karşılık, bugün yine binlerce muvazzaf ve emekli personel, birikimlerinin enflasyon karşısında eridiğini üzülerek izliyor. Bu nedenle tekrar soracağız. OYAK’ın bu sessiz çığlığa kulak vermesi bir tercih değil, anayasal ve ahlaki bir zorunluluktur. OYAK büyürken, OYAK üyesi neden küçülüyor? Bu sorunun cevabını almadan hiçbir bilanço inandırıcı değildir."